Biz denizin attığıyız

2.9K 288 421
                                    

Yorum istiyorum :)))

*

4 ay sonra

"Sence de karnım kocaman olmadı mı?" 

Mutfaktaydı ve her zaman ki gibi elinde bir bıçakla tabağa dizdiği meyvelerin ardından bana tavşan dişlerinin parlaklığını gösteriyordu. Tatlıydı, sevecendi belki de en güzel yanı benim için çabalamasıydı. Uğraşıyordu, mükemmel alfam Jungkook geçmişin acısını kendinden çıkarmak istiyordu. Fakat bunu etrafını yakıp yıkarak değil de, baharda açması için toprağa yeni çiçekler ekerek yapıyordu. 

Sevecenlikle kıstığım gözlerimi üzerinden çekip ufak ufak fısıldadım. Bizim herkesten gizli ve her şeyden önemli bir dilimiz vardı. Susarak konuşuyorduk, çığlıklarımızı susarak atıyorduk yıkık dökük harabe benliğimizden. Gerekirse de 5 yıldır olduğu gibi ayrı ayrı sevişiyordu suskunluğumuz.

Minik yastıkların üzerinden atlayıp elinde ki meyve tabağına dikkat ederek yanıbaşıma attı koca bedenini. Suspus olmuş dudaklarımı zarif elleriyle aralamaya çalıştı. Büzdüğüm çeneme minik kelebek öpücüklerini bırakarak az önce yanıtsız bıraktığı soruma cevabını ulaştırmıştı. "Sanmıyorum zaten seni tanıdığımdan beri karnın böyle değil miydi?" Göğsüne yumruk yaptığım ellerimle vurmaya başlamıştım. Kahkahalarımız akıp giderken, bileklerimden tutup bedenimi kendine çekerek az önce yumrukladığım göğsüne uzanmamı sağladı. 

Parmakları bedenimde geziyor ve dudakları ise kulağımın memesinde hoş bir seyahate çıkmaya hazırlanıyordu. Siyah ve beyazın karışımlarını üzerimde taşıdığım kumaş parçasını sıyırıp içinde yeni bir dünyayı taşıdığım bebeğimizin üzerinde gezdirdi ellerini. Ellerini bedenimde gezdirdikçe gözlerini kapatıyor ve huzura teslim oluyordu. Gözü beni bile görmüyordu, seviyordum onu. Beni herkesten çok sevmesinin bir önemi yoktu bugünden sonra, en çok tabirinin karşılığı olmayacağımın farkındaydım artık. Çünkü ben tam 4 ay önce, 5 ay sonra doğacak oğlumuza kaptırmıştım sıramı. 

"Jimin, o dünyanın en mutlu çocuğu olacak bunun için elimden gelenin fazlasını yapacağıma dair sana söz veririm." Dakikalardır onu izliyordum, her saniyesine tanıktım gözlerinde ki ışığın. Uzanıp acıyla öptüm çenesinde ki beninden, ardından da ayrık kaş bitimlerini dudaklarımla mühürledim. Buruk bir gülümseme yeşermişti dudaklarının arasından.

"Sence bizi sevecek mi?" Yersiz bir soruydu benimkisi fakat buna aldırmayacak kadar aşıktı karşımda ki adam. Kafasını önce sağa salladı ardından da sola hiç vakit kaybetmeden dudaklarıma ıslak bir öpücük bırakarak kıkırdamaya başladı. "Seni bilmem ama bana abayı yakacağı kesin, sonuçta herkes, babası Jeon Jimin'in alfası ve milli bir beyzbolcu olacak kadar şanslı doğmuyor değil mi?"

Aramızda ki mesafeyi aşağıya çekip göğsüne kapandım ardından da sokaklarda ıslanmış bir kedi misali sarı saçlarımı Jungkook'un göğsüne sürtmeye başladım.

"Galiba sana aşık olmaya başladım Jungkook?"

Devirdiği gözleri aslında bu cevaptan hiç memnun kalmadığını belli ediyordu. Bir kaç mırıldanmanın ardından göğüs ucumu parmaklarının arasına alıp sıkarak "Bu zamana kadar olmaman ayıp, terbiyesiz adam!" ellerimle ağzımı kapatmış kahkahalarımı bastırmaya çablarken karşımda ki boy aynasına geçerek salına salına konuşmasını başlattı.

"Böyle bir şey olabilir mi ya? Şu yakışıklılığa bakar mısın? Şu yüze, şu endama. Çocuğumuz eminim ki veli toplantılarında beni herkesten korumak için bir çuvala saklamak zorunda kalacak."

Dalgalandırdığım kaşlarımla son cümlesinin mantığını kavramaya çalışıyordum. "Niyeymiş o Sayın Jungkook?" Omuzlarını silkeleyip üzerinde ki tişörtü kafasından çıkardı ardından da yere fırlatıp kolunu ensemden geçirip beni kendine çekti. Yanağıma bir öpücük bırakacağını umarken dişlerinin arasına alarak ısırması tekrar sıktığım dişlerimin rahatlamasına neden olmuştu.

second chance - jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin