Bölüm 10

138 63 70
                                    


PARS

Gözlerinin içine bakarken televizyona doğru bakakalmıştı. Heyecan ve panik içerisinde;

''Sesini açar mısın?'' dediğinde kumandayı alarak sesini açtım ve bakmaya başladım. Bu Volkan Bey'di. 'Yaralama olayı mı' diye kendi kendime sayıklarken birden Su'yun sözleriyle ona döndüm.

''Hayır, olamaz'' diyerek bayıldığında telaşla yanına gittim.

''Su! uyan. Su?''

Uyanmıyordu. Daha da telaşlanıp bir elimi sırtına yerleştirip diğer elimle bacaklarını kollarımın arasına alarak koltuğa yatırdım. Asistanı arayıp su isteyerek yanına gittim. Ona ne olduğunu anlamamıştım. Birden neden bayıldığıyla alakalı düşünürken sol karnının altından gelen kanı görünce gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Yaralanmış mıydı? Neler yaşıyordu böyle? Artık bir şeyleri gerçekten anlatması gerekiyordu. Asistan suyu getirince, yüzüne biraz su ve kolonya sürerek ona doğru baktım. 'Doktora mı götürsem' diye düşünürken birden uyanmaya başladı.

''Su. İyi misin?'' diye sorunca doğrulmaya çalıştı, fakat izin vermeyerek;

''Uzan lütfen biraz daha Su'' deyince kafasını koyarak bana döndü.

''İyiyim bir şeyim yok benim.''

''Su yaralanmışsın. Bunu bana neden söylemedin. Bu olanlar... Bak bu yükü tek başına taşıyamazsın. Bırak sana yardım edeyim.''

''Bana yardım etmeni istemiyorum'' deyip uzandığı yerden birden kalkınca ağzından kısık bir 'ah' sesi çıktı.

''Su iyi görünmüyorsun'' deyip derin bir nefes alarak ''doktora gidiyoruz gel'' deyip kolunu tutup kaldırdığımda;

''Hayır Pars'' dedi yarasını tutarak. ''Doktora falan gitmiyorum. Benim telefonum nerede birini aramam gerek'' diyerek telaşla telefonunu aldı. Ayakta zor dururken neydi bu gitmeme inadı?

''Alo Kıvanç iyisiniz değil mi bir problem yok?'' diyerek telaşla konuşmaya başladı. Yüzünde anlamlandıramadığım bir tedirginlik vardı. Bu tedirginlik nedendi, neyden bu kadar korkuyordu?

Bu soruların cevabını almalıydım ama ilk önce onu doktora götürmeliydim.

SU

Telefonu alıp Kıvanç'ı aramam gerekiyordu. Eğer gerçekten ona zarar verdiyse bunu Volkan'a ödetirdim. Kıvanç'ın sesini duymadan düzelemeyecektim. Bir yandan yaramın sızlaması, bir yandan içimdeki endişe beni bitiriyordu. Bir kaç çalıştan sonra Kıvanç'ın sesini duymamla konuşmaya başladım

''Kıvanç iyisiniz değil mi bir sorun yok?''

''İyiyiz Su, sakin ol bir sıkıntı mı var?'' diye endişe ile lafa girince;

''Haberleri gördünüz mü?'' diye sordum.

''Hayır, ne haberi?''

''Volkan Taşaner ile ilgili haber. Kıvanç, o yaralı kişinin sen olduğunu düşününce çok korktum. Bak benden habersiz hiçbir şey yapmayacaksın. Bir kişiye daha zarar gelmeyecek.''

''Tamam, ama sende bizden habersiz bir şey yapmayacaksın. Biz, sen iyiysen iyiyiz.''

Yaramın verdiği sızıyla dişlerimi sıkıp konuşmaya devam ettim.

''Kendinize dikkat edin, kapatıyorum'' diyerek kapattığımda bir adım geri sarsılırken iki kol tutarak dengede durmama yardım etti.

PARS

KAÇINILMAZ AŞK 1 İNTİKAM ATEŞİ  (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin