5.Bölüm:Sen Ne Hayal Ediyorsun Bilmiyorum Ama Olmayacak!

894 12 2
                                    

Deniz gittikten sonra dördümüz arasında gergin bir hava vardı. Beş yada 10 dakika sonra Toprak konuşmaya başladı "Ver o kağıdı!"
"Ne!" dedim içimden "Niye?"
"Sana ver dedim" küfür ettiğini duyabiliyordum."Hayır!" dedim öfkeyle. Oysa Toprak kararlıydı. Alacaktı o kağıtı benden. Belki yırtacaktı,belki yakacak... Kim bilir?
"Ver o kağıdı dedim yeni kız!" öfkeden deliye dönmüştü. "Bende hayır dedim! Konuşucağım onunla!"
"Vermiyorsun öyle mi?"
"Öyle!" bir anda çantamı alıp karıştırmaya başladı.

Sonra elune birşey değmiş olacak ki durdu. O değen şeyi çıkardı ve bulmaması için Allah'a dua ettiğim o resimi buldu. O fotoğrafı... Bir an yüzüme baktığımda sanki başından aşağı kaynar su dökülmüş gibiydi. Ayağa kalktı tam giderken "Toprak dur!" dedim

Aldırmadı.

"Toprak dur!" dedim bir kez daha... Yok olmuyordu,durmuyordu...Allah kahretsin! Salak mıyım ben? Niye vermedim ki o kağıdı? Dedim kendi kendime. Arkasından yangın merdivenine kadar koşmuştum. En sonunda bir merdivene oturdu. Kendi kendine birşeyler diyordu ama duyamiyordum... Hemen yanına oturdum.

Birkaç dakika sessizce duvarı izledik. "Toprak..." dedim bi anda. "yanlış an-"
"Sus! Ve defol git! Sen ne hayal ediyorsun bilmiyorum ama olmayacak! Üzerim seni ben! Altta kalırsın! Şimdi yürü git!" gözleri gitmem için yalvarıyordu.
O an gözlerimden yaşlar süzüldüğünü fark ettim. Vakit kaybetmeden hızla uzaklaştım oradan, hızla kızlar tuvaletine gittim. Aynada ağlayan kendime baktım.

Neden üzülmüştüm bu kadar? Toprak benim neyim? Belliki beni arkadaşları olarak bile görmüyorlar... Bu olay çözülünce de beni unutup gidecekler. Belki numaramı bile silecekler... Dedim kendi kendime. Resmen umutsuz vakaydım.

Sonra yüzümü yıkadım. Ve aynaya bakarken bir şey farkettim. Sevgi denilen o kız tuvaletin kapısından bana bakıyordu.

Onu biraz inceledikten sonra ona döndüm ona dönmemle kaçması bir oldu. Ama peşinden gitmedim.
Çünkü biliyordum ki er yada geç yan yana geleceğiz.

Her şey çok normalmiş gibi, sanki Toprak bana bunları söylememiş gibi gittim sınıfa. Oturdum sırama. Saate baktım hocanım gelmesine 5 dakika vardı. Mert ve Berk sürekli bir şeyler soruyor ama onları duymuyordum. Sınıftaki hiç kimseyi duymuyordum. Birden kapının açılma sesiyle irkildim. Matematik hocası ve Toprak aynı anda gelmişlerdi. Toprak hiç konuşmadan yanıma geldi ve sırasına geçti.

Sakinleşmişti.

Ve hoca konuşmaya başladı "Çocuklar benim çok acil bir işim var. Bu yüzden son iki dersiniz boş olacak. İster okulda kalın,ister evinize gidin. Faretmez..." ve devam etti "hepinize iyi akşamlar dilerim." dedi sıcak bir gülümsemeyle. Kimseye birşey söylemeden hızlı bir şekilde hazırlanıp sınıftan

Birinin ardımdan çıktığını duydum ama arkamı bile dönmedim.
"Aslı!" dedi ses. Bu ses kimin diye düşünürken arkamda bir el belirdi. Deniz'in eli...

CinayetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin