BAŞLANGIÇTA

57 11 20
                                    

Caitlyn uyandığında etraf hala karanlıktı. Pencereden içeri giren ay ışığı odayı aydınlatıyordu.  Kafasını çevirip komidinin üstünde duran saate baktı. Sabah olmasına daha çok vardı. Yağmur damlaları cama çarpıyordu. O kadar hızlı çarpıyordu ki, pencere sanki kırılacakmış gibi gıcırdıyordu. Yataktan kalkıp, pencereye doğru ilerledi ve dışarı baktı. Yağmur çok hızlı yağıyordu. Rüzgarın şiddetiyle ağaçlar bir oyana, bir buyana sallanıyordu. Tam tekrar yatağına dönecekti ki gözüne  gökyüzündeki kırmızı bir şey takıldı.

Gittikçe büyüyen bir  alev topu, arkasından kırmızı korkunç, ama çok güzel bir kuyruk bırakarak aşşağıyı doğru süzülüyordu.
Ve giderekte yaklaşıyordu. Derken büyük bir gürültüyle ağaçlık alana düştü.

Caitlyn korkarak geri çekildi ama adımlarını kontrol edemeyip, düştü. Birkaç saniye yerde kaldıktan sonra hemen kendini toparladı ve koşarak aşşağıya indi. Hızlıca şifonyerde duran ceketini giyip dışarı çıktı. Bahçe kapısından geçip ağaçların arasına daldı.

Bu karanlıkta gözünün önünü zar zor görebiliyordu. Ağaçların arasından sızan ay ışığı azda olsa ona yardım ediyordu. Bi beş dakika yürüdüten sonra kırmızı ışığı artık görebiliyordu. Işığa biraz daha yaklaşınca, birilerinin konuştuğunu fark etti.

Hemen oradaki bir ağacın gövdesinin arkasına saklandı ama hiçbir şey göremiyordu. Hemen onları daha net görebileceği bir yere geçmesi gerekiyordu. İlerideki bir kayayı gözüne kestirdi, yerde sürünerek sessiz bir şekilde kayanın arkasına saklandı.
Artık onları daha net görebiliyordu. Kafasını yavaşça kaldırıp baktı. Gördüğü şey karşısında şaşkına döndü. O şeyler insan değildiler. İnsana benzer hiçbir halleri yoktu. Dünya'ya bile ait değillerdi belkide. Daha sonra aklına o şeyin uzaydan düştüğü geldi. Onlar uzaylıydı.

Gördükleri karşısında şaşkına dönen Caitlyn irkildi. Sırt üstü yere kapaklandı. Hemen yavaşça olduğu yerde doğruldu ve sürünerek geri geri gitmeye başladı. Ama ne hikmetse sadece filmlerde olabilecek birşey başına gelmişti. Ayağının altında çalı parçası kırılmıştı. Caitlyn hareketsiz beklerken o yaratıkların konuşmalarının kesildiğini fark etti. Daha sonra da iki tane gölgenin ona doğru geldiğini.

Caitlyn var gücüyle yerden kalktı ve koşmaya başladı. Daha önce hiç olmadığı kadar hızlı koşuyordu. Arkasına baktığında yaratıklar ortada yoktu ama hiç durmadı, koşmaya devam etti. Ormandan çıktı, çitin üzerinden atladı ve hızlıca içeri girip kapıyı kitledi. Kalbi küt, küt atıyordu; nefes, nefese kalmıştı. Ama şuan güvende değildi.
Hemen bir yere saklamalıydı. Daha sonra aklına çatı katı geldi. Onu orda bulamazlardı. Daha doğrusu o öyle umuyordu.

Koşarak üst kata çıktı ve çatı katına çıkılan koridora yöneldi. Tavanı yoklamaya başladı; asma merdivenin ipini arıyordu. Bulduda. İpi tutup tüm gücüyle çekti ve merdiven açıldı hızlıca çatı katına cıktı. Ardından merdiveni tekrar yukarı çekti ve kilitledi. Üzerine köşede duran dolabı getirip koydu. Artık daha güvenliydi. Şimdi tek yapması gereken şey, beklemekti.

***

Aradan onbeş dakika geçmesine rağmen ortalıkta hiçbir çıt yoktu. Ayağa kalktı ve duvarda duran küçük bir delikten ormana doğru baktı. Ortalık sakindi. Caitlyn merak etmişti; neden o yaratıklar onu gördüğü halde peşinden gelmemişlerdi.
Derken alt kattan büyük bir gürültü koptu. Ardından cam kırılma sesleri, ve gittikçe artıyordu. Caitlyn olduğu yerde hiç kıpırdamadan durdu. En ufak bir seste hayatı tehlikeye girebilirdi. Sesler bir kaç dakika devam ettikten sonra artık kesilmişti.

The End Of The World Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin