10 | fear

115 21 2
                                    


Keyifle yenilmiş bir muzlu pasta sonrasında balkonda kalın kıyafetler içerisinde, soğuk havanın tatlı kokusunu solurken birkaç metre ötedeki sallandıkça güzel koku yayan ağaçları seyrediyorlardı. Fazlasıyla düşünceli olan ikilinin aklında olan konular tamamen zıt düşerken, Yoongi sıkıntılı nefesler bırakıyor, Jimin ise karın bir an önce yağması için Tanrı'ya dileklerde bulunuyordu. Aklında dolaşan mevzular tamamen Jimin ile alakalıydı. Defterde okuduğu cümlelerin etkisinden çıktığı söylenemezdi. Ve bilmediği tonlarca şey olduğu oldukça barizken, bunları bir türlü öğrenemiyor olmak gencin canını fazlasıyla sıkıyordu.

Jimin heyecanlı düşüncelerinin ardından zihninde yankılanmaya başlayan korkularını işittiğinde, Yoongi'ye mesleği hakkında aklında kalan soru işaretlerini sormak ve sormamak arasında ikilemde kaldı. Heyecanlıyken, birden bire kendini gergin hissetmeye başladı ve gerginlikten terleyen ellerini ceplerine yerleştirdi.

Bunlar yalnızca onun küçük vesveseleriydi.

Yoongi, bir süre sonra sessizliği sonlandırmak adına bu güzel soğuk havanın yanına yakışacağını düşündüğü bir şarkı mırıldanmaya başladı. Kuru dudakları hafifçe kıpırdarken, mırıldandığı pürüzsüz sedi bu soğuk havaya meydan okuyacak türden fazla iç ısıtıcıydı. Jimin duyduğu sesle vücuduna yayılmakta olan gerginliğin bir anda gevşemeye başladığını hissettiğinde, dudaklarına yayılan gülümsemeyle daldığı yerden çekti gözlerini. Huzurun tamamen kanına aşılandığını hissettiği bu zaman diliminin durmasını istemiş, ve yaşadığı hissin tadını çıkarmak için ana ayak uydurmuştu. Yoongi'nin şiir gibi olan ses tonu beyninin içini kemiren bütün düşünceleri elinin tersiyle iterken, sol elini cebinden çıkararak Yoongi'nin koluna tutundu.

Koluna dokunan Jimin ile kapatmış olduğu gözlerini açan Yoongi, derin bir nefes alarak şarkıyı sonlandırdı ve bakışlarını yanındaki gence çevirerek gülümsedi. Bir süre etrafta herhangi bir ses duyulmazken zaman öylece durmuş gibiydi. Jimin Yoongi'ye baktı, Yoongi ise o'na.

Burnuna doluşan ıslanmış ağaç kokusu kirpiklerini titretirken, sessizliği bozan kişi Yoongi oldu. "Yakında kar yağacak Jimin, hissediyorum." etraftaki dondurucu soğuk gelecek karın habercisi iken, ikili artık tüm düşünceleri geride bırakarak bu duruma odanlandı. Jimin'in suratındaki belli belirsiz tebessüm yerini korurken, utangaç bakışlarını tekrar uzaklara dikerek yarım yamalak başını salladı. "Heyecanlıyım."

Üzerine aldığı hırka ona yetmemişti ki, esen rüzgarla birlikte hafifçe irkilirken Yoongi'nin sağ kolunu omuzunda hissetti. "Üşüdüysen, içeri geçebiliriz." Sağ kolu eşliğinde kendisini sarmalayan bedenin bu ani hareketi yüzünden bakışlarını kaçırırken başını iki yana salladı. "Hava güzel." diyebildi sadece, böyle durumlarda ne diyeceğini bilemiyor ve elinden öylece durmaktan başka hiçbir şey gelmiyordu.

Onu onaylayan Yoongi, kolunun altına aldığı bedeni ısıtmaya özen göstererek tek koluyla sarmalayarak bakışlarını tekrar ıssız sokağa çevirdi. Bir süre sallanan ağaç seslerinden başka hiçbir şey duyulmazken, sessizlik tekrar Yoongi tarafından bozuldu. "Azmediyorsun, bu beni gerçekten sevindiriyor Park Jimin." Hafifçe mırıldandı, etrafta kimse olmasa dâhi yalnızca onun duyabileceği bir şekilde.

Jimin olduğu yere sinerken derin bir nefes aldı. Duyduğu bu cümle boğazına sert bir yumru yerleştirirken daha sıkı yumdu gözlerini. Fazlasıyla duygusal biriyken, böyle cümleleri işitebilmek kesinlikle Jimin'in alışamayacağı bir durumdu. "Sen şahit olduğum tek, ve en iyi insansın." söylediği sözden bir gram bile utangaçlık duymazken, sıkıca yumduğu gözlerinin yaşlarını geriye göndermek için büyük bir çaba gösterdi. "Sana güvendiğim için pişman olmayacağımı biliyorum." karanlık hava sayesinde ortam oldukça loşken, Yoongi Jimin'den duymuş olduğu cümlelerle bu gecenin daha fazla uzamasını istemişti aniden. Bazı şeylerin gün yüzüne çıktığı bir gece olmalıydı, güvenin, sadakatin ve inancın, su üzerinde parıldayan gerçeklerin gecesiydi bu gece. Bu gece bir yakamoz edasıyla deniz dalgalarının arasında parlarken, Jimin sarf ettiği cümlelerinin vermiş olduğu cesaretle, kendisini daha da güçlü hissetti. Bu hisleri her daim böyle olacaksa, Min Yoongi'nin kendisinden hiç uzaklaşmamasını diledi. Gökyüzünden herhangi bir yıldız kaymasa da, belki Tanrı dileğini kabul ederdi.

sosyofobi, yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin