Yanağın yanağımda

4.7K 379 566
                                    

Yorum yapanların dudişlerini öpüyormuş gibi bir gün 💓

▪︎

[ 2 hafta sonra ]

Çaresizlik aşkın diğer bir adıydı aslında. Herkesin gözünde toz pembe görünen bu sevgi önce dilde eriyen pamuk şekeri kıvamında kanımıza karışıyordu. Ardından tüm bedenimizi kaplayan bu şeker, içinde biriktirdiği acımasız zehri teker teker tüm organlarımıza sinsice bulaştırmaktan geri kalmıyordu. Bu zehirden en çok nasibini alan da çaresizlik duygusunu tüm uzuvlarında hisseden de mutlaka dar koridorların arasında bir o yana bir bu yana gidip gelen Jungkooktan başkası değildi. Sürekli bir koşuşturmanın, endişenin ve huzursuzluk hortumunda kayboluyordu. Daha dikkatli ve ince bir adama dönüşmüştü. Asla kazanamadığı bir şeyin kaybedilişinde tadacağı hüznü hissetmek istemiyordu dudakları. 

Jimin ile hastane odasına seviştikten sonra ki bir kaç gün içinde tedavi sürecine başlamalarında ısrarcı olmuştu doktorlar. Bu nedenden ötürü hızlı bir sürece girmişlerdi fakat bu sefer her şey farklıydı çünkü Jimin'in avuçlarını kendi avuçlarına kıyasla daha iri eller sarmalıyordu. 

Sevdiği adamın gözleri önünde günden güne iyileşmesi gerekirken sönen bir balonu andırması Jungkook'un epey kafasını karıştırıyordu. Bugün tam iki hafta geçmişti. Ansızın gelen mide bulantıları, ağız içi kızarık ve mukazit denilen genel sorunları Jimin'in düzgün konuşmasına engel oluyordu. Bu yüzden Jungkook yumuşak bir diş fırçasıyla Jimin'in diş etlerinde ki yaralara dikkat ederek her gün düzenli olarak fırçalıyordu. Sert ve kabuklu yiyeceklerden özellikle uzak durmasını söylüyordu. Busan'ın güzel bahçelerinden özel olarak getirilen sebze ve meyveleri bizzat kendisi soyup, öpmek için can çekiştiği dolgun dudakların arasına sokuyordu.

Kısacası alfa Jimin'i geçmiş yıllarda yalnız bırakmasının acısını onun her daim yanında olarak telafi ediyordu. Bu durumdan şikayetçi olan tek kişi Taehyungtan başkası değildi. Ona göre bu alfa bizzat arkadaşını kendisinden çalmak için FBI tarafından görevlendirilmişti. Hoseok eğer Taehyung'a dil dökmese kesinlikle her an bir iç savaş patlak verebilirdi.

Doktorlar Jimin'in kapısını kapatarak hızla uzaklaştığı sırada alfa koşar adımlarla sevdiği adamın yatağının ucuna oturdu. Elleriyle Jimin'in ellerinin kemikli sırtını okşayarak yanında olduğunu göstermeye çalışıyordu. Sürekli uykulu gözleri, birbirinin üstüne kapanan kalın dudakları ve usul usul alınan nefesleri Jungkook'un bu süreçte ne kadar hassas olması gerektiğini üstü kapalı fısıldıyordu aslında. Jimin çok sakindi, susmaktan ve kendi fikirlerini bastırmaktan doğan bir sakinliği vardı. Zihni sürekli bir iç çatışmanın eşiğindeydi, kendi kendine buğulu gözleriyle bir savaşın ortasında kalıyor bazen yeniliyor bazen ise yeniyordu. Fakat Jungkook'un tek bildiği şey yenerken de yenilirken de Jimin'in yalnız başına olduğuydu. Yanında sadece fiziksel olarak olmak istemiyordu ki, ruhuyla ruhunu birbirine katmaktı tüm derdi. Sorunları vardı, bir alfanın anlayamayacağı ne kadar çabalarsa çabalasın ikna olamayacağı sorunlardı bunlar. 

İlk günlerde tedavinin çocuk sahibi olmaya engel olduğunu bildiği için bu kadar durgun olduğunu düşünüyordu. Fakat başka bir şeyler vardı, daha kötü, daha dipte bir şeyler..

Bu kuru ayazın altında kalan soğuk nefeslerini Jungkook'un dudaklarından dökülen kelimeler bozmuştu. Dayanamamıştı, bu sessizlik göğüs kafesinin içinde sızlanan yüreğini boğup duruyordu. Dilini ağzında döndürüp bir kaç harfi dudaklarından çıkaracağı sırada Jimin'in nazik isteği kulağına ulaştı.

"Beni tıraş edebilir misin Jungkook?" 

Hastane logosunun çarşafın üzerinde ki görüntüsünden gözlerini ayırarak dakikalar sonra konuşan sevgilisinin dudaklarına değdirdi irislerini. Jungkook'un dünyadan soyutlanması için Jimin'in tek bir kelimesi yeterliydi. Kafasını aşağıya yukarıya sallayarak Jimin'in boş gözlerle izlediği saatin yelkovanına çevirdi bakışlarını. Ardından da parmaklarını hafifçe sevdiği adamın yanaklarına çıkardı. Yumuşacık ve pürüzsüz olan teni ilaç kullanmaktan dolayı sivilcelerin istilasına uğramıştı. Sivilceler bile Jimin'in suratında toprağa ekilen bir çiçek misali güzelleşiyordu. Bu adam her şeyin güzelleşmesi için en iyi sebeplerden birisiydi. Küt parmakları yumuşak fakat pürüzlü tende ileriye geriye hareketlendi. Önce ince göz kapaklarında sonrada çenesinde.

second chance - jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin