Bölüm 4

156 82 72
                                    

Onun bakışlarına aldırış etmeden direkt odaya doğru yürümeye başladım. Yanından geçerken kolumda tutmasıyla pis pis sırıtarak bana baktı, sinirle ona dönerek;

''Bırak kolumu'' dedim. Pek bırakacak gibi değildi ama tek hamleyle çekip kolumu kurtardım, fakat kulağıma eğilip;

''En son yaptığın anketörlük sonrası sence de konuşmamız gereken bir şey yok mu?''

''Benim seninle konuşacağım bir şey yok'' diyerek gideceğim sırada önüme geçti. 

''Çekil önümden'' diyerek itmeye çalıştım fakat çıkmamıştı

''Konuşmadan olmaz'' dediğinde; 

''Şu anda bir işim var. Acil! Sonrasında kısa bir konuşma yaparız ama şimdi önümden çıkman gerek'' diyerek yürümeye yeltendiğimde çekildi kenara sırıtarak. Ne kadar sinir ediyordu bu ya. Her yerde neden karşıma çıkıyordu böyle. Bu düşünceler arasında kapıya gittiğimde oradaki adamlara;

''Ben Su Ak. Volkan Taşaner ile görüşmek istiyorum'' dediğimde içeriden ses yükseldi.

''Gelsin''

Sesi duyduktan sonra adamları kapıyı açtılar, içeri girdiğimde sinsice sırıtıyordu.

''Ooo kimler gelmiş, merhaba Su''

''Bu konuşmaları kes. Buraya yaptıklarını konuşmak ve artık bu işi bitirmek için geldim.''

''Bu işi bitirmek mi? Hem de en heyecanlı noktada. Hayır,hayır. Ben gayet keyif alıyorum'' dediğinde sinirle;

''Beni kaçırttın ya. Ölüyordum... Aileme verdiğin zararlar ve hayatımızı cehenneme çevirdiğin gerçeğinden bahsetmiyorum  bile. Yeter artık. Paran ne kadarsa verdik işte sana. Bu aileden elini eteğini çekeceksin artık.''

''Biliyor musun böyle davranman çok hoşuma gidiyor. Evet paramı aldım,ama bundan sonra asıl derdimin para olmadığını bilmeni istiyorum. Bundan sonra tek derdim sensin,senin bu davranışlarının intikamını almadan mı bu işi bitireceğimi düşünüyorsun'' dediğinde masanın önünden ona doğru eğilip kükrercesine;

''Benden uzak dur, ailemden, benimle ilgili herkesten, anladın mı? Yoksa bunu sana ödetirim Volkan Taşaner. Bu dediğimi iyi belle'' dedikten sonra  kapıya ilerleyip çıkacakken, arkamdaki gülüşüne daha fazla sinirim yükseldiğinde, olduğum yerde durup sinirimi dizginleştirmeye çalıştım. 

''Senden alacağım intikamım da en sevdiklerinden başlayacağım adım,adım,adım. Sonrasında bana beni öldür diye dua edeceksin. Sana eziyet ederken ölmek için dua edeceksin.''

''Seni bitireceğim Volkan Taşaner. Seni bitireceğim'' diyerek masasına gidip masasına vurarak;

''Seni olduğun bütün bu noktalardan sileceğim, seni öldüreceğim. Bana ve aileme yaptığın bütün her şeyin hesabını vereceksin'' diyerek arkamı dönerek gittiğim sırada gülerek;

''Elinden geleni ardına koyma, ama benim de elimden geleni sonuna kadar üzerinde kullanacağımı unutma sefil.'' 

''Artık benden kork Volkan Taşaner! Seni bitireceğim'' 

Sinirle dışarı çıkıp hızla kapıyı kapattım. Bu iş sancılı olacak ama halledecektim.

PARS

Mekandaki ışık topu çevreye farklı renkler saçarken bense bar koltuğunda viskimi yudumluyordum. Anketör kızın giderken bileğinden tuttuğum sırada bilekliği elimde kalmış o gidince incelemiştim. Üzerinde Ilgaz yazıyordu,bir süre garipseyip geçmişten birini hatırlamıştım fakat, -tek Ilgaz o değildi değil mi- diyen kendimle uzun bir süre konuştuktan sonra kendimi rahatlatacak şeyler bulmuş ve konuyu kafamda kapatmıştım. Kayıp kelimesi bana acı veren bir kelimeydi. Geçmişte sevdiğim kızı kaybettiğimi düşünürken içimde organlarım yer değiştiriyormuşçasına ağrı oluşuyordu, yüreğim sızlıyordu. Viski bile yakmıyordu içimi,acımı hafifletmiyordu. Aklımdan bu düşünceleri atıp barmene ''bir viski daha double olsun'' diyerek önüme döndüm ve bir anda gördüğüm kişiyle takılı kaldım. Gözlerimiz buluşmuş bense 'burada nasıl olabilir?'  diyerek sırıtıyordum. Bana doğru gelmeye başlayınca kendimi düzeltip önüne geçtim, yanımdan geçip gidecekken kolunu tuttum ve sırıtarak ona döndüm.

KAÇINILMAZ AŞK 1 İNTİKAM ATEŞİ  (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin