GERÇEĞİN PEŞİNDE

10 1 0
                                    

Güneş dağı yarmış, ağaçların arasından Caitlyn'in yüzünü aydınlatıyordu. Zaman sanki durmuştu. Etraftaki kuş sesleri aniden kesilmişti.
Caitlyn orada öylece dikilmiş, karşısındaki aynı onun yaşlarında, uzun kumral saçlı, kahverengi gözleri olan çocuğa bakıyordu.  Korkudan kalbi sanki durmuştu. Biraz öyle birbirlerine bakışdıktan sonra, silahlı çocuk  kapının önünde duran sandalyeye doğru gidip oturdu.

"Lütfen biraz izin verde dinleneyim. Uzun süredir yürüyorum."

Caitlyn  silahlı çocuğa şaşkın gözlerle  bakıyordu. "Ne yapıyor bu?" diye düşündü.
Ardından çocuk Caitlyn'e doğrulttuğu tüfeği indirdi. Caitlyn ayakta durmuş onu izliyordu.

"Su felan varmı çok susadımda?"

Caitlyn cevap vermedi.

"Bir soru sordum değil mi? Cevap versene!"

Caitlyn dayanamayıp patladı. Vurulmak umurunda bile değildi.

"Kes sesini be, elinde silah var diye beni korkutacagınımı sanıyorsun? Yanılıyorsun. Yaşadığım şeyler bunun karşısında hiç kalır."

Çocuk olduğu yerden kalkıp Caitlyn'e doğru yürüdü. Yanına gelince silahı kalbine doğrulttu.

"Madem kormuyorsun. O zaman test edelim. Üçten geriye doğru sayacagım."

"3"

"2"

"1"

Tetiği çektiğin de Caitlyn'in kalbi yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Korkmuyorum desede, kendini kandırıyordu. Ama hiçbirşey olmamıştı. Caitlyn hala hayattaydı. Çocuk birden kahkaha atmaya başladı.

"Seninle oyun oynadım, içinde mermi falan yoktu, kendimi korumak için kullanıyorum."

Elindeki silahı yere attı.

"Yüzünün halini görmeliydin. Bembeyaz oldu."

Caitlyn şaşırmıştı. Oyuna mı gelmişti.

"Seni salak! Neredeyse kalp krizi geçiriyordum burda!"

Caitly omzuna hızlı bir yumruk attı.

"Ouch! Bu acıttı ama!"

"Hak ettin."

Caitlyn arkasını dönüp ormana doğru giderken, çocuk koşarak yanına gelip onu durdurdu.

"Nereye gidiyorsun daha kendimi tanıtmadım."

Elini uzatarak:

"Ben Paul! Paul Gaultier."

"Defol git!"

Caitlyn Paul'u kenara yiterek yanından geçip yürümeye devam etti. Paul hala peşinden geliyordu.

"Hadi ama seni kızdırdım mı yoksa!"

Caitlyn aniden durunca, oda hemen durdu.

"Peşindem gelmeyi bırak artık."

"Eger ismini söylersen..."

"İsmimi söylersem peşinden gelmeyi bırakacak mısın?"

"Aynen öyle."

"Adım, Ca...Casey."

The End Of The World Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin