24

9.4K 711 331
                                    

Omuzlarımı düşürmüş bir kaç dakikadır beni sıkı sıkı giydirmeye çalışan Atlas'ı izliyordum. Eline aldığı uzun kahve tonundaki atkıyı boynuma doladı, ardından aynı renkte olan bereyide kafama geçirerek yüzünü yüzüme yaklaştırdı ve sıcak dudaklarını yanağımla buluşturup orayı kısaca öptü. Tekrar hasta olmamam için beni eskimolar gibi sımsıkı giydirmişti, bu kalın giysilerle yürümekte dahi zorlanacağımı düşünüyordum.

"Dışarıda kar yağmıyor farkındasın değil mi?"diye sordum kaşlarımı çatarak, boyu benden uzun olduğundan yüzüne bakabilmek için başımı yukarı kaldırmak zorunda kalmıştım. Kurumuş dudaklarını yalayarak ıslattıktan sonra başını olumlu anlamda salladı."Hastalıktan yeni çıktın sende bunun farkındasın değil mi?"

"Sadece alışveriş yapmaya gideceğiz, Atlas."

"Olsun güzelim."oflayarak bakışlarımı salondaki aynaya çevirdim, bu halde çok komik görünüyordum. Başımdaki bereyi çıkartıp koltuğun üzerine attığım sırada Atlas'ın kızgın bakışlarına maruz kalmıştım fakat o bereyi takmamak için şekilden şekile girip en sonunda beresiz bir şekilde dışarı çıkabilmiştim.

İki haftadır Atlas benimle birlikteydi, arada bir kaç saatliğine eve uğruyor, gece tekrar benimle birlikte kalıyordu. Kollarının arasındaki o sıcaklığa fazlasıyla alışmıştım, onsuz uyuyamaz hale gelmiştim. Onun da benimle aynı duyguları yaşadığını hissediyordum, eğer öyle olmasaydı gecenin üçünde evinden kalkıp benimle uyumak için yanıma geri dönmezdi. Sadece uyumuyor, birlikte çok güzel vakit geçiriyorduk. Kendimizce oyunlar üretip o oyunların içinde birbirimizi daha iyi tanımaya çalışıyorduk. Atlas bulduğu her fırsatta bana sımsıkı sarılıyordu, küçüklüğümden beri görmediğim o şefkati onun kolları arasında görmek bazen beni duygulandırıyordu.

Bakışlarımı gökyüzüne kaldırıp gülümsedim, koyu renkli bulutlar tüm maviliği kapatmıştı. Normalde insanlar daha iç açıcı, cıvıl cıvıl havalardan hoşlanırlardı fakat ben kasvetli havaları daha çok severdim. Yağmurun çiselediği, gökyüzünün gürlediği, etrafta koyu bir rengin hakim olduğu...böyle havalar bana daha huzur veriyordu. Bakışlarımı yanımdaki güzelliğe, ardından sımsıkı tutuşan ellerimize çevirdim. En sevdiğim havalar ve sevdiğim adam...ne güzel gelmişlerdi bana. Hayatım boyunca bir daha bu kadar iyi hissedebileceğimi sanmıyordum, çok güzeldi bu an. Başımı koluna yaslayarak gözlerimi yumdum.

Gözlerimi herkese yumdum. Bize nefretle bakacak herkese, yanından geçerken pis pis konuşacak herkese, güzelliğimize yüzünü buruşturacak, nefret kusacak herkese gözlerimi yumdum.

Umrumda olan insanlar değil, yanımdaki sevdiğimdi.

Saçlarımın arasına kondurduğu minik öpücük üşüyen bedenimin sıcacık olmasına neden olurken kocaman gülümseyerek gözlerimi araladım ve uzun uzun ona baktım, burada olduğu için çok şanslıydım.

Marketten ihtiyacımız olan şeyleri aldık, Atlas'ın günlerdir canı köfte yemek istiyordu. Bu akşam ona güzel bir sofra hazırlayacakım. O yüzden köfte için gereken tüm malzemeleri sepete yerleştirdim, evde eksik olan bir kaç şeyi daha aldıktan sonra kasadan geçirip marketten çıktık. İkimizin de elleri market poşetleri ile dolmuştu.

Gökyüzüne bakarak ilerlemeye devam ederken Atlas omzuyla omzuma nazik bir şekilde vurdu ve bakışlarımı ona çevirmeme neden oldu.

"Eve gidince ders çalışacaksın."

"Bugün çalıştım ya bir saat?"diye mırıldanım kaşlarımı kaldırarak. O yanımdayken ders çalışmak içimden gelmiyordu, sürekli onun yanında olmak, onunla vakit geçirmek istiyordum."Yetmez, eve gidince bir kaç saat daha çalışacaksın."

say my name | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin