Sadece dinle beni, anlamasanda olur

5.6K 583 769
                                    

Oy sınırı 110 yorum sınırı 450

(Kitap ile alakasız yorumlar silinecek ve dikkate alınmayacaktır)
▪︎

Kaçıp gitmişti. Suratımı görmesi ve soğuk iki kelimemin kulaklarına dolması yapmıştı bunu, onu benden kaçırmaya yetmişti.

Sadece donup kalmıştım. O öylece yanımdan kaçarken, ben böylece masamın başında sessizce olayları idrak etmeye çalışıyordum.

Biliyordum. Bir gün mutlaka Jungkook ile karşılaşacağımı, onunla hiç değilse gözgöze geleceğimden emin bir şekilde yaşıyordum. Çok fazla garipsememiştim durumu, en azından zemini dövüp şaşkın bir edayla kaçacak kadar.

Akşama kadar Jungkook'tan başka hiç bir hasta gelmediği için tüm zamanımı onu düşünerek bir nevi ödüllendirmiştim. Onu düşünmek benim için cehennem değildi, cennetten bir nevi 4+1 ev ayırmak gibi bir şeydi. İçimde ki şeytan bana pis fikirlerini aktarırken melek tarafımsa sadece onunla konuşmam gerektiğini söylüyordu.

"Hadi Jiminie eminim o da seni özlemiştir. Onu gör, önce konuşun, sonra öpmeye başla ve kendini onun odasına götürtüp-"  melek tarafım kesinlikle azmış bir canavarı andırırken şeytan tarafım tam bir dahiydi. "İnanamıyorum azmış bir meleği ilk kez görüyorum. Sen tatava yapma da bu 4+1 ev nereden alınıyor bir söyle.." ikisini de dinleyip şeytan tarafıma dönerek okkalı bir cevap verdim. "Tanrı aşkına cennettedir herhalde-" küçük şeytan önce koca bir kahkaha atıp mızrağını poposuna değdirmiş, ardındanda kolunu sağ omzumda ki meleğin boynuna atarak, kafasında ki beyaz halkayı alırak kendi kafasına takmıştı. Kendince tatlı hareketler yapıyor ve etrafında dans ederek "bu 4+1 ev için bende melek olabilirim gibi geliyor-" sözlerini kesip kafasında ki halkayı ağlayan ve tiz bir sesle çığlık atan meleğe uzattım. Ağladığı için omuzlarım ıslanmış ve simler bedenimi yapış yapış etmişti.

"Şuan 4+1 ev almak için sahte bir melek kılığına giren bir şeytanı.." işaret parmağımla sinirden köpüren ve bana arkasını dönen şeytanı göstermiştim. Ardından da halkasına kavuştuğu için huzura eren meleğin saçlarını okşayıp "ve bu kadar azgın bir meleği ilk kez görüyorum." Sözlerimi bitirir bitirmez şeytan gür bir kahkaha atarak "Bizde alfasını terkedip ona tek bir kelime etmeyen bir omegaya ilk kez rastlıyoruz doğrusu.." yarıda kalan cümlesini melek tamamlamıştı "bende şeytana katılıyorum bize hiç öyle bakma Jiminie."

İlk kez tüm kitapların aksine benim omzumdaki iki ruhani varlık, şeytan ve melek aynı konuda hemfikirlerdi. Sahiden de konu ben olunca şeytan ve melek bile aynı fikirde olabiliyorsa dünyada imkansız diye bir şeyin olması imkansız gibi bir şeydi.

Ben omzumda ki şeytan ve melek ile sahici bir kavgaya tutuşmuşken kıdemlim Jin'in kapımı çalıp karşıma geçerek beni izlediğinin bile farkına varamamıştım. En sonunda dolgun iki et parçasının arasından çıkan ses kulaklarıma ulaştığında öyle utanmıştım ki bugün Jungkook'un yaptığı gibi ayaklarımı zemine vurdura vurdura kaçıp gitmek istemiştim.

"Jimin sen yoksa.. yani cidden herhangi bir hastalığının olmadığına emin misin?" Gerçekten sorduğu bu soru kalbimi biraz kırmış ve alt üst olan moralimin de içine etmişti. "Ben mi? Kanser tedavisi görmüştüm. İki yıl önce falan-" üzgün ve sorduğu sorudan pişman olmuş bir surat ifadesiyle "Ben gerçekten üzgünüm. Yani asıl sormak istediğim o değildi. Psikolojik.. Geleli dakikalar oldu, sen kendi kendine konuşarak bir kavgaya girmiş gibi görünüyordun. Sadece garip geldi işte-" kelimelerini keserek omzumda ki şeytana göz attım. Fısıltı halinde "Bizi görmüyor ve sana hasta diyor manyak herif.." şeytanın bu ani tavrı meleği kızdırmıştı. Halkasını döndürerek "Bu kadar yakışıklı bir insana manyak demen çok kaba-" onların bu kavgasından beni sıyıran şey Jin'in sesi olmuştu. Eğer biraz daha o yanımda ve beni izlerken böyle devam edersem doktor diye işe alındığım klinikten hasta olarak çıkmam an meselesiydi.

second chance - jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin