2* Yabancı İkili

8 2 0
                                    

Okul koridorlarında ses asla eksik olmazdı, bir maymun çetesinin kavga sesleri ve az evrilmiş bir mart kedisinin çığlıkları.

Oğuz okulu hayvanat bahçesine benzetme özelliğini kazanalı 12 sene oluyordu. Eteğini düzelttiği gibi değişen ders programının telefonundaki resmini açtı, şimdiki dersin Edebiyat olmasının mental açıdan rahatlatan duygusu ile derin bir nefes aldı.

Oğuz, lise sonda okuyan ve yabancı dillere çok ilgisi olan bir genç kız. Çok geniş bir çevresi olduğu söylenemez çünlü kendisi insanlardan pek haz etmez. Merhaba merhaba şeklinde konuştuğu bir kaç kişi yok değil ama hiçbirini arkadaşı olarak saymıyordu. Her sabah okula gelirken onu ayakta tutan tek düşünce bu sene liseden mezun olacak olmasıydı.

Anne ve babası aynı şirkette çalışan aşk dolu muhabbet kuşlarıydı. Ama Oğuz plansız olarak doğmuştu, üstüne erkek bir evlat olmasını dilerken kız gelmişti ve tüm aile hüsran ile karşılamıştı bu durumu. Birbirlerine olan sevgileri Oğuz doğduktan sonra azalmaya başlamış gözüküyordu.

Yine de birbirlerini çocuklarından daha fazla seviyordular ve çocukları ile ilgili tek amaçları yetkin, okumuş, bilgili bir birey yetiştirip aile şirketine almaktı. Ama duruma bakın ki Oğuz Avrupa özentisi ve Avrupa dilleri seven bir kız olarak büyümüştü. Ve hayalleri üçüncü kez kırılmıştı.

   Ailesinin bu tatminsizliğine rağmen Oğuz kendi halinde mutluydu. Ve kendi hayallerinin peşinden gitmeyi diliyordu.

   Her neyse dostlarım burda kimin nasıl bir hayat yaşayacağını anlatmak için son mecra bu kitap olurdu. Oğuz Edebiyat dersine girerken yolda bir merhabalaştığı organizma ile karşılaştı ve onunla günlük hal hatır sorma konuşmasını yaptı. Edebiyat hocası sınıfa girdi. O sırada kendisi sıra altından Almanca kitabını okumaya başladı. Adam yaşlı ve öğrencilerden bir haber de olsa gençliğimde sevgi dolu ve öğretme isteği ile dolu olan bir öğretmenin yorgun izlerini taşıyordu.

  Oğuz kitabın sonuna gelince dersin bitme zili de çalmıştı. Günlük sorunları, insanlar ve her şeyden o kadar sıkılıyordu ki, kendini diller arasında kaybetmek bir terapi gibiydi. Çoğu insan bu zevkini abartılı bir fetiş olarak adlandırırdı. Ama cahil organizmaların beni anlamasını bekleyemem diye düşünürdü.

   Okul dolabına gittiğinde içinde bir kitap buldu, kendisine ait değildi bu yüzden yapmaya kalktığı ilk şey kitabı kayıp eşya dolabına götürmeye kalknaktı. Ama kitabın üstünde kendi adını gördü 'Oğuz Güzin'. Kısa bir süre, her adını duyduğunda düşündüğü küçük döngüye bıraktı kendini.
    Ailesi, kendisine şirketin kurucusu dedesinin adı verilmesi, zaten planlanmamış bir bebek olması, küçükken kimi zaman adı yüzünden çıkan yanlışlıklar ve kendisini hep bu ismin unisex olduğuna ikna etmesi.
   Dikkatli bakınca OĞUZ GÜZİN değil de garip bir şekilde yazılmış bir grup rakam olduğunu fark etti.

   0602 60210

   Defter bir kere ilgisini cezbedince onu açma iç güdüsüne karşı koyamadı ve içinde yazanlara baktı, Arapça gibi bir alfabe kullanılmıştı. Kendi dil ilgisi daha önce bahsettiğimiz gibi Avrupa dillerine yatkındı. Genel olarak Arapça gibi dillerin fonetiğini sevmiyordu. Yine de alfabesini bildiği bir dildi çünkü canı sıkıldığı zaman Arap alfabesinde Almanca yazardı. Dillere 'reform' getirmeyi severdi. Ya da kendi gizli metinlerini yazmayı.

   İçinde yazanları nasıl okuduysa yine de bir şey anlamadı ve bir sürü farklı kombinasyonla okumaya çalıştı.

   Ve bu defterin bir Şeytan Randevu defteri olduğunu tabii ki barkodundan tanıyamamıştı çünkü çoğu insan en genel barkod olan 666'yı bilir. 0602 60210 alt sınıf şeytanlar için kısa süreli hayatına karşılık anlaşma rehberi gibi bir şeydi, onlara daha az bilinen bir alan kodu veriliyordu. Eğer rütbeniz artarsa size verilen numara da insanlar tarafından daha bilinenin bir numaraya dönüyordu. Lanetli bilinen 13, bazı dinlerde 4 ve benzeri...

  Bizim alt seviye şeytanımız İblis, henüz yeni düşmüş bir melek olduğu için barkodu da pek bilinmiyordu. Bunu yanlış gören Oğuz ise kendi adını okuduğunu zannedip defterin büyüsüne kapılınca, bir sürü kombinasyon denerken kaza ile İblis'i çağırmıştı.
 
   Bunun nedeni bariz bir şekilde defteri okurken yaptığı hatalardı. Ama çağrı bir kere yollanmıştı ve genç kızımızın neye bulaştığı hakkında henüz en ufak bir fikri bile yoktu.

    Geri dönmeyeceği çukura böylece kayıp düşmüştü.

Cehennem AteşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin