-Bugün başkan seçimleri açıklanacaktı. Bence başkan Tara olurdu. Çünkü hepimizin yararına olacak bir olaya çoktan imza atmıştı.
Müdüre: Verilen oylara göre başkanı ve başkan yardımcısını açıklayacağım. Waysall Kültür Malikanesi'nin başkanı, Tara Busch!
- Herkes deli gibi alkışlıyordu.
Müdüre: Başkan yardımcısı ise, Helena Straits!
- Yine deli gibi alkışladık. Ama Arnold adına üzülmüştük ki, Müdüre hanım tekrar bir açıklama yaptı:Arnold'ı da Drama başkanı yaptık gençler!
- Bu sefer daha coşkulu alkışladık. Ardından başkanlara teşekkür kağıdı verildi ve bölüklerimize dağıldık. Ertesi gün sınav vardı ve sıkı çalışmamız lazımdı. Hepimiz yatakhanelerimize kapandık ve yatana kadar çalıştık.
.ERTESİ GÜN.
Bugün sınav olduk ve sınavın bitişinden 3 ders sonra notlar açıklandı. Ben çalışkan biriydim. Fakat 76 almıştım. Stiro 55 almıştı. Sandy 50, Licht 67, Taula 40, Ulfred 57, Tara 61,Erica ise 99 almıştı! Erica'nın notları normalde çok düşüktür fakat böyle olması beni hem şaşırttı hem de canımı sıktı.Yemek yerken hem ona bu notun yakışmadığını, hem de mutlu olmak istediğimi bir şaka yaparak belirtmeteye çalıştım. Belirtmez olaydım...
Ben: Erica, sanırım öğretmen sana sınav sorularını verdi...
Erica: Yemeğini ye İstoria!
- dedi ve tabıldotunu* masaya vurarak kalkıp gitti..
(*Yemekhanelerde bulunan bölmeli plastik tabak)
İlginçti... Erica eğer bu şakaya kırılsaydı bana söyleyebilirdi. Sanırım pot kırmıştım.. Yine... Fakat o nota en çok ben kırıldım. Öğretmenin yanına gittim ve kağıdımı istediğimi söyledim. Kağıda baktım ve evet, yanlış olan sorudan puan gitmişti. Fakat sorunun hatalı olduğunu söyledim ve sınıfa Erica ve Stiro girdi. Öğretmenin notumu 81 yaptığını görünce ikisi de sinirlenerek dışarı çıktılar. Bunlara aldırmamaya çalıştım.. Fakat gün boyunca Erica bana kötü davrandı. Tara yanında geziyordu fakat ikimize de karşı nötrdü. Akşam yemeği için yemekhaneye indim. Arkamda Erica vardı. Birden bir çocuk sıra kaynatmak için beni ittirdi ve ben de geriye gidince Erica'ya çarptım. Stiro ile konuşan Erica sinirle sarsıldı.
Erica: N'apıyorsun sen!
Ben: Önümdeki çocuk beni ittirdi...
Erica: Hemen benden bir özür dile!
Ben: Yapmadığım bir şey için özür dilemem ben.
Stiro: Erica'ya atarlanma! Herkese atarlanıyosun!
Ben: Sana soran olmadı!
-dedim ve sinirle bölüğüme geçtim. O sırada sınıfta bir kız gördüm. Nedense bana çok tanıdık geliyordu. Uzun boylu, uzun siyah saçlı bir kızdı. Somurtarak yan sıraya oturdum. Kızın bana bakmakta olduğunu farkedince ben de ona baktım ve sahte ama içten bir gülücük attım. Garibine gitmiş olmalı ki yerinden kalktı. "Aha, onu da kaybettim." diye düşünürken yanıma oturdu.
Rarel: Merhaba. Ben Rarel.. Canın sıkkın biraz?
Ben: Ah boşver. Unuttum gitti.. Ben de Istoria..
- İsmimi söyleyince bana daha da detaylı bakmaya başladı.
Rarel: Nereden geldin?
Ben: Türkiye. Peki ya sen?
- Geldiğim ülkeyi söyleyince duraksadı. Fakat bunu sorun etmedim.
Rarel: Ben-ben de, Türkiye'denim..
Ben: İyi tesadüf.. Sana okulu gezdireyim gel..
Rarel: Peki...
Okulu Rarel'e gezdirirken bir yandan da konuşuyorduk. Birden ayağım takıldı ve gözlüğüm bir yana, ben bir yana yere düştüm.
Rarel: İstoria sen iyi misi....
Bana bakakaldı.. Bu kız biraz donuk biri galiba... Birden gözleri doldu..
Rarel: İstoria Longson....
Nasıl olur da unuturum ki! Bu kişi eski dostum Rarel Hardrocky'di! Beni kaldırdığı an ona sarıldım..
Ben: Nerelerdeydin Rarel..
Rarel: Peşinden gelmeye çalıştım... Fakat olmadı. Umarım bana küsmemişsindir..
Ben: Sen elinden geleni yaptın.. Fakat keşke o 2 haftalık cezayı almasaydın..
Rarel: O iş sandığın gibi değil..
Ben: Ne demek o?! Bana her şeyi anlatacaksın Hardrocky!
Rarel: Tabiiki Longson!
- Kantindeki bir masaya oturduk ve Rarel bana her şeyi anlatmaya başladı.
Rarel: Biz aynı yetimhanedeyken, sen beni ve çetenin diğer üyelerini götürmeye çalışırken aslında 2 haftalık ceza almadım.. Görevliler benim kaçtığımı görüp beni yakaladılar ve ben de elimdeki Çakı ile bir görevliyi mahfettim. Bunu gören diğer görevli arkamdan gelip ellerimi bağladı ve bana suçlu teşhisi konuldu. Amerika'da bir yetimhaneye gönderildim. 2 sene boyunca sıkıcı ve gerkesiz testlerden geçtim. Sonunda Bura da Amerika'ya bağlı olduğu için buraya getirildim.
Ben: İyi ki gelmişsin dostum..
Rarel: İyi ki...
Erica: Bunlar yetmedi şimdi de arkadaş mı çalıyorsun İstoria!?
Ben: Kiminle arkadaş olduğum seni ilgilendirmez! Defol buradan!!
-Büyük bir patlama geçirmiştim ve Erica korkup sinirli havasıyla kantinden ayrıldı.
Rarel: Kim bu?!
Ben: Sadece bir psikopat
Rarel: Benden de beter desene...
Ben: Heeyy sen benim dostumsun. Psikopat değil
sarıldık. Sonra da aşağı indik. Yemek saati bitmişti ve odalarımıza dağılıyorduk. Rarel'i odasına bıraktım. Tam da kendi odama geçiyordum ki Erica'yı ağlama sesi gelen bir odaya girerken gördüm. Bu oda, Stiro'nundu. İstemden de olsa kulağımı kapıya dayayıp dinlemeye başladım.
Stiro: Lanet olsun! İstemiyorum anlasın!!
Erica: Kesinlikle! Fakat Joseph hâlâ onunla çok iyi..
Stiro: Onu da yola getiririm. İstoria'nın onu sevdiğini söylerim. Nasıl olsa önüne geleni seviyor.. Hahahahh..
Erica: Hahahahahh..
İki serserinin arkamdan çevirdiği işlere bak!
Ben: Bir sorun mu vardı Erica, Stiro!?
Stiro: Buradan çık git!
Ben: Eğer bir olayda ismim varsa tabiiki de olaya Karışma hakkım vardır! Erica, bir şey söyleyeyim mi? Bence Stiro'ya sen aşıksın!
Erica: Hayır! Üstüme yürümeye başladı. Ben de onu ittirdim. Erica sinirle odadan ayrıldı. O bana Stiro'dan sonra hesabını ödeyecek...
Stiro: Yine atarlandın, pislik! Yıllarca senin çalışkanlığını çektim. Fakat artık bu hilelere son vereceğim. Bizzat ben!
Ben: Benimle kafa filan mı buluyorsun! Serseri!
Stiro:(üstüme yürüyerek) Hayır.. Ben Sandy'i seviyorum ve artık plan yaparak benimle çıkmaya çalışma!
Ben:(yakasına yapıştım) Aptal! Ömürlük dostuna değil de 2 günlük yalancıya mı inandın!? Ben senin ne haltlar ettiğini biliyorum fakat ağzımı açmadım! Böyle yapacağını bilseydim eğer, seni de o lanet Exgyin'in kölesi yapardım! Fakat ben istemedim. Sen istiyorsun!
- ona yumruk atıyordum fakat kendini savunuyordu. Sonunda beni odadan dışarı itti ve kapıyı sertçe kapattı. Ben de yine somurtarak odama çekildim. Uyumaya çalıştım ve başardım. Fakat nefes alamayarak uyandım. Karanlıktı. Bu yüzden yatağın başındaki kişiyi göremedim. Ama kesinlikle beni boğuyordu. Hem de kendi elleriyle. Tokat yumruk ve tekme atmaya başladım. Yere yığıldı. Ben de oksijensizlik yüzünden bayıldım. Sabah uyandım. Hemen yere baktım. Kimse yoktu. Kabus olduğunu düşündüm ve rahatladım. Bugün kahvaltıda kimseyle konuşmadım.
Sandy: İstoria, neyin var bugün?
Ben: Bilmiyorum. B-ben sadece dalmıştım..
Rarel: Biraz canlan dostum.. Bak eğer bir problemin varsa anlatabilirsin?
-bu olayı Rarel'e bile anlatmadım.
Ben: Sanırım uykum var..
Gözüm Stiro'ya takıldı. Gözü morarmıştı ve yanağında bir kesik vardı. Joseph, Taula ve Ulfred de onun yanındaydı. Stiro bana çok kötü bakıyordu. Ama o bakışlar beni korkutmaya yetmedi. Çünkü benim de gözlerimden ateş çıkıyordu. Dayanamadım ve ellerimi cebime sokup somurtarak yukarı çıkmak için ayaklandım.
Licht: İstoria'ya bir şey olmuş ama çözemedim.
Erica: Aman boşver ya atarlı işte.
Bu lafı işittiğim an şimşek hızıyla Erica'ya döndüm ve çatalı alarak onun boynuna dayadım.
Ben: Ne olup bittiğinden haberim var. Bence susmalısın!
Erica: Sana mı susucam be. Hey millet! İstoria Sti....
Çatalı yere attım ve saçlarından tutup kafasını masaya geçirdim.
Ben: Yalanın kan olarak akıyor Erica!
- Gerçekten de öyle oldu. Masa darbesi ile alnından kan akmaya başladı ve diğer kızlar devreye girdi. Rarel beni, Tara da Erica'yı kolumuzdan tuttu. Sandy: Barışacaksınız!
Tara: Başka yolu yok. Barışın!
Licht: Barışın!
Ben: (masayı yıkarak) Asla! Kiralık katil!
Stiro koşarak geldi ve bana bir yumruk attı. Az darbe aldım ve onu yere düşürüp boğazına sarıldım. Dün geceki kabusun o olduğunu anladım.
Ben: Nasılmış? Ben her şeyin arasında boğulup hayatta kaldım. Fakat sen ellerimin arasında boğularak öleceksin!
Stiro: İ-imdatt-yardım-edinn!.
8. ve 7. Bölük hariç herkes yukarıdaydı. Ben kendimi kaybetmiştim. Son hatırladığım, okul görevlerinin etrafımda toplanmasıydı.
.ERTESİ GÜN. (Bu bölümü Starset, My Demons şarkısı ile okuyun!)
-Kendimi odamda buldum. Kalktım ve aynaya baktım. Üstümde deli kazağı vardı. Bir çığlık attım. Ağlamaya başladım. Kendimi yine kaybetmiştim. Ataklarım beni mahfediyordu. Exgyin'in gözünü öyle çıkarmıştım. Kendime aynadan daha da yakın baktım. Gözlerim kızarmıştı ve dudağım patlamıştı. Kapıyı açmaya çalıştım. Fakat ellerimi kullanamıyordum. Aniden kapıya vurulma sesleri geldi.
Rarel: Hayır! Hemen o kapıyı açın! Bana ne yaparsa yapsın ama onu görmek istiyorum! Sadece görmek!!
Bunu duyunca daha da büyük bir çığlık attım.
Ben: Rarell!
Rarel: İstoria! Oradan çıkacaksın! Beni anlayan sensin. Sen de olmazsan acılarımı kim dindirecekk!
Sessizce fısıldadım: Eğer iblislerime dönüşürsem beni kurtar. Rarel...
- Hemen ardından sürüklenme sesi duydum.. Ardından Rarel'in sesini: Bırakın beni! Bırakın!! Hepiniz akıl hastasısınız!!
Sessizce yere çöktüm ve ağlamaya başladım... Hayata son mu vermeliydim, yoksa onlara eziyet olsun diye yaşamalı mıydım? Artık bir şey düşünemiyordum. Eski ailemi özlüyordum. Lanet olası Stiro ile işbirliği ederek hata yapmıştım. Ama artık çok geçti.. Hem de çok...
.BÖLÜM SONU.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korkusuzlar Topluluğu
DiversosÖyle bir topluluğuz ki Hitler'i karşımıza koyanı ezik diye silahla idam ederiz..