10.Bölüm: Ağlamak

8 4 0
                                    

Herkese tekrar selammm.

İyi okumalar.

💜💜💜

      Sabah 5'te her zamanki gibi kalktım. Hemen okula gidip Berk'ten özür dilemem lazımdı. Ona biraz sert davranmıştım. Amacı beni kurtarmaktı ama Ateş Berk'e yumruk atınca çok kötü olmuştum. Berk Ateş'i yere atmasaydı böyle olmazdı.
Ateş'i hiç sevmiyordum şimdi zor kullandığı için daha da sevmiyorum.

Telefonuma baktığımda grupta hiç kimse hiç bir şey yazmamıştı.
Okul üstümü giyidim. Altına her zamanki siyah kot pantolonumu giyip üstüme yeşil hırkamı giymiştim. Elimi yüzümü yıkadım. Yüzüme bir kaç bir şey sürdüm ve aşağı indim.

Annem: -“Kızım Yıldız ablan söyledi Berk'in gözü kızarmış sonrada şişmiş. Kavga mı etti Berk, Allah Allah hiç kavga etmezdi noldu anlat bakalım? Gül ablan Berk'e sormuş Berk söylememiş.”
Başak: -“Benim yüzümden kavga etti.”
Annem: -“Aa, neden?”
Kısaca anlattım olayları.
Annem: -“Ah! Kızım yazık olmuş Berk'e. Sende üstüne gitmeseydin Berkin.”
Başak: -“Ama anne keşke kavga etmeseydi. Beni korumak istedi anladım ama ben hallederdim."
Annem: -“Kızım nasıl halledeceksin belliki çocuk takmış sana.”
Babam: -“Okula giderken göster bana o çocuğu ben gösteririm gününü.”
Annem: -“Saçmalama Faruk düzgünce bırak kızı okula kimseye bulaşma. Gerekirse öğretmenelerine söyler.”
Babam: -“Tamam, tamam."

Kahvaltımı ettim dişimi fırçaladım.
Babamla beraber okula gittik.
Babam beni sınıfa kadar bıraktı.
Babam: -“Kendine dikkat et kızım hadi iyi dersler.”
Başak: -“Görüşürüz.”

Sırama geçtim.
Ben Cansu'nun yanında oturuyordum. Arkadada Berk'le Murat.
Berke döndüm. Çok hassas duruyordu.

Başak: -“Berk özür dilerim sana sert davrandım." dedim ve gözlerim dolmaya başladı.
-"Bak gözün ne halde olmuş benim yüzümden.” diyip  sarılıp, dayanamayıp ağlamaya başladım.

Berk: -“Nolur ağlama aptallık ettim." dedi. Onunda gözleri dolmaya başladı. Kendini zor tutuyor gibiydi.
-"Ağlama Başak lütfen ağlama.” diyip  ağlamaya başladı. Berk'e baktım. Onu ilk defa böyle görüyordum.
Başak: -“Ağlama.” dedim ağlak sesle.
Cansu: -“Herkes size bakıyor toparlanın ağlamayı kesin bakın bende ağlıyacağım.”

Yerime oturdum.
Ateş pişkin pişkin arkasını dönmüş bana bakıyordu. Dördümüz birden sabır çektik.
Murat: -“Bak Ateş dön önüne.”
Ateş: -“Sana mı sorucam?"
Murat: -“Evet lan bana sorucaksın!”
Başak: -”Murat lütfen sende başlama
takma o zorbaya.”
Ateş: -”Zorba ha?”
Başak: -“Kes sesini dön önüne.”
Ateş: -“Peki Başakçığım sen iste yeter.”
Başak: -“Bana bak bana bir daha Başakçığım  demiyeceksin. Adımı bile anmayacaksın."
Ateş: -“Peki Başakçığım a pardon Başak a çok pardon adını bile anmayacaktım dimi  sadece peki o zaman.”
Başak: -“ Ya sabır.”
Cansu: -“Tamam Başak sakin ol.”
Başak: -“Sakinim.”
Hoca geldi dersimiz matematikti.
Dersimizi işledik.
Teneffüs oldu.
Başak: -“Cansu biz lavaboya gidelim.”
Cansu: -“Tamam bebek.”
Başak: -“Ay bana bebek deme zaten yeterince bebek muamelesi görüyorum.
Cansu gülüp:
-"Hadi tamam gidelim.”
Berk: -”Biz sınıftayız.”
Lavaboya girdik.
Başak: -“Cansu 2 gün sonra Berk'in doğum günü.”
Cansu: -“Aa evet.”
Başak: -“Berk'e imzalı fenerbahçe forması vermek istiyorum.”
Cansu: -“Aa iyi fikir benim kuzenime gideriz. O imzalar."
Başak: -“Tamam sürpriz yapalım."
Cansu: -“Ne yapıcağız?”
Başak: -“Tam olarak düşünmedim. Biz bügün hediye işini halledelim. Murat'a sorararız yazarım ben ona."
Cansu: -“Tamamdır. Berk nasıl ağladı ama ya.”
Başak: -“Ya evet kıyamam.”
Cansu:-“Sende fazla yüklendin.”
Başak: -“Ya ama işte..."
Cansu: -“Tamam gidelim.”
Lavabodan çıktık. Lavabonun önünde Ateş bekliyordu. Görmemezlikten gelip yolumuza devam edicektik ki
Bana seslendi.
Aldırış etmedim. Sınıfa doğru hızlıca ilerledik.
Ateş bağırarak:
-“Başağı seviyorum ulan.” duye bağırdı.
Yüzüm kıp kırmızı olmuştu. Hemen sınıfa girdim.
Kıpkırmızıydım.
Sınıfa girer girmez Berk anlamıştı bir terslik olduğunu.
Berk: -“Noldu Başak ne bu hal?”
Başak: -“Hiç sorma.”
Berk: -"Sordum bile ne oldu?” dedi. Bende sıkıla sıkıla:
-“Biz lavabodan çıktık. Ateş bizi lavabonun önünde bekliyordu. Aldırış etmedik. Sonra bana seslendi. Yine bakmadık. En sonunda
"Başağı seviyorum ulan!" diye bağırdı.” dedim.

Cansu: -“Sevmek böyle bir şey değil taktı resmen.”
Berk: -“Bak Başak ne diyeceğim git Ateşle konuş adam akılı yani konulaşalım. Bizde gelelim sen konuş senin onu sevmediğini falan söyle.”
Başak: -“Ya seviyorsam?”
Berk: -“Ne diyorsun Başak seviyorsan niye bizi uğraştırdın?"
Başak: -“Hiç aşık olmadım ben.”
Murat: -“Ee ne olmuş?"
Başak: -“Ya tamam, beni bırakın.”
Öfkeyle şöyle dedi Berk:
-“Bırakalım seni git o zorba dediğin kişiyle çık istersen.”
Başak: -“İster çıkarım ister çıkmam beni korumak istediğini anlıyorum ama ben kendim ne yapacağımı biliyorum.”
Berk: -“Peki ne yapıyorsan yap.”
Murat: -“Dostlarını o serseri için mi bırakacaksın?”
Başak: -“Sizi bıraktığım falan yok siz benim dostumuzsunuz ve dostum olarak kalacaksınız. Sadece konuşacağım Bir şey olduğu yok.
Cansu: -“Tamam lütfen sakin olun bir birimizi bir serseri için kırmaya gerek yok.”

     Derslerimizi gördük. Öğle molası için yemekhaneye indik. Berk'i kolundan tuttum ve gözlerinin içine baktım ve:
 -“Seni, sizi çok seviyorum. Seni kırmak istemezdim ama bu aralar her şeyime karışıyorusun. Her şeyime karışmanızı sevmiyorum.”

Berk: -"Bende sizi seviyorum içinizden her hangi birinizin zarar görmesini istemiyorum.”
Başak: -”Bende istemiyorum ama bak sen zarar gördün. Ben konuşarak halledebilirim.”
Berk: -”Tamam Başak. Hadi gel yemekleri alalım.”
Yemeklerimizi aldık.
Yemek yerken Murat'a mesaj attım:
-“Biz bügün Cansuyla Berke hediye almaya gideceğiz.”
Murat: -“Aa evet, babanmı bırakacak ?
Başak: -“Sanırım.”
Murat: -"Ben sizle gelirsem Berk anlar ben bir ara hediyeyi alırım. siz ne alacaksınız?”
Başak: -"İmzalı Fenerbahçe forması.”
Murat: -"Oo, baya iyi. Bu arada Berk bize bakıyor telefonu bırak ve yazma.”

Telefonu bıraktım. Murat telefonla biriyle yazışıyormuş gibi yapıyordu.
Berk: ”-Kimle konuşuyorsun iki saattir Murat?”
Murat: -“Annem yazmış ya.”
Cansu: -“Ee sıkıldım ya.”
Başak: -“Ay bende.”
Ateş yanımıza geldi.
Bana bakarak:
-“Bir gelir misin ?
Başak: -“Tamam.” dedim ve kalkıp yanına geldim.
 Ateş: -“Hiç mi hoşlanmadın benden?”
Başak: -“Ateş hiç hoşlanmadım. Hoşlansam düzgünce söylerdim. Ben kimseyle çıkmayı düşünmüyorum. Sadece derslerimle
İlgileneceğim.
Ateş: -“Peki Berk?”
Başak: -“Daha önce söylediğim gibi Berk'le dostuz.”
Ateş: -“Tamam. Peki cumartesi için bir şansım var mı?"
Başak: -“Ne gibi bir şans?”
Ateş: -"Yemek yeme gibi bir şans?"
Başak: -”Bilmiyorum bakarım, işim olmazsa yeriz. Süreklide benimle konuşmak isteme. Derstede bana bakma rahatsız oluyorum.”
Ateş: -“Sen iste yeterki cumartesiye kadar çıtımı çıkarmayacağım.” dedi ve Ateşin yanından ayrılıp bizimkilerin yanına geri dönüp oturdum.

Cansu: -“Ee ne oldu?"
Başak: -“Konuştum. Derste beni rahatsız etmeyecek.”
Berk: -"İyi."
Başak: -“Cumartesi beni yemek yemeğe davet etti.”
Murat: -“Sen ne dedin?"
Başak: -“İşim yoksa gelebileceğimi söyledim.”
Berk: -"Gidecek misin peki?” dedi üzgün vr meraklı bir şekilde.
Başak: -"Zannetmiyorum, bakıcam.”
Berk: -“Senin için en iyisi neyse onu yap."
Başak: -"Tamam." dedim.
Desler bitmişti. Babam beni almaya gelmişti. Cansuyuda alıp taksiye bindik.

Başak: -"Babacığım eve gitmeden önce Avm'ye gitsek, Berk'e doğum günü hediyesi alsak olur mu?
 Babam: -“Demek Cansu o yüzden bizimle geldi.”
Cansu: -“Evet efendim.”
Babam: -”Tamam kızlar.”

Avm‘ye geldik.
Babam önce bizi yemek yemeğe götürdü. Yemek yedik. Hediyeyi almaya Fenerium’a girdik.

Babam: -“Oo fenarbahçeli mi? Tam adamım."
Başak: -“Bu fenerbahçe formasını alıcağım."
Cansu: -“Ben bu saati alıcağım.”
Başak: -“Formayı zaten kuzenine sen imzalatacaksın.”
Babam: -“Oo süpersiniz keşke benimde böyle arkadaşlarım olsaydı.”
İçimden keşke keşke dedim. Arkadaşları düzgün olsaydı babam böyle olmazdı..

Hediyelerimizi aldık. Formayı Cansuya verdim. İmzaltaması için kuzenini akşam yemeğe çağırmış. Avm'den çıktık. Cansuyu evine bıraktık.
Bizde eve geçtik. Çok yorulmuştum. Üstümü değişip hemen yattım. Berk'in doğum günü için çok sabırsızdım.


OYLARINIZI VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM.

HOŞÇAKALIN.

💜💜💜

KÜÇÜK KÜÇÜK KIVILCIMLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin