Bu bölümü BTOB'un "I'll be your man" şarkısı ile okursanız daha güzel olur. Ben onu dinleyerek yazdım.
Iyi okumalar ♥----------------------------------------------------------
Seninle çekilecek fotoğraflar,
Seninle olacak mutluluklar,
Seninle dinlenecek müzikler,
Seninle olacak gülümsemeler,
Seninle yapılacak yolculuklar,
Seninle bakılacak gökyüzü,
Seninle ıslanılacak yağmurlar,
Seninle izlenecek filmler,
Seninle geçirilecek bir ömür var bende...------------------------------------------------------------------
Bilmediğim bir hikayenin içinden çıkıp geldim sana ve yine bilmediğim ama bilmek istediğim bir hikâyeyi yaşamak istedim seninle .Ben bir hikaye aradım, kendime bir yer aradım. Kimsenin "senin burda ne işin var ?" demediği bir yer istedim.O yer senin yanın ve sen benim hikayemsin .Belki de seninle bir hikâyenin çok ötesindeyiz.
Bu hikaye burda, bu şekilde bitemez...
"Melih kalk Melih! Ya yardım edin. Alppp, Berkee! Lütfen Melih bırakma beni. Aç gözlerini. Sana bir şey olursa ben de yaşayamam."
Hıçkırarak ağlıyordum. Melih yerde boylu boyunca uzanmış ve zemin kan gölüne dönmüştü. Ben ise başını dizlerime koymuş uyanması için yalvarıyordum.
Odadan silah sesini duyup koşarak gelen Berke ve Alp, Melih'i yerde o halde görünce anlık bir şokla yerlerinde kalakaldılar. Gözyaşları içinde ikisine dönerek acıyla bağırdım.
"Ya ne duruyorsunuz. Ambulansı arayın hemen. M- melih ölecek yoksaaa!"
Melih'in ellerini tutarak öptüm. Alnına düşen saçları çekerek alnımı alnına dayadım. Gözyaşlarım yanaklarını ıslatıyordu.
"Lütfen Melih, lütfen gitme.."
Alp elindeki havluyla yanımızda diz çökerek havluyu kanayan yeri bastırdı.
"Çok fazla kanaması var. Ambulans gelene kadar idare eder."
Berke hala ayakta durmuş şok içinde Melih'e bakıyordu.
"Kim yaptı?"
"Bilmiyorum. Kapıyı açtığım zaman aniden silah patladı ve Melih yere yığıldı. "
"Bu ambulans nerde kaldı?"
"Sakin ol, Melih'e bir şey olmayacak. Sana söz veriyorum. Birazdan ambulans gelecek tamam mı?"
Gözyaşları içinde başımı sallayarak Melih'in elini daha da sıkı tuttum.
Biraz sonra aşağıdan ambulansın siren sesi duyuldu ve merdivenlerden çıkan sağlık ekipleri Melih'i sedyeye koyarak ambulansa götürdüler.
Berke ve Alp kendi arabalarıyla giderken ben Melih'in elini bir an olsun bırakmadan ambulansa binip onlarla gitmiştim.
Ameliyathane kapısının yanına gelene kadar elini bırakmamıştım. Mümkün olsaydı onunla ameliyathaneye girer,ameliyatı bitene kadar elini sıkıca tutardım. Beni bırakıp gitmesine izin vermezdim. O benim ailem. Bir kere ailemi kaybettim ikinci kere kaybedemezdim. O giderse ben de giderdim.
Ameliyata gireli yaklaşık iki saat olmuştu. Hepimiz perişan bir halde ameliyatın bitmesini bekliyorduk.
Kalbi uzakta, sesi kafamın içinde.
Şimdi acının ne demek olduğunu gerçekten biliyordum. Ayağını bir cam parçasıyla kesmek ve eczanede dikiş attırmak değildi bu.
----------------------------------------------------------------------
Yazarın anlatımıyla:Onun kalbi hariç tüm kalpler susmuştu sanki. Yalnızca onun kalbi, kaskatı kesilmiş bedeni içinde büyük bir gürültüyle atıyor ve her atışında ona daha fazla acı veriyordu.
Görmüyor, hissedemiyor ama her şeyi duyuyordu. Etrafında olan her şeyden haberdardı. Göz kapaklarını açmaya çalıştı lakin tam üstünde duran ışık buna mani oluyordu. Çok fazla ses vardı. Ama bir tanesi çok farklıydı; Meris'in sesiydi.
Sesi uzaktan geliyordu ama öyle acıydı ki. Tam net anlaşılmasa da ağlıyordu ve içeri girmek için yalvarıyordu.
Kalbinde bir acı hisseti. Ağlamak istiyordu ama göz yaşları sanki içine akıyordu. Kalbindeki acı gitgide artıyordu. Baş ucundan gelen bir ses bir anlık sersemleşmesine neden oldu.
"Nabzı düşüyor, hastayı kaybediyoruz!"
"Melihhhhhh! Bana söz vermiştin böyle gidemezsinn! Bunu bana yapma!"
Kalbine bir bıçak misali saplandı bu duyduğu son ses. Sonra tüm sesler birden kesildi.
Kitap bitmedi. Devamı gelecek :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKANSIZ ( ASKIYA ALINDI )
Genç Kurgu...Ben ellerinden tutamıyorum. Ağladığında yanında olamıyorum. Herkesten kaçıp gitmek istediğinde sığındığın o liman olamıyorum. Gözlerimden gözlerine giden bir yol bulamıyorum. Bulacağım zamana kadar kendine sıkı sıkı sarıl. Her şeye rağmen gülmeyi...