0.4

487 49 4
                                    

"Gerçekten mi Taehyung? Şarkı mı yazacaksın? Hemde o çırpıntı Min Yoongi için?" Annem Yoongi hyung ile güzel anlaşamazlardı ama arkadaşlarımın arasında favorisi oydu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Gerçekten mi Taehyung? Şarkı mı yazacaksın? Hemde o çırpıntı Min Yoongi için?" Annem Yoongi hyung ile güzel anlaşamazlardı ama arkadaşlarımın arasında favorisi oydu. "İşte bu yüzden işten 2 hafta daha izin aldım."

2 hafta daha izin almanın sevinci üstümde değildi. O yetkiyi Sowon'a vermiştim. Jennie işten yeni gelmiş yorgunluğu ile "karşılığında ne verecek, umarım iyi bir ücret öder yoksa onu döverim" demişti. Yapardı da ama önce tuvaletten bir an önce çıkıp, yemeğini yemesi lazımdı.

"Parktayken birazcık mesajlaştık. Mesajlarda yazıyordur şimdi bakamayacağım." Kurduğum cümlenin karşılığı saliseler içinde gelmişti. Jennie tuvaletten bana "ne demek 'bakamam' unuttuğunu söyleme sakın Tae" diye bağırdı. Bu sırada Sowon araya girdi. "Gelirin %30'u bizim, albümde babamın ismini de kullanacak yazar diye ayrıca babam için bir sürü müşteri bulacakmış öyle söylemiş anne."

Bu çocuk telefonumdaki mesajları nasıl okumuştu. Hem o sadece 4 yaşındaydı. Okuma yazma bilmiyordu. Bunun sadece bir açıklaması vardı o da annemin onun için okumasıydı. "Anne yoksa!" dememle işaret parmağımı Sowon'a doğru uzatmam bir olmuştu. Annem başını hafifçe evet anlamında salladı. "Sana yalan söyledim. Sende buna inandın. Aslında senin insanlara yalan söylemen gerekmiyor muydu? İnanman değil."

İşte yine başlıyorduk. Annemin mesleğime karşı bir nefreti vardı. Onun için avukatlık mesleği yalan söylemekti. Jennie gibi öğretmen olmamı istiyordu. Fakat nafileydi. Mesleğimi gayet seviyordum.

"Ben dışarıya çıkıyorum. Birazdan dönerim." Annemle tartışmamak için böyle bir bahane uydurmuştum. "Giderken Sowon'u da al." Karımı duymamazlıktan gelerek evden çıkmıştım.

Yürüdüm, kafamın içindeki düşünceler değişinceye kadar yürüdüm. Arada büyükannemin sözleri kulaklarıma dolsa da onun söylediği sözleri asla anlamadığımı fark ettim. "Keyif almadığın bir şey olursa umursama sadece gözlerini kapa. Galiba artık bende hayattan keyif almıyorum. En iyisi gözlerimi kapatmak."

Belkide bu sözleri ile bana bir şeyler demek istemişti ölmeden önce. Büyükannem bana her zaman böyle davranırdı. Gizemli ama sevgi dolu.

O gitse bile ona hediye vermek istedim. Yoongi'nin dediklerini hatırladım. 'Hayranlarımın aklını karıştırmak istiyorum. Bir kadına yazılmış gibi ama ölü birine yazılmış gibi olsun.' Peki bende büyükanneme yazacaktım.

Büyükannemi düşünürken ne ara bildiğim ama unuttuğum yerlere geldim anlamadım.

Saat geç değildi. Gece yarısı olmamıştı. 23.26 sonrasında 23.27

O bir dakikada hatırladığım sokaklara geldiğimde istemsizce gülümsedim. Yavaşça Yoongi hyung'un evine baktım. Evinde değildi biliyordum. Ama yine de bakmak istemiştim. Işıkların yanık olmadığını gördüğümde üzülmedim. Yoluma devam ettim.

Demir çitlerin yanından geçerken istemsizce durdum. Saat geç olduğu için ortalıkta çocuk yoktu. Hatta kimse yoktu denilebilirdi. Fakat güzel giyimli kadın hala parkta oturuyordu. Dün Sowon'a jelibon verdikten sonra bir daha onu parka görememiştim. Zaten bu gün park'a gelmemiştik.

İçimden bir ses kadınla konuşmamı söylüyordu, beynim ise yine beni tersleyeceğini söylüyordu.

Benim ona doğru yürüdüğümü gördüğünde diğer tarafa doğru döndü. Bu biraz beni incitse de umursamadım. Adımlarım hızlanmaya başladığında beynim benimle kavga ediyordu.

"Otura bilir miyim hanımefendi?" Yine ve yine aynı şeyleri söylemiştim. O an yüzündeki kızgınlık ifadesini anlamıştım.

"Başka yerler boş neden benim yanıma oturmak istiyorsunuz, sapık mısınız? Yoksa organ mafyası mı böbreklerimi size vermeyeceğim anladınız mı şimdi buradan kalbinizi kırmadan önce terk edin."

Benimle iletişim kurmuştu. Gerçekten benimle iletişim kurmuştu. "İstemiyorum" şu an kanunlar umrumda değildi. Hızlıca yanına oturdum. Bana iğrençmişim gibi baktı bu beni gerçekten üzdü yine de ben üzüldüğümü göstermedim. Çantasını aldı ve başka bir banka oturdu. Saniyeler geçmeden yanına oturmama gerçekten kızmış gibi görünüyordu.
Çünkü yanımdan kalkarken beyaz sert çantasıyla bana vurmuştu.

Salıncağa oturduğunda bana baktı ve dil çıkardı.

Saate baktığımda günün bitmesine sadece 10 dakika olduğunu gördüm. Bu gün bitmeden o kadının adını öğrenecektim. Bunu aklıma soktum.

"Yanlış anlaşıldım sanırım. Sapık veya organ mafyası değilim. Ben basitçe Sowon'un babası Kim Taehyung'um ve doğduğumdan beridir burada yaşıyorum. Sanırım buraya yeni taşımdınız sizinle tanışmak istedim, isterseniz size burayı tanıta bilirim diye düşündüm" kendimi tanıtmamı beğenmemişti ki yüzüme bile bakmamıştı. Neden bu kadar inattı?

"Tamam, tamam yeniden başlıyorum. Merhaba ben İC* avukatlık bürosunun Daegu şubesinde baş avukat olma yolunda ilerleyen ceza hukuku avukatı Kim Taehyung. Sizleri...."sözlerim kesilmişti. "Bu kadarı yeterli sizi gayet tanıdım." Yavaşça salıncağın ön kısmına oturdum. Ayaklarımla kendimi minik minik sallıyordum.

23.56
Sadece 4 dakikam kalmıştı.
Belki de umutlanmak lazımdı. "Bir arkadaşım için şarkı yazıyorum ama aklıma hiç bir şey gelmiyor. Bana yardımcı olur musunuz?" Düşünmeden söylediğim bir söze karşılık beklemiyordum.

"Belki işine yarar. Kutup ayılarını, kaplumbağaları, tavşanları, köpekleri, papağanları, kelebekleri ve balıkları çok severim. Şarkı da bunları kullanabilirsin diye düşündüm." Annemin ve Sowon'un ne ara koyduklarını bilmediğim eskiden şarkı yazarken kullandığım cebimdeki deftere bunları not ettim. Kafamı kaldırıyordum ki titreşimde olan telefonumun çalması bir oldu.

"Nerdesin sen? Hemen eve dön Kim Taehyung yoksa bir daha içeriye seni almam." Jennie ve hesap sormaları yine iş başındaydı. "Tamam Jennie 10 dakikaya evdeyim."

Arama sonlandırıldı yazısı ile ayağa kalktım. "İyi geceler adını bilmediğim hanımefendi." Arkamı döndüm 1-2 ve 3 içimden adımları sayıyordum ki "Yahh Kim Taehyung!" Ayağa kalkmış bana sesleniyordu. Sesi o kadar güzeldi ki anlatmazdım. Sadece yaşanabilir di.

"Jisoo...Kim Jisoo. Adım Kim Jisoo bu kadar." Gülümsemesi ile beni mest ediyordu. "İyi geceler Kim Jisoo"

"İyi geceler diliyorum sana, Kim Taehyung"

🦋En uzun bölümü yazdım yehuuu• Biraz uzun sürdü ama oldukça spoiler verdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🦋
En uzun bölümü yazdım yehuuu•
Biraz uzun sürdü ama oldukça spoiler verdim. Umarım sevmişsinizdir hoşçakalın 💘💘🤍🤍💜💜

-𝗣𝗮𝗿𝗰 𝗲𝗻𝗳𝗮𝗻𝘁- Vsoo Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin