FİNAL ﻬ ikinci şans

3.9K 287 546
                                    

"Jungkook Yu Jin'e bir göz atabilir misin? Çok kötü kokuyor."

Bir hafta olmuştu, soğuk duvarların arasında minik çiçeklerin boy gösterdiği evimiz tam bir haftadır yuvamız haline gelmişti. İnce ve kalın seslerimizin içinden minik bebek çığlıkları her yükseldiğinde yüreğimin delicesine sudan çıkmış bir balık gibi çırpınmasının nedeniydi babası gibi alfa olan minik Yu Jin.. Mutluyduk, huzurlu ve güzeldik. Güzeldik biz, tüm savaşlarımızın sonunda galip gelen bedenlerdik.

Gülümsedim, ne zaman bu anılar aklıma gelse galibiyetin verdiği bir gülümseme peydah olurdu dudaklarımın arasında. Mutsuz bir evliliğin, duygusuz bir ilişkinin ve kaybedilen bir yavrunun ardından hala sevdiğim adamla aynı çatı altında üstelik de birbirimizin birleşmesi sonucunda dünyaya gelen bir bebekle bir hayat sürecek olma düşüncesi gülümsetmişti beni.

Kollarımın arasından çekilen yastık bana yeni bir boşluğu hatırlatırken Jungkook ufak bebeğimizi kollarıyla sararak odaya girdi. Önce yavaşça şakağıma bir öpücük bıraktı ardından da çektiği yastığımın yerinde kalan boşluğu 3.5 kilo olan bir bebekle doldurdu. Kocaman bir yatakta iç içe geçmiş üç bedendik artık. O bana öyle baktıkça tüm hatalarımın aslında bir bir önüme doğrularım olarak çıkacağına inancım artmıştı. Dakikalar geçmesine rağmen gözünü bir an bile gözlerimden ayırmıyor ve sanki ezberlemek istercesine her kuytu köşemde gezdiriyordu. Baş parmağıyla dudaklarımı okşarken kolları Yu jin ve beni saracak şekilde bir yay kadar gerilmişti.

Dudaklarımın kenarına narin bir öpücük kondurarak "Gözlerin bir şey söyleyecek gibi bakıyor hep?" Elimi attığım ensesinde ki saçları okşayarak ufak mırıltılar halinde kulağına doldurdum cevaplarımı "Ezberlemek istiyor gibi bakıyorsun."

Kuru dudaklarını diliyle ıslatıp Yu Jin'in alnına minik bir öpücük bıraktı ardından da az önce baktığı gibi kederli bir bakışla döndürdü gözlerini gözlerime. Çarşafın altına sokarak ellerini, minik ve doğum sonrası şişen ellerimle birleştirdi.

"Kim bilir, belki gerçekten de ezberlemek istediğimdendir."

Boşta kalan elimle ağzımı kapatarak minik bir kıkırdama saldım aramıza. Yu Jin artık minik evimize geldiğinden beri kendimize daha bir çeki düzen verir olmuştuk. Sesimize, isteklerimize hatta hal ve hareketlerimize bile daha dikkat ediyorduk. Ona mutlu bir yuva vermek bizim en temel görevlerimizdendi. Aile denen bu kavramı herkes yaratabilirdi. İki kişi evlenir ve bir çocuk dünyaya getirirdi fakat bizim amacımız aile olmak değil. Her şeyden önce bir arkadaş olmaktı, kendimize arkadaş çocuğumuza yoldaş olmaktı.

"Sana aşığım, sana yemin ederim ki çok aşığım."

Sürekli sevgi sözcüklerini kullanan birsi değildi, sevgisini ve bağlılığını yardımlarıyla ve en büyük destekçim olmasıyla gösteriyordu. Sardığı kollarının üzerine masum bir öpücük bırakıp alnını alnıma dayadım ardından da göbeğimize ufak bir şekilde sürten minik ayakların sahibinin yanağına bir öpücük kondurdum. Yu Jin uslu bir çocuk olacağa benziyordu en azından bu bir hafta içinde öpüşmelerimize karşı koyabilmişti.

"Dudaklarını getirsene." Gitgide uzaklaşan dudakları beni bir parça endişelendirmişti. Ensesinden yakaladığım alfamın alnını alnıma yapıştırıp kelebek öpücüklerimi narin bir edayla bıraktım. Dudaklarını sarkıtarak geriye gideceği sırada kollarından tutup "Bir sorun mu var? Neden öpüşmek istemiyorsun."

Aramızda uyuyan Yu Jin'i gergince kucağına alarak beşiğe yatırdı ardından da alnına bir öpücük bırakıp yanıma oturdu. Kollarını bedenime dolayarak dudağını gözlerime kapamıştı.

"Bebeğimizin yanında bu çok yanlış anlaşılabilir diye düşündüm. Daha çok küçük ve-" Kaşlarımı kaldırarak göğsüne kapandığım sırada gür bir kahkaha atarak devam ettirdim yarım kalan cümlesini "Tanrı aşkına o bir bebek dikkatini anlıyorum fakat bu kadarı sence de biraz fazla değil mi? Sonuçta sevişmiyoruz öpecektim sadece."

second chance - jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin