Bölüm 1

419 92 149
                                    

''Kaçma dur''

Arkamdan gelen seslere aldırış etmeden koşuyordum. Kuş seslerinin güzelliğine ve güneşin o sıcak gülümsemesine eşlik ediyordu ayak seslerimiz.

Bu adamın bize yaptıklarını düşündüğümde nefes alışverişim daha çok hızlanıyordu. Evet, bir gün intikamımı alacaktım, aileme yaptıklarını soracaktım.

Mesela ilk önce babamın nasıl kalp krizi geçirmesine sebebiyet verebilmesine kızacaktım ya da ailemi nasıl param parça ettiğine kızacaktım ama en çokta beni kaçırmasının bedelini ödetecektim ona.

Bir yandan koşarken bir yandan geçmişi düşünüp içimden koca bir ''ah '' çektim. Babamın vuruluşu, kalp krizi, o adamın ardı arkası bitmeyen tehditleri. Evet, bu yaptıkları yanına kalmamalıydı. Ailem ne kadar sessiz kalsa da ben kalmayacaktım.

''Dur dedim sana, durmazsan günah benden gider.''

Artık gücüm yavaş yavaş azalıyor fakat ben yine de koşmaya devam ediyordum.

''Kıvanç için, Derin için koşmalısın, gücün bitmemeli'' diye tekrarlarken birden yüksek sesle gelen derin bir acıyla gözlerime kara bir perde indi.

SU

''Gitme Ilgaz, gitme sevgilim''

Gözyaşlarım yanağımdan süzülüp yanağımı ıslatırken, içimi alev alev yakıyordu. Gitmişti, durduramamıştım.

''Aşkım bana bak ne olursun, bunu bize yapma, Yalvarırım!''

Etrafımdaki kalabalığa aldırış etmeden, yerde cansız bedeniyle yatan Ilgaz'a bakıyordum. Olamazdı, kaybedemezdim onu, bu gerçek olmamalıydı. Benden ayırmaya çalışıyorlardı onu. Ne kadar istemesem de elini artık bırakmalıydım, içimden bir şeyler kopuyordu o giderken.

''Aşkım, bu kaldırımlar şahidim olsun ki senden başka olmayacak söz veriyorum kimseyi sevmeyeceğim senden başka.'' Sözlerim yüreğimi yakıp geçiyor ve dudaklarımdan dökülüveriyordu.

''Ilgaz!'' diyerek kalktığımda karnıma giren ağrıyla içten bir ''ah'' çektim. Bu rüyayı her gün görmeye başlamıştım. Unutamıyordum. Nasıl unutacaktım ki? İnsan sevdiğini kaybetmenin acısını nasıl unutabilirdi ki?

Neredeydim ben?

Karnımın acısıyla doğrulduğum yerden geri yattım ve etrafıma bakınırken bana doğru gelen hemşireye;

''Neredeyim ben'' diyerek sordum kısık bir sesle.

''Hastanedesiniz hanımefendi. Silahla yaralandınız. Nasıl hissediyorsunuz?

''Sadece yaram sızlıyor biraz'' diyerek cevap verdim ve devam ettim.

''Ne zaman çıkacağım buradan?''

''Doktor Bey gelecek birazdan. Gerekli açıklamayı yapacak. Geçmiş olsun'' diyerek tebessüm edip, odadan çıktı.

Sızlayan yaram ile aklımda olan diğer bir mesele bu konudan nasıl kurtulacağımızdı.

Evet, bu sorunla daha fazla yaşayamazdım. Babama yaptıkları, bize yaptıkları, ailemi param parça edişi...

Ailem sessiz kalıyordu ama ben daha fazla sessiz kalamazdım. Beni kaçırması yaptıklarının en büyüğü ve sınırı aşışının en canlı örneğiydi.

Bu düşünceler arasında doktor içeriye girdi.

''Nasılsınız Su Hanım?''

''İyiyim biraz sızım var sadece. Ne zaman çıkabileceğim Doktor Bey?''

KAÇINILMAZ AŞK 1 İNTİKAM ATEŞİ  (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin