~10~

65 7 9
                                    

Arkadaşlar buraya kadar gelip okuduysanız güzel ama yorum ve oy çok az kurgusuna kadar emek verdiğim bir hikaye. Bir oy bile mutlu ediyor.
~~~
"Uyansana!" Israrla yorganı çekiştiren Ferdoya aldırmadan yorganı sıkıca tuttum. Sürekli beni uyandırma çabalarına artık anlam veremiyordum. Bıraksa günlerce uyuyabilirdim.

"Gece kaçta uyuduğumuzun farkındasın demi?" Balodan sonra odaya hep beraber gelmiş, sabaha kadar konuşmuştuk. Kral ile başıma gelen her şeyi anlatmıştım. Üçü de şok içinde çıt çıkarmadan beni dinlemişti. Melvin aramızda krala en yakın olandı bu yüzden başta anlattıklarıma hiç inanmamıştı.  Kralın tek samimi olduğu kişinin en yakın koruması olduğu onun dışında kimseyle bu şekil konuşamayacağını söylemişti. Ama ben konuşmuştum.

"Hera, bütün bölgeler sizi konuşuyor. Görmek istemezsen sen bilirsin." Yataktaki ağırlık hafiflemişti. Yere inen Ferdoya yorganın altından az bir boşluk açarak baktım.

"Neden bahsediyorsun?" Elinde tuttuğu ilk defa gördüğüm siyah küçük aleti duvara doğru tuttu. Duvara çeşitli görüntüler yansıtmıştı. Küçük projeksiyon gibi duruyordu. Yorgandan tamamen kurtulup, oturdum.

"Bu ne?"

"Yansıtıcı. Sadece haberler için kullanılılıyor." Burda bu tarz aletlerin olmadığını düşünmüştüm.

Takım elbise giymiş, haber spikeri olan asil kadın konuşuyordu.

"Dün, Kral Ares'in taç giyme törenini canlı bir şekilde bütün bölgelerde vermiştik. En çok dikkat çeken olay ise..." Ekranda Ares ve benim dans ederkenki görüntülerimiz belirdi şaşkınlıkla Ferdoya döndüm.

"Nasıl?" Ferdo sırıtarak izlemeye devam etti.

"Salonun her tarafında kamera olduğunu biliyorsun sanıyordum." Hayır bilmiyordum. Canlı yayın yaptıklarını da bilmiyordum. Neden bana en başında kimse haber vermemişti? Bütün bunları bilsem dans etmeye cesaret edebilir miydim bilmiyorum.

"Bu güzel kızı hepiniz hatırladınız değil mi?" Ekrana şimdi de arenadaki görüntülerim verilmişti.

"Kralın bir prensesle dans etmesi beklenirken, bu kızla dans etmesi.." hafifçe gülerek kameraya baktı.

"Prenseslerimiz alınmasın, kızımız çok güzel. İsmi dışında ailesi ve kendisi hakkında bilgi maalesef alamadık.Saray gizli tutuyor gibi. Prensimizin... Yani kıralımızı böyle görmek bizi mutlu ediyor." Danstan biraz daha görüntü verildikten sonra, taç giyme görüntüleri verildi. Ardından binlerce insanın şehirlerde yirmi katlı binalar kadar büyük ekranların önünde tezahüratlarla kralı izledikleri verildi.

"Bu kadına bayılıyorum." Gülerek görüntüleri izleyen Ferdoya anlamsızca baktım.

"Şimdi ne olacak?" Elindeki aleti kapatıp cebine attı.

"Saray sana sahte bir kimlik, aile yaratacaktır. Fazla göz önündesin artık." Oflayarak kendimi yatağa attım. Geleli iki ay olacaktı, olaylara atlamadan  eve döneceğim zamanı beklesem olmazdı demi? İlla karışıp kendimi öne çıkaracaktım. Umarım beni, kendi evrenime yollamaları çok kısa sürerde, bütün bu olanlardan kurtulurum. Yalan söylemeyeceğim burayı sevmeye başlamıştım. Çok farklıydı. Ama ailem her şeyden önde geliyordu.
~~~
Koca gül bahçesinde Lenayla geziyorduk. Yarın doğum günümdü. Nihayet buradan kurtulacaktım. Heyecanlı pek sayılmazdım. Burdan gitmeden önce en çok merak ettiğim elementimi öğrenmek istiyordum. Biraz da deneyimlemek istiyordum. Gerçi hâla şaka gibi geliyordu. Büyücü bu gece saat tam on iki olduğunda yıldızımın parlayacağını söyledi. Biraz canım acıyacakmış, başım dönecekmiş. Sebebini sorduğumda ise her asilin başına geldiğini söyledi. Normal asiller için acı azmış fakat kraliyet ailelerinin yani dört elemente sahip asillere bayılacak kadar acı veriyormuş yıldızın parlaması. Elementlerin teker teker uyanması zormuş.

MaveralHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin