Bölüm 5

156 80 78
                                    


Nihayet otele vardığımızda odama geçip kapıyı kapatacakken Kıvanç ve Derin beni durdurarak;

''Sence de artık bir şeyler söylemen gerekmiyor mu?'' diyerek içeri girip kapıyı kapattılar.

''Tamam oturun ilk önce. Sakinliğinizi koruyacaksınız ama Tamam mı?'' dediğimde şaşkınlıkla oldukları yere oturdular.

''Asıl derdi para değilmiş ben mişim. Benim karşı çıkmalarım onu daha da kızdırıyormuş Şerefsiz... Ona ölmek için dua edecekmişim. Yani anlayacağınız saçma sapan 'meşhur' tehditleriyle konuştu gene her zaman ki gibi'' diyerek sinirli bir şekilde kafamı yan çevirdim.

''Onun icabına bakacağım ''

''Su bu adamın peşimizi çok kolay bırakacağını düşünmüyorum. Onu gerçekten bitirecek bir çözüm yolu üretmeliyiz'' diyen Kıvanç'a düşünceli bir şekilde;

''Benim aklımda bir şey var aslında'' dedikten sonra aklıma gelen bir fikirle onlara döndüm. 

''Onun illegal işlerini ortaya çıkarabilirsek bence onu içeri tıkabiliriz.''

''Aslında iyi fikir ama nereden başlamalıyız?'' 

''Kıvanç, Volkan'ın mafyalığının dışında açtığı, yönettiği, konuştuğu ne kadar alan ve kişi varsa bulmalıyız. Buralardan bir köstebeğimiz olur ise bir açığını yakalayabiliriz.''

''Tamam ben araştırmalara başlıyorum'' diyerek odadan çıkacakları anda dönüp; 

''Burada işimiz bitti bence en kısa zamanda dönmeliyiz'' dediğinde

''Evet en kısa sürede bilet alıp dönelim'' diyerek onayladım.

Kıvanç ve Derin odasına gittiğinde üzerimi değiştirip yatağa uzandım ve bugün olanları düşünmeye başladım

İlk önce o adamın kötü sözleri sonrasında ise yanlış adres'teki çocuğun zorla dans ettirişi... Ne kadar da zor bir gün geçirmiştim. Artık uyumalı ve bu kötü güne son noktayı koymalıyım diye düşünerek yorganıma sarılıp gözlerimi kapadım.


PARS

Mekandan eve döndüğümde koltuğa uzanıp bugün olanı düşündüm. O anketör kız ile birlikte dansımız neden bu kadar aklımda kalmıştı. Bir de tabi ki kapıda adamları olan birinin odasından çıktığında neden o kadar sinirli olduğu da aklımdaydı. Bu düşüncelerden masanın üzerinde çalan telefonumun sesiyle doğrulup ekrana baktım. Tanımadığım bir numara arıyor olduğunu fark edip açtım.

''Merhaba Pars Bey''  diyen ince sesli bir şekilde konuşan kadına;

''Merhaba, tanıyamadım'' dediğimde;

''Ben Burcu. Asistanınızım. Toplantı günüyle ilgili bir değişikliğin olduğunu haber vermek istedim. Toplantı yarın saat 13.00'a alındı. Belgeler hazır. Yarın şirkete gelebilir misiniz?''

''Tamamdır fakat sizden toplantı öncesi öğrenmek istediğim bir kaç konu var. Saat 11.30 da şirkete geleceğim. Geldiğimde toplantı hakkında konuşalım.''

''Tamamdır Pars bey. İyi akşamlar.''

Ah! Yarına kurduğum güzel planlarımın ufak ufak batışıyla büyük bir hayal kırıklığı yaşayarak yukarı çıkıp yatmam gerektiğini hatırlamıştım.

Beyaz yorganıma sarılmış mutlu bir şekilde uyurken komodinin üzerinden gelen volümü yavaşça hızlanan alarm sesiyle birden beynimin ağrıdığını hissettim.

-Dın Dın Dın Dın Dın Dın

Sinirle komodine doğru elimi atıp saate bakarak alarmı kapattım. Saat 11.00 olmuştu. Zorda olsa gözlerimi ovuşturarak kalkıp hazırlandım, parfümümü sıktıktan sonra aşağı indim bir elma alıp arabanın anahtarını aldım. Yetişmem için zaman geçmeden çıkmalıydım. Bu yüzden kahvaltı yapamayacaktım. Ah!  birden bahçe kahvaltılarını ne kadar çok özlediğimi fark ettim. Kapıdan çıkarken -ne kadar da o güzel kahvaltıların yerini tutmasa da- elmadan kocaman bir ısırık alarak arabanın kapısını açıp bindim ve şirkete doğru yol adım.

Şirkete girdiğimde beni kapıda karşılayan kumral bir kadına bakarken;

''Günaydın Pars Bey, ben Burcu asistanınız. Buyrun, odanız bu tarafta'' diyerek ileriyi gösterince bende;

''Günaydın Burcu Hanım, geçelim'' diyerek gösterdiği yere doğru ilerledim. Odanın kapısı açıldığında masanın başına geçip koltuğa oturdum.

''Dosyalara bakmadan önce bir şey ister misiniz?'' diye sorduğunda;

''Bir sade kahve alırım'' dedim. 'Tamam' anlamında kafasını sallayarak dışarı çıktı. Önümdeki dosyalara baktığımda İrtak Holding bla bla bla yazılarını görünce şirketin adını ne kadar da tuhaf bulsam dikkatle okumaya başladım. Tam olarak İthalat ve İhracat yaptığımızı biliyor fakat kendimi bir toplantı yönetecek kadar bilgili hissetmiyordum. Bu düşünceler arasında Burcu Hanım kahveyle birlikte gelip masaya bırakıp oturdu.

''Dosyalara başlayalım mı Pars Bey?''

''Olur başlayalım. En başta sormak istediğim konu toplantıda kimler ile bir araya gelip ne konuda anlaşma yapacağımız. Biraz yardımınızı almam gerekecek.''

''Tabi. İthalat ve İhracat şirketi olarak yeni pazarlar arayışında, ürünlerimizi daha iyi sunacağımız yeni alanlar tanımamız amacıyla Bulgaristan ile anlaşmalı olduğumuz şirketin yöneticisiyle olacak toplantımız. Dosyalarımızdaki fikirler ve raporlamalar olacak. Buradan inceleyebilirsiniz'' diyerek sayfayı gösterdiğinde göz gezdirerek kahvemden bir yudum aldım. 

''Bu toplantıda benim yerime sözcü sizin olmanızı istiyorum. Karar ve onaylarda biraz yardımınız gerek.''

''Tabi Pars Bey. Bu toplantıda hissedarımız Volkan Bey' de olacaklar. Benden bir istediğiniz yok ise toplantıdan önce halletmem gereken bazı işler var'' dediğinde;

''Tamamdır, çıkabilirsin'' dedim. Teşekkür edercesine başını sallayıp dışarı çıktı. Dosyaları incelerken 'hamama giren terler' diye düşünerek odağımı arttırıp iyice gömüldüm.

Bir süre sonra çalan kapı ile dosyalardan gözümü ayırıp kapıya baktığımda;

''Toplantı saatimiz geldi Pars Bey. Herkes toplantı odasında sizleri bekliyorlar'' dediğinde kafamı ''geliyorum'' diyerek salladığımda kapıyı kapatıp çıktı. Ayağa kalkıp dosyaları aldığım sırada kapının birden açılmasıyla sarışın bir adam kapının önünde belirdi. 

''Merhaba. Sen Pars olmalısın'' diyerek bana yöneldiğinde elini uzatarak;

''Ben şirketinizin hissedarı Volkan Taşaner'' dediğinde elimi uzattım ve;

''Merhaba tanıştığımıza memnun oldum'' dedim.

''Aslında Semih'i bekliyordum ben'' dediğinde;

''Artık işlerin başına ben geçirildim babam tarafından'' diyerek bir gülümseme attığımda o da karşılık verip ''tamam o halde, haydi toplantıya geçelim'' dedi.

Dosyaları toplayıp toplantıya geçerken derin bir nefes aldım.

Bu toplantı beni fazlasıyla zorlayacaktı.

Volkan Bey'le tanışmamızın ardından içimde tuhaf bir his belirmişti. Tam anlayamadığım, sanki ileride büyük şeyler olacakmış gibi bir his...

Sonra kendi kendime -toplantının bir gerginliği, takılma- diyerek derin bir nefes daha alıp toplantı kapısına yöneldim.

Ne olabilirdi ki?

SON

Merhabalar..

Bölümler ve gidişat ile ilgili yorum ve oylarınızı bekliyorum


Keyifli okumalar... 



KAÇINILMAZ AŞK 1 İNTİKAM ATEŞİ  (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin