İkili Jimin'in serumunun bitmesini beklerken, bir süreliğine olup bitenler hakkında muhabbet ettiler. Jimin'in baygınlık sürecinde neler olduğundan, onun o an ne hissettiğine kadar. Yaklaşık bir saat öncesine kadar sessiz olan odanın içerisi ikilinin muhabbetiyle dolup taşarken, serum git gide azalıyor ve Jimin'in damarlarına işliyordu.Jimin tekrar Yoongi'nin saçlarıyla oynamak istediğinde, büyük olan kafasını yatakta uzanan gencin göğüsüne tekrar koymuş ve ona izin vermişti. Bir gün kendi saçlarıyla oynaması için Yoongi'den bir söz kopardıktan yaklaşık yarım saat sonra ise, büyük babasının yanında fenalık geçirmesinin nedenini tartıştılar kendilerine ayırdıkları bu bekleyiş sürecinde.
"Korkutucu bir şekilde sana yavaşça alışıyor olmalıyım." dedi onun yanında rahatça hareket edebilmesini ele alarak. "Saçlarınla oynuyorum ve bu bence normal olmayacak bir seviye. En azından benim için."
Yoongi yattığı yerden omuzlarını silktiğinde Jimin bunu hissetti. "Korkutucu değil, uzun zamandır ilk defa böyle bir şeyle karşılaştığından ötürü böyle hissediyorsun sadece."
Bilmiyordu. Karışan aklını toparlayamayacak kadar yorgun hissediyordu. Hâlâ.
"Bilmiyorum." bir süre duraksadıktan sonra, bitmeye yüz tutmuş serumunun damar yoluyla sabitlenmiş olduğu sol eline baktı. "Buradan nasıl çıkacağımızı da bilmiyorum." evinin dışında bir yerde olduğu için oldukça gergindi. Herhangi bir durumdan dolayı kendini tekrar burada bulmak istemiyordu.
Yoongi hastahane yatağının üzerine yatan bedenin kolunu tutarak rahatlatıcı bir baş sallaması sundu ona. "Endişe etme, bir yolunu bulacağım." Zor bir şey olmasa gerekti. Yalnız başına olmayacaktı. Gerekirse onu kucağında dâhi taşıyabileceğini düşünüyordu. "Yalnızca serumunun bitmesini beklememiz gerekiyor." Jimin'in biten serumunun üzerine bir tüp daha yerleştirildiğinde, onlara bu serumun son olduğu bilgisi verilmişti.
Jimin başını sallarken, serumun dâhi dinçleştiremediği gözlerini Yoongi'nin irislerine dikti. "Bana bir şeylerden bahset," vakitin hızla geçmesini istediğinden ötürü bunun gayet iyi bir seçenek olduğunu düşündü. "Ailenle aran nasıl, veyahut arkadaşlarınla. Mesleğine ne zaman başladın?" Biraz Yoongi'nin hayatı hakkında bilgilenmek, ve merakından oluşan açlığı kapatmak isteyerek sordu.
Yoongi Jimin'in koluna koyduğu elini çekmeyerek, yumuşak kumaşla birlikte oynamaya başladı. "Hoseok adında bir dostum var, okul hayatım boyunca hep yanımdaydı. Daha sonra meslek hayatına geçtiğimizde ise dostluğumuzu yarıda bırakmadık." Tatlı bir tebessümle anlatırken, Jimin de ona eşlik ederek gülümsemişti. Böyle bir arkadaşa sahip olması gerçekten güzel olmalıydı.
"Yalnızca bir tane mi arkadaşın var?" sorusuna bir baş sallamasıyla yanıt aldı. Tuhafına gitmişti. Yoongi'nin kişiliği bu kadar iyiyken, fazla arkadaşı olmamasını neye yorabilirdi bilmiyordu. "Sanırım sosyal fobiye sahip olmasaydım, bir sürü arkadaş edinirdim."
Yoongi gülümsedi. Şâşâlı bir arkadaş çevresine sahip değildi. Okul zamanında yaşadığı iniş çıkışlar yüzünden insanlarla olan ilişkisi pek hayra alamet olmadığından dolayı, arkadaşlarım diyebileceği bir topluluğa sahip değildi. İhtiyaç da duymuyordu. Fazla bir şey kaybettiğini düşünmüyordu, ki zaten hayatında dostum diye adlandırabileceği harika bir insan vardı. "Bir arkadaşı birçok arkadaşa tercih edebilirim."
Jimin'den anladığını belirten bir baş sallaması aldığında, cümlesine devam etmek için boğazını temizledi. "Ailemle aram ise, iyi diyebiliriz. Birlikte yaşamıyoruz, lâkin bir doktor olmamdaki destekleri büyük."
"Mesleğinden memnun olmalısın."
Bir baş sallamasıyla onayladı onu. "Mesleğime bir farklılık kattığım için memnunum." dedi ve aklının kaydığı konu yüzünden bir süre gözlerini daldığı yerden çekemedi. "Sosyal fobin başlamadan önceki yaşantını hatırlıyor musun?" sorduğu soruyla birlikte duvara odaklanmış bakışlarını uzanarak onu seyreden bedene çevirdi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
sosyofobi, yoonmin
Hayran Kurgu__ çocukluğundan beri yaşadığı vahim durumlar nedeniyle ileri derecede sosyal anksiyete bozukluğu yaşayan park jimin, ve onun kişisel psikoloğu min yoongi'nin hikâyesi. sosyofobi is re-published! sosyofobi'yi kendi hesabıma taşıdım, sosyofobi yeni...