6 | unconscious

310 44 23
                                        

Yoongi evinin kapısının tamamen kilitlendiğine emin olduktan tam bir saat sonra, dönüş yolunun üzerinde duran Jimin'in ailesinin evine uğramıştı birkaç dakikalığına. Birkaç gelişmeden onları haberdar etmek istercesine uğramış, bir bardak soğuk kahve ikramını reddetmek istemeyerek on beş dakikasını onlar için ayırmıştı. Ailesinin bütün hâl ve tavırlarına dikkat ederek oradaki vaktini bu şekilde geçirdi. Daha sonrasında evden ayrıldığında eline tutuşturduğu karton poşetler eşliğinde yürüyerek Jimin'in evinin yolunu tuttu. Oraya yakın bir zamanda tekrar uğramayı düşünüyordu. Jimin'in odasına (duruyorsa elbet) bir uğramak, ve göz atmak istiyordu.

Hava muhteşem derecede eserken tadını çıkarmak adına içerisine derin bir nefes çekti. Serin ve sert rüzgar kurumuş yaprakları büyük bir güçle etrafa savuruyor, ıslak toprak kokusunu her yere dağıtıyordu. Jimin'in de burada olmasını isteyerek yoluna devam etti. İnsanları görmezden gelecek olursak kaçırdığı fazlaca şey vardı. Bazılarının umursamadığı, lâkin doğanın kânunu olan muhteşem eserleri görmeyi o da hak ediyordu. Yanında birkaç kıyafet, oyun konsolu ve birkaç tane oyun cd'si getirmişti. Birkaç adet roman ve edebiyat dergisini de karton poşete koymayı esirgemeyerek, içeriye bir de derin bir kavanoza koyduğu, yeni çekilmiş efsane kokusunu sızdırmaktan çekinmeyen filtre kahve kavanozu yerleştirmişti. Karton poşetin içi efsane kokarken, cam pervazında soğuk günlere karşın içilen kahveler gözlerinin önünde canlandı. Geçirilecek tonlarca vakitleri vardı. Tonlarca olay, geride bırakılması gereken bir de geçmiş vardı.

Şimdilik bütün düşünceler bir kenara bırakılacak olursa; Yoongi karın ilk yağdığı günü Jimin'i dışarıya çıkaracaktı. Bu hedef içine sinerken şimdiden günün hayallerini kuruyordu. Düşünceler eşliğinde ulaştığı evin kapısını çalma gereği duymadan, kendisine verilen anahtarla kapıyı açmış, ve onu kucaklayan sıcağa içinden selam vermişti. Evin içerisine soğuk girmemesi adına kapıyı ardından kapatmış, ve kalın ceketini ahşap askılığa asmıştı. Oturma odasında görünmeyen Jimin'in odasında olduğu düşüncesine kapılarak odasına doğru ilerlemişti sıcağa alışmaya çalışarak. Tüm tüyleri diken dikendi ve içine girmiş olan soğuğu bir türlü atamaz haldeydi.

Yatağına kurulmuş, bilgisayardan açtığı herhangi bir filme dikkatlice odaklanan Jimin, Yoongi'nin geldiğini ona seslendiğinde fark edebilmişti. "Hey Jimin, ben geldim." Yoongi'nin seslenmesiyle Jimin kafasını izlediği filmden ona doğru çevirdi ve sıradan bir gülümseme takınarak yanında yer açtı. "Otursana, film izliyorum." Jimin'in kendisi için açtığı yere otururken ekranda oynayan filme doğru baktı. Bir yandan elleriyle üşüyen kırmızı burnunu ısıtıyor, bir yandan da seyrettiği filmin denk geldiği son kısımlarını izliyordu. Film bitmek üzereydi. Daha önce de izlediğinden ötürü bunu sorun etmiyordu. Sevdiği filmlerden biriydi ve Jimin'in beğenip beğenmeyeceği konusunda pek emin değildi. "Beğendin mi peki?" diye sordu elleri bu sefer yanaklarını ısıtmaya çalışırken. Bir yandan da burnunu çekiyordu.

Jimin kafasını salladı. "Beraber uyuyorlar, güzel değil mi." Parmağını ekrandaki renkli saçlı kadının üzerine getirdi. "Saçları da çok tuhaf. İnsanlardan kötü yorum almıyor mudur?" Yoongi ısınmak için birbirine kenetlemiş olduğu kollarını çözerek Jimin'e yöneltti bakışlarını. "Muhtemelen, ama bunları umursayacaklarını sanmıyorum. O filmdeki kadınların yönelimi de insanları kötü yorumlara itmeye meyilli olacak," dedi filmin içeriğinden bahsederek. "ama onlar bunları umursamıyor. Filmdeki anlatılmak istenen de bu."

Jimin başını salladığında Yoongi devam etti. "Ayrıca," filmin jeneriği devreye girdiğinde arkadan çalan şarkı ikilinin muhabbetine eşlik ediyordu. "Beraber uyumaları hoşuna gittiyse bunu deneyebiliriz."

Gözlerini açarak bakışlarını ondan kaçırdı ve üzerine örttüğü örtünün uçlarıyla oynamaya başladı ne yaptığını kestiremezken. Tamam, hoş bir teklifti. Ama bu Jimin'in üzerinde uzun uzun düşünebileceği bir cümleyken anında bir cevap beklememeliydi ondan. Yapabileceğinden dâhi emin değildi. Üstelik ne hissettireceğini bilmediğinden ötürü Yoongi'yi de kötü bir duruma sokmak istemiyordu. "Başarabileceğimden emin değilim." dedi net bir sesle. İsteği fazla aşikârdı. Buna rağmen endişeleri yüzünden bir müddet seviyesini koruması gerektiğini düşünüyordu.

sosyofobi, yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin