thirteen 'sigara'

20 4 11
                                    

Siz votelemeyince bana hiç ilham gelmiyor :(
Geçen bölümde Dispatch'in CEO'suna Bang Joo yazmışım adamın adı Kang Joo şüspwkjxıdls orayı görmezden gelelim :)

"Cidden çok ileri gitmeye başladınız polise gideceğim!" dememle o insanın sinirlerini bozan kahkasını attı.
"Neyden bahsettiğin hakkında hiç bir fikrim yok." dedi Bay Kang.
Bir de safa yatıyordu! Ben sana gösteririm şimdi orospu çocuğu!
"Neyden bahsettiğimi çokta iyi biliyorsunuz beni 7/24 röntgenleyen adamlarına söyle lütfen polise gideceğim." dedim.
"Sanırsam birileri sürekli sizin fotoğraflarını çeliyormuş,tam olarak bilmiyorum eğer gerçekse bence polise gitmeyi hiç göze bile almayın." diyerek tekrar kahkaha attı.

Bir kahkaha takınarak "Benimle oynadığınızı düşünüyorsunuz ama bu oyunun sonunda kazanan ben olacağım için size pek zevk vermiyor olabilir anlıyorum tabii." diyerek telefonu kapadım.

Yorulmuştum;
Güçlü gibi davranmaktan,
ihanet etmekten,
ikiyüzlü davranmak zorunda kalmaktan
yorulmuştum...

Kendimi dışarı atıp şirketin büyük bahçesindeki banklardan birine oturup bir sigara yaktım.

Sigara içmeyi hiç sevmiyordum moralim bozuk olduğunda moralimden daha kötü hissettirip bana unutturması için içiyordum.
Bunu kimseye söylemiyordum çünkü bence öğrenilmesi durumu zayıf bir yanım ortaya çıkardı.

Her içime çektiğimde daha da iğrenç hissediyordu.

"Ne?! Yeon sigara mı kullanıyorsun?!" diyerek yanıma geldi Jungkook.
"Bilmiyordum. Ahh çok iğrenç kokuyor Yeon nasıl içiyorsun?" dedi.
"Bende hiç sevmiyorum." dedim.
"E ne diye içiyorsun o zaman?" dedi.
"Metafor yapıyorum moralim bozuk olduğunda moralimden daha kötü hissettirerek unutturuyor bana." dedim.

Beni kendine çekerek sarıldı ve saçıma öpücük kondurdu "Neden moralin bozuk?" dedi.
"Ah boşver, şuan iyi hissediyorum zaten hadi gidelim bahçede bu kadar yakın görünmeyelim röntgenlerler bizi." diyerek kıkırdadım ve elinden tutup ayağa kaldırdım.
Ani ruh değişimime şaşırmış olacak ki tepki vermeden kıkırdayarak kalktı.

Şirketteki işlerimi bitirince eve döndüm ve telefonumu elime almamla mesajlarım olduğunu gördüm.

Seung Hee'dendi en son biraz tartıştığımız için uzun zamandır konuşmuyorduk,bu yüzden ilk onun mesajına baktım.

Seunge Hee: Sun Yeooon! Nerelerdesin? Aramız iyi mi? Umarım iyidir.

Sun Yeon: Bu aralar yoğundum biraz, yazamadım üzgünüm aramız iyi :)

Seung Hee: Oh! Buna sevindim akşam bir şeyler yapmak ister misin?

Sun Yeon: Açıkçası yorgunum fazla yorulmayacağımız şeylerse olur tabii.

Seung Hee: Bana gel istersen.

Sun Yeon: Olur,geliyorum.

Evden tam çıkarken telefonuma gelen mesajla suratımdaki gülümsemeye engel olamadım.

Jungkook: Napıyorsun güzelim?

Sun Yeon: Arkadaşıma gidiyordum sen?

Jungkook: Hangi arkadaş?

Sun Yeon: Tanımıyorsundur ama Seung Hee'ye.

Jungkook: Seung Hee'nin kız ismi olduğunu umuyorum :)

Sun Yeon: Yanlış tahmin :)

Jungkook: Gitmemeni tercih ettiğimi söylesem umursarmıydın acaba?

Sun Yeon: Jungkook fikirlerine önem veriyorum ama Seung Hee'yi uzun zamandır tanıyorum.

Jungkook: Ama sen tanıyorsun,ben tanımıyorum.

Aslında Jungkook'la onu tanıştırmak isterdim ama o da bu aptal işin içindeydi.

Sun Yeon: Bana güvenmiyor musun?

Jungkook: Sana güveniyorum elbette ona güvenmiyorum.

Sun Yeon: Bana güvendiğine göre sana ona güvenmeni söylediğim için güvenmelisin Jungkook.

Jungkook: Bir dakika kafam karıştı ya kime güveniyorum ben?

Sun Yeon: Kdlslwplselsşs gerizekalı mesajları tekrar oku anlayacaksın araba kullanacağım şimdi öptüm.

Jungkook: Okuyayım bari.
Keşke gerçekten öpsen.

Kapıyı açmamla Seung Hee beni sarmaladı "Seni özlemişim salak! Niye aramıyorsun?" dedi. "İşlerim bu aralar o kadar yoğun ki zaman bulamadım. Hem sen niye aramadın?" dedim. "Başın sıkışık olmalı Bay Kang seni rahat bırakmıyordur. Kaçık herif!" dedi.
"Aynen öyle yapıyor. Aman boşver buraya bunları konuşmaya gelmedim." dedim.
"Bir şeyler izleyelim madem." dedi, kafamı sallayarak onayladım.

Jungkook: Suuunnn Yeooonnnn hala şu arkadaşında mısın?

Sun Yeon: Şimdi evden çıktım araba kullanıyorum.

Jungkook: Sonunda!
Evindeyim gel.

Sun Yeon: Evimde ne arıyorsun?!

Jungkook: Ne kızıyorsun ya?! Sevgilimizin evine giremeyecek miyiz?

Sun Yeon: Nasıl girdin?

Jungkook: Bizim de kendi numaralarımız var şimdi aslanım ne bekliyorsun.

Sun Yeon: Bu kekoluk güncellemesi yeni mi geldi ya?

Jungkook: Bana ara sıra geliyor öyle boşver şimdi, senin anahtarının yedeğini çıkarttım bu arada öyle girdim her neyse ne zaman geliyorsun?

Sun Yeon: Anahtarımın yedeğini çıkardın? Sen delisin cidden! Vardım sayılır bekle.

Jungkook: Deliyim ama sana :)

Sun Yeon: Keko geri döndü galiba?

Jungkook: Öyle oldu biraz.
Her neyse hadi gell!!

Sun Yeon: Aç kapıyı geldim.

Kapıyı açmamla Jungkook elini belime yerleştirerek sarıldı bana.

Ona sarıldığımda;
Rüzgarın suratıma çarptığı gibi hissedip daha sonra ise suya girip yüzmeye başlamış gibi hissediyordum.
Her seferinde bana sarılışında kalp atışım hızlanıyordu ama çok iyi hissediyordum.

"Seni çok özledim." diyerek dudaklarını dudaklarıma bıraktı.
Yavaşça hareketlenen dudaklarımızın ritimleriyle salona doğru yürüdük ve ayrıldık.
"Bende seni çok özledim."

Onu öptüğümde yaşamaktan yorulmuş vücudum tekrar yaşama dönüyor gibiydi.
Ürkütücü ama çok güzel..

Bu bölüma aşırı içime sindi❤️
Lütfen vote ve yorum🥺🥺

INFIDELITY - Jeon JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin