KAÇINILMAZ AŞK 1 İNTİKAM ATEŞİ (TAMAMLANDI)

Bölüm 12

Merhaba Arkadaşlar

Gifteki nam-ı değer Volkan Taşaner.

Hazır onun ağzından yazmışken birde 'Sarı Bela' mızın gifini de koyayım dedim

İyi okumalar (Yorum ve oylara haydi :) ) 

VOLKAN

Haberlere çıkan vurulma olayı sonrasında polisler soluğu yanımda aldı. Sorgu odasında beklerken bugün olanları düşündüm. Konuşturamamışlar, üzerine avukatımı istediğimde ayrı bir kızmışlardı. Yaptığım işlerin bugüne kadar gün yüzüne çıkmaması için ne kadar uğraştım ben... Bunların elbette meyvesini yiyordum. Biri de bu durumlardı. Bu düşüncelerin arasında iki polis gelerek sorgulamaya başladı.

''Volkan Taşaner. Kadir isimli genci niye vurdun?'' diye sordu. Rahat bir şekilde yüzlerine baktım. Neyse ki yanımda avukatım vardı bir şey deseler bile önemli değildi.

''Sana bir soru sorduk, yüzümüze bakma öyle'' diye bağırdıklarında;

''Müvekkilim ile sakin konuşun lütfen'' diye araya giren avukata bakan polislere dönüp;

''Ben o genci vurmadım'' dedim.

''Silah senin adına kayıtlı senin el izin var, bunlara ne diyorsun?''

''Kadir denen genç ve arkadaşı kavga ediyorlardı, ben oradan geçerken beni tuttular, ilk önce arkadaşı, kadir denen gence benim silahımı bana tutturup ona doğru ateş etmeye çalıştı, ben hareketlenince kendi alıp beni itti ve ateş etti.''

''Peki kavga eden, öldürmek isteyen kişi neden öldürecek yere vurmadı da yaraladı ve intihar etti?''

''O kadarını düşünecek kadar zamanım yok, fakat o sırada eline aldığında silahı telaşlandı ve eli tetiğe değdi, daha sonra ona ne yaptığını sorduğum da yaptığı şeyi idrak etti ve kendini vurdu. Yaptığı şeyin bilincinde olan birine benzemiyordu. Benim bir suçum yok gözüktüğü gibi.''

''Sen neden yanında silah taşıyordun o halde?''

''Ben zengin bir iş adamıyım. Her gün başka insanlarla görüşmeye gidiyor ve birçok insanla yüz yüze geliyorum. Kendimi korumaya almam gerek.''

''Başka eklemek istediğin bir şey var mı?'' diye tatminsizlikle araya girdi polislerde biri.

''Hayır'' dediğimde imzalamam için ifademi verdiler bir kalemle.

''Bu anlattıkların bana hiç mantıklı gelmedi, çok rahat olma. Dikkatli davran'' dediğinde gözlerini açıp bana bakan polise ''tamam'' anlamında kafamı sallayarak güldüm.

''Çıkabilirsin.''

Polis merkezinden çıktığımda dışarıda bekleyen adamlara sinirle dönerek;

''Beni dinleyin. İçimizde bir köstebek var. Polislere öten biri. Bulun onu bana'' diye tısladıktan sonra devam ettim.

''Polisler bu olay ile ilgilenirken sevkiyat işini el altından hızlıca yürütmemiz gerekiyor, 2 gün sonra olacak. Ona göre hazırlığınızı yapın'' diyerek arabaya doğru yürüdüm.

PARS

Bugün birçok şey yerine oturmuştu. İlk gördüğümde Su'yun neden o adamların içerisinden çıkışı, Volkan'a karşı neden bu kadar sinirli oluşu... Ama Ilgaz'ı anlatmamıştı. O kadar merak ediyordum ki. Ne kadar Ekin'den bahsetmemiş olsam da o bana biraz olsun bahsetmişti. Ona artık gerçekten güveniyor ve onu önemsiyordum. Ekin'i bilmeliydi. En yakın zamanda anlatacaktım ona. Bir yandan Ilgaz ismi ve az da olsa anlattıkları, kaybettiği zaman, bana o kadar bildiğim birini hatırlatıyordu ki, anılarımın en derinindeki, yaşama birlikte tutunduğum kişiyi.