Sinirle hızla ilerleyip elini uzattı.
-sen!
Diye bağrınca karan şaşkınlıkla maskesli kıza döndü. Yanındaki Emre de karana ve kıza bakıyordu.
-evet ben?
-zehir yılanı mısın?!
-evet.
-sen benim teklifimi kabul etmedin!
-ne teklifi?
Kız maskesini çıkarıp sinirle bağırdı.
-benimle aynı reklamda oynamayı nasıl kabul etmezsin! Ben senin hayranınım! Ben deniz toyganım! Benimle tanışmak, reklam çekmek isteyen kaç kişi var biliyor musun?!
-deniz toygan mı?! Şu oyuncu olan mı?! Vay yakından daha güzelmişsin!
Diyen emreyle ona bakarak güldü ve karana dönüp
-nasıl kabul etmezsin!?
-düşüneceğimi söyledim. İşlerim var hem.
-sen-!
-deniz!
Diyen Berkeyle ona döndüler. Berke karana dönüp
-kusura bakmayın. Boş bırakmaya gelmiyor. Deniz hadi gidelim.
-hayır! Teklifimi kabul ediceksin!
-deniz hadi.
Diye çekiştirerek karana döndü Berke.
-tekrardan kusura bakmayın. Özür dilerim.
-peşini bırakmayacağım!
Diye deniz son kez bağırdı. Berke denizi çekiştirerek onunla çıktı.
-ne teklifi anlatsana karan.
Diyen emreye bakıp
-birlikte reklam çekmek istiyor. Uğraşamam.
-kız o kadar gelmiş kabul etsen ya.
Omuz silkerek soyunma odalarına ilerledi. Emre ise arkasından göz devirip peşinden ilerledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Peşini Bırakmayacağım! (Tamamlandı)
Short StoryHer şey denizin karana reklam teklifi etmesi ve karanın bunu kabul etmemesiyle başlamıştı. Sonrası ise denizin reklam teklifini kullanıp karanın peşinden ayrılmamasıyla devam etmişti. &&&&&& sen! Diye bağrınca karan şaşkınlıkla maskesli kıza döndü...