○●~1=RÜYA=~●○

133 24 24
                                    

Sana geldiğimde yeterince çok yaram vardı. Seni yara bandı olarak kullanmak gibi bir niyetim yoktu. Aksine ben senin yaralarına çiçekler sarıp iyileştirmek istemiştim. Masum ve çocuksu bir istekti bu.

Herkese dört duvardım. Bir kapım vardı ve deliğinden seni izliyordum. Gönül isterdi ki o kapıyı açayım seni içeriye alayım. Ama yapamadım. Seni kendi kuyuma hapsetmek istemedim. Hoş o kapıyı açsam sen içeriye gelmezdin . Kapalı tutup deliğinden seni izlemek daha cazipti. Çok yoruldum. Şimdi gitmem gerekiyor. Çünkü ben sana değer verirken karşılığında bir tepki bile alamamaktan, sözlerimi umursamamandan, beni dinlememenden yoruldum.

Yerini vaktinde terk etmek erdemliktir diyordu okuduğum bir kitapta. Sanırım ben bu erdemliğe nail olamadım. Hiçbir şey için henüz geç değil. Senin yanında değersiz bir bütün olarak kalmaktansa kendim için kendimi hiçe sayarak parçalana parçalana gitmeyi tercih ediyorum. Seni seviyorum ama bazen bazı gidişler zorundalıktır. Kendine kendin kadar iyi bak..

*RÜYA :

Telefonum çalıyordu. Ekrana bakınca tanıdık olmayan bir numarayla karşılaştım.

"Efendim?"

...

"Kimsiniz?..."

Bip..

Oydu. Konuşmasa da onun olduğundan emindim. Ben onun suskunluğunu bile tanırdım..

Gözümden akan yaşları elimin tersiyle silip telefonu çantama koydum. Toparlanmak zorundaydım.

Başımı kaldırdığımda onu gördüm. Karşımda durmuş bana bakıyordu.

Bir yanım arkamı dönüp ondan kaçıp olabildiğince uzaklaşmak isterken bir yanım koşarak boynuna sarılıp ağlamak istiyordu.

Ama yapamıyordum. Ayaklarım sanki beni terketmiş gibiydi. Kımıldayamıyordum. Gözlerim doluyordu. Göğsümde bir şeyler alev almış yanıyor gibiydi.

Bana doğru gelmeye başladı. O kadar güzel bakıyordu ki, o kadar güzel gülüyordu ki dayanamıyordum. Içimde koskoca bir özlem vardı.

Tam ona doğru bir adım atacakken kulağıma gelen sesle yerimden sıçradım. Telefonum çalıyordu.

Yine aynı rüyayı görmüştüm . Tam on beş gün olmuştu. Beni terk ettiği gününün üzerinden tam on beş gün geçmişti. Bir hafta boyunca sürekli aynı rüyayı görüp duruyordum.

Arayan Eren'di.

-Günaydın..

+ Günaydın güzelim. Çabuk giyin aşağıda seni bekliyorum. 10 dakikan var .

-Ne..ama ben-

+9 oldu .

-Tamam tamam hemen giyinip iniyorum.

---------------------------------------------------

Aşağı indiğimde Eren arabasına yaşlanmış telefonla konuşuyordu.
Beni görünce gelip yanağıma bir öpücük kondurarak kapımı açtı. Yerine geçince telefonu kapatıp bana döndü.

+Yine ne b.k yedin kızım? Yüzün gözün şişmiş.

Bıkkınca önüme döndüm.

-Uyuyamadım . Sabaha kadar saçma sapan rüyalar gördüm.

+Unutamadın değil mi ?

- Ne alakası var ya !

+Meris, seni senden daha çok tanıyorum. Şu haline bak . Seni sevmeyen, sana değer vermeyen birisi için kendini paralamana değer mi? Hayat öyle ya da böyle bir şekilde ilerliyor. Tüm bu sarsıntıların altından kalkma gücünü de veriyor, altında kalma güçsüzlüğunü de. Bir yerden kırılırken, bir yerden sağlamlaşıyorsun. Her şey o yüzden güllük gülistanlık değil, elbet çiçeklerin solacak ama birgün açacaklar.

-Teşekkür ederim.

+ Neden la ?

- Yanımda olduğun için. Beni dinlediğin için, önemsediğin için teşekkür ederim.

+Ben her zaman yanında olacağım.

O da bana öyle demişti. " Her zaman yanında olacağım" deyip defalarca beni bırakıp gitmişti .
Aynı anda ikimizde gülmeye başladık.

+Kız ben olacağım dedim mi olurum. Olmazsa bile zorla bir şekilde oldurttururum. Merak etme.

- Eee nereye gidiyoruz?

+ Ben kurt gibi açım. Önce bir yerlerde oturup kahvaltı yapalım sonra alışverişe çıkarız.

-Ne ahahhaha alışveriş mi? Sen, Eren Soykan alışverişe çıkalım mı dedin?

+Ne..aa..şeyy-hayır. Offff Meris kafa mı kaldı bende.

-Farkettim.

+Gülme ya .

-Tamam tamam. Sustum.

-Ya Meris deli etme beni . Atarım seni aşağı bak .

Gülmemi zorla da olsa bastırmaya çalışarak pencereden dışarıyı izlemeye başladım.

Bazen etrafına yalnızlıktan bir duvar örmelisin. Diğerlerini kendinden uzaklaştırmak için değil, kimin seni görmek için bu duvarı yıktığını anlaman için.
Sonra o duvarlara pencere açacak birini sokmalısın hayatına , pencerenin önüne çiçekler koyacak birini...

Eren benim her şeyim. Arkadaştan öte abim gibi. Her zaman arkamda durdu . Canım oldu. Onsuz ne yaparım bilemiyorum...

Ben yanındayım diyen herkesi gözüm aradığı zaman başka yerlerde gördüm. Ama insan bir şekilde aslanlar gibi hallediyor, ne yapacağını bilemezken bile bir yol buluyor. Bana değer vermeyen, zor zamanlarımda yanımda olmayan herkesi bir bir sildim.

Ben çok yanlış yaptım. Yanlış otobüse bindim, yanlış yerde indim, yanlış zamanda; yanlış yerlere gittim, yanlış omuzlarda huzur aradım, yanlış sokaklarda yürüdüm, yanlış şehirlerde yaşadım, yanlış insanlara inandım, yanlış insanlar için; doğru olanları kaybettim ve yanlış insanları sevdim. Ama şimdi düşünüyorum da, iyi ki bu kadar yanlış yapmışım çünkü her şeyi doğru yapsaydım, asla şimdiki 'ben' olamazdım..hayır, pişman değilim.

Ilk bölüm olduğu için kısa kestim. Umarım sevmişsinizdir.

Şimdilik bu kadar. Kendinize iyi bakın. Boş insanlar için canınızı sıkmayın.

💛💛

İMKANSIZ  ( ASKIYA ALINDI )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin