8 | hope

148 21 10
                                        

Soğuk bir kış gününe açılan bir sabah, ilk defa bu kadar sıcak ve huzurlu hissettiriyordu. Her ne kadar Jimin uyandığında yanında Yoongi'yi bulamasa da yanındaki sıcaklık hâlâ korunuyordu. Tatlı bir kokusu olan bu yatağında daha önce hiç bu kadar rahat uyandığını hatırlayamazken, Yoongi'nin içeride bir yerlerde olabileceğinin düşüncesiyle, tatlı bir şekilde gerinerek bacaklarını yataktan sarkıttı.

**

"Ah, aslında," önüne sunulan buzlu içeceği eline alarak devam etti. "Aslında tam olarak öğrenmek istediğim, Jimin'in hatırlayamadığı geçmişi." elindeki soğuk bardaktan bir yudum alırken, tadı belli belirsiz bu içeceği içemeyeceğinden emin olduğunda masaya geri koydu. "Panik atak ve nöbetleri devam ettiğinden dolayı, hâlâ atlatamadığı bir geçmişe sahip. Her ne olduysa, bunu bilmem gerektiğini düşünüyorum."

Boğazına yerleşmiş bir ayva parçasını yutmaya çalışırcasına zorla yutkunan bayan Park zorlukla eşine bakarak ensesindeki kısa saçlarını kaşıdı bir müddet. "Bir gün," diye söze girerken bakışlarını eşinin gözlerinden çekmeyerek, anlaşmalı bir şekilde kurulduğunu hissettiren cümlesini devam ettirdi. "Onu odasında baygın bir şekilde bulduk. O günden beri, kimseye yaklaşamıyor. Ne yanımızda durabiliyor, ne de dışarıya en ufak bir adımını atabiliyor." Kesik nefeslerle kurduğu cümlesini yutkunarak bitirdiğinde, Yoongi kaşlarını kaldırarak, tepkisini belli etmek istemeyerek başını salladı.

"Daha sonrasında," konuşan kişinin yalnızca bayan Park olması göze batarken, herhangi bir şey belli etmeyerek akışına bıraktığı saatlerin peşinden gitti. "Onu hastahaneye götürdük, sosyal anksiyete bozukluğu olduğunu öğrendiğimizde ayrı bir eve yerleştirdik." hüzünle tuttuğu nefesini burnundan verirken, şakaklarını ovaladı bakışlarını bacak bacak üstüne atan adamdan çekerken. Bu pis kokular Yoongi'nin burnuna çarparken, çatılan kaşlarını mümkün olduğunca nötr tutmaya çalıştı.

Bir süre daha konuşulduktan sonra, Yoongi müsade isteyerek lavabonun yerini sordu. Aklında kurduğu, adım adım ve hatasız bir şekilde işleyeceğini umduğu planına girişi şimdi yapıyordu. Kendisine tarif edilen yolu sakince yürüdü arkasındaki bütün izleri kaybettirirken. Üst kattaki odaların orta bölümünde duran lavaboya girmek yerine, vaktini tasarruflu kullanmaya çaba göstererek odalardan birinin kapısını araladı büyük bir sessizlikle.

Şansına ilk açtığı odanın kapısı, Jimin'in odasına açılıyordu. Yani, Yoongi'nin umduğu şey buydu. Çünkü içerisi tamamen küçük bir oğlan çocuğu için döşenmişti. Odanın ahşap kokusu uzun zamandır bir çocuğu barındırmadığını fazlasıyla belli ederken, yatağın üzerine serilmiş çizgi film karakterli çarşaf hafifçe gülümsemesini sağladı.

Bu odaya girmesinin sebebi tamamen güvensizlikten kaynaklanıyordu. Yoongi bir kez daha bu işe kendi adımlarıyla ilerlemeyi tercih etmiş, Jimin'in ailesinin şu son zamanlardaki hâl ve tavırlarından doğan güvensizliği kapı dışarı ederek tercih ettiği yol için çaba sarf etmeye başlamıştı. Bu havasız odadan bugün bir tane bile olsa bir şey bulacağından emindi. Bir yerden başlaması gerektiğini düşündüğünde, üzerinde oturmuş olduğu yatağın altına bakma gereği duyarak dizlerinin üzerine çöktü. Gözlerinin önüne serilen küçük sepetlerden başka hiçbir şey bulunmuyordu yatağın altında. Hasır kapaklı sepetlerin birini kendine doğru çekerek rahat bir görünüm sağladı, ve hızlıca kapağını açarak umduğu tarzda şeyler bulmak için Tanrı'ya dileklerde bulundu.

Sepetin üst kısımında duran küçük araba ve boş kağıtları bir elinde toplayarak itelediğinde, gözlerine küçük, mor kapaklı bir not defteri ilişti. Koyu bir ten rengine sahip yaprakları olan defteri eline alarak, geride hiçbir iz bırakmamak adına sepeti düzgün bir hâle sokarak yatağın altına geri itti.

sosyofobi, yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin