Yine karanı takip ediyordu. Karan arabasından inip bir yeri gözetliyordu. Nereye baktığını görünce kapıdan eve giren karanın annesini gördü.
Hızla yanına gidip
-merhaba karan!
Karan hızla ağzını kapayıp annesine baktı ve ona döndü.
-ne arıyorsun burada?
-takip ediyorum seni. Artık annenle barış bence.
-ailevi durumuma karışma deniz.
Deniz sinirle
-ailevi durum? Ne güzel ailen var ama sen aptal gibi onlarla konuşmuyorsun!
-sen ne anlarsın?! Kaç gündür bana yapışan birisin sadece! Senin bu kadar şımarık olmanın sebebi ailen kesin! Seni çok şımartmışlar! Annen ve babana söylemeliyim! Senin her istediğini yaptıkları için böyle oldun! Sen benim durumumu nasıl anlarsın ki?! Annen ve babanla mutlusundur! Seni hep dinleyen ve şımartan bir ailen vardır! Ondan rahat bırak beni! Yapışma ve peşimi bırak! Çok oldun artık!
Deniz bir iki adım atıp gözlerindeki yaşları sildi ama sildikçe doluyordu. Sinirle karana bakıp
-ben ne anlarım dimi? Ailem beni şımartmışlar! Tabi ya! Annem mezarında babam ise hapishanedeyken şımartmış beni! Ya da babam annemi öldürürken şımartmışlardır! Annemin mezarına ve babamın hapishanesine git ve şımartmamalarını söyle beni! Ya da yetimhanedekiler şımartmışlardır! Oranın müdürü ya da küçükken babam bana işkence yaparken şımartmışlardır beni! O kadar mutluyum ki ailemle! Çok hem de! Babam karşımda annemi döverek ben daha 5 yaşımda öldürürken ben mutluyum diye gülüyordum tabi! Saatlerce annemin ölüsünün yanında beklerken gülüyordum ve mutluydum tabi! Evet seni ne anlarım ben! Sonuçta annem yaşamıyor ve babam annemi öldürdü! Sonra yetimhanede yaşadım ve işkence gördüm ben! Sen bunları yaşamadın! Merak etme artık karışmam o çok zor sandığın aptal hayatına!
Diyerek karana baktı. Karan şok olmuştu.
-deniz...
Kelimesini zorla toparladı ama deniz ağlayarak oradan uzaklaşmıştı. Karan yere çöktü. Şok olmuştu olanlara. Hep şımarık gördüğü kız mı yaşamıştı bunları?
-oğlum?
Diyen annesinin sesine bile tepki veremiyordu. Annesi bağrışmaları duyup dışarı çıkmıştı. Denizin dediklerini duymuştu. Oğlunu anlıyordu. Bilmeden kıza bağırmış ve kızın acı dolu yaşamını öğrenmişti.
-oğlum?
Ama karan dolu gözlerle tepki vermiyordu. Kadın hemen kocasını arayıp kısaca olanları anlattı. Adam oğlunu görünce hızla yanına çöktü.
-oğlum!?
Karan ağlıyarak tepki vermiyordu. İkisi zorlukla oğullarını yukarı taşıyıp odasına götürdüler. Odasına o gittiğinden beri dokunmamışlardı.
Deniz ağlayarak hızla sahile gitti. Derin nefesle alıyordu ama sakinleşemiyordu.
Eski geçmişi onu mahvediyordu. Evet aile geçmişi acıydı. Hayatında hep ailesi olanları kıskanmıştı. Okuldaki arkadaşları aileleriyle kavgalarını anlatıp anne ve babalarına laf söyledikçe içten onlara kızardı. En azından aileleri vardı ve onları seviyordu. Hayatında bir kere bile ne annesi ne de babası sevmişti onu. O yalnızdı. Annesi ölmeden önce en azından evde bir kişinin daha olduğu hissi vardı. Yanında biri olduğunun dahil ama annesi ölünce o da gitmişti.
Ayağa kalkıp 2 adım attı. Son kez sahildeki denize ve denize yansıyan aya baktı. Sonra birden gözleri kapandı. Son duyduğu ses ise
-hanımefendi!
Diye bağıran bir erkeğin sesiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Peşini Bırakmayacağım! (Tamamlandı)
Short StoryHer şey denizin karana reklam teklifi etmesi ve karanın bunu kabul etmemesiyle başlamıştı. Sonrası ise denizin reklam teklifini kullanıp karanın peşinden ayrılmamasıyla devam etmişti. &&&&&& sen! Diye bağrınca karan şaşkınlıkla maskesli kıza döndü...