Caitlyn Emilie'lerin evinden çıkalı onbeş dakika olmuştu.Yol yürü yürü bitmiyordu.Birazcık ileride bi benzin istasyonu vardı.Hızlı adımlarla ilerleyerek istasyonun marketine girdi. İçeceklerin olduğu reona gidip bir şişe su aldı, ardından kasaya yöneldi.Kasada otuzlu yaşlarında, saçı omuzlarına kadar uzun, bıyıklı bir adam duruyordu.Caitlyn kasaya gelince:
-Hoşgeldiniz,dedi.Umursamaz bir tavrı vardı.Arada bir ağzındaki sakızı patlatıyordu.Suyu kasadan geçirdikten sonra, ağzındaki sakızı birkez daha patlatı:
-2$ dolar 50 cent, diye cevap verdi.Caitly cebinden çıkardığı 5 doları adama uzattıp:
-Üstü kalsın! Diyerek hızlıca dışarı çıktı.Adamın arkasından:
-Yine bekleriz! diye bağırdığını duyabiliyordu....
Şansına, tamda o anda yoldan otobüs geçiyordu.Elindeki suyu yudumlayarak otobüsü durdurdu ve en arkalarda boş bir yere oturdu.O sırada üç tane daha siyah araba otobüsün yanından geçip gitti.
Aradan bi onbeş dakika geçtikten sonra, otobüs sonunda Sevenhills kasabasına girmişti.Caitlyn önüne gelen ilk durakta indi.Ne yapacağını bilmiyordu.Sonra aklına Hector amcası geldi.Amcası Ivanov Araştırma Enstitüsü'nde görev yapıyordu.Üst düzey bir başkandı.Hemen yola koyuldu.
Beş dakika aradan sonra, Ivanov Araştırma Enstitüsü, devasa bir büyüklükte; en az 5 futbol sahası büyüklükteydi.Caitlyn'in tam karşısında duruyordu. Binanın önünde bir barikat vardı. Giren çıkanları buradan kontrol ediyorlardı. Beş tanede asker kapıda nöbet tutuyor, bir kişide kapıdaki gişede duruyordu.Caitlyn hızlı adımlarla oraya ilerledi.
-Merhaba, amcam burada çalışıyor. Çok acil onu görmem gerek.
-Buraya öyle elini kolunu sallayarak giremezsin.Hele senin yaşındaki biri, hiç giremez.
-Ama amcamı görmem gerek, çok önemli!
-Amcan kim?-Hector! Hector James Foster!
-Bir bakayım...Görevli birkaç saniye bilgisayarda ugraştıktan sonra:
-Doğru söylüyormuşsun. Şaşırdım doğrusu.
-Yalan söyleyecek halim var mı sizce?-Biraz bekle, dedi adam sonra birine telefon etti. Birşeyler anlattıktan sonra:
-Adın ne? diye sordu.-Caitlyn Foster, diye cevap verdi. Ardından adam tekrar telefona döndü. Biraz daha konuştuktan sonra telefonu kapatıp masaya koydu. Caitlyn'e dönerek:
-Seni bekliyor.Caitlyn bunu duyar duymaz, hemen
kapıdan girmek istedi.Ama askerlerden biri onu durdurup, üstünün aranması gerektiğini söyledi.Dedektörle üstünü aradıktan sonra geçmesine izin verdi. Hızlıca Caitlyn binaya girdi. Resepsiyona yöneldi. Genç, güzel bir kadın resepsiyonda duruyordu. Saçlarını yukardan sımsıkı toplamıştı. Fransızlara benziyordu. Caitlyn ona, amcasının onu beklediğini söyledi. Kadın hemen cevap verdi; belli ki ona önceden haber vermişler di:
-Beşinci kattan sağa dönünce son kapı. Üstünde "Ziyaretçi Odası" yazıyor, dedi ve ekledi:
-Asansörler şu tarafta.Caitlyn kadının gösterdiği tarafa gidip asansöre bindi. Bu arada asansörde onunla birlikte laboratuvar önlüğü giymiş iki kadında vardı. Kendi aralarında konuşuyorlar dı.
-Görevliler hala araştırıyor. Kimseyi oraya sokmuyorlar.
-Birşey bulabilmişler mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The End Of The World
Science FictionAlaska'nın o buz gibi soğuk gecesinde, gökyüzünü aydınlatan kırmızı bir ışık, Sevenhills Kasaba'sını altüst eder. Nerden geldikleri bilinmeyen yaratıklar heryeri yakıp, yıkar. Aslında istedikleri tek birşey var, İNTİKAM! Kahramanımız Caitlyn bir yan...