Lütfen benden özür dileme. Düpedüz midemi bulandırıyor. İğrenç be. İğrenç. Bunu gerçekten hak etmediğim konusunda seninle hemfikirim o yüzden bu saçmalıklar bu kadar yeter. Ayrıca zaten bana Rosie demeni söylemiştim!
Bana kendin hakkında her şeyi anlatmamanı anlabiliyorum ama bu bana yalan söylemenle aynı şey değil. Neden herkesin benim gibi olmasını bekliyorum bilmiyorum.
Belkide mutluluk numarısı yapıyorumdur. Ama inan bana Lupus deniyorum. Herkes gibi, eski Chaeyoung gibi olmayı deniyorum.
Ama sanırım mektubundan çıkardığım kadarıyla beceremiyorum.Mektubunu bu çarşamba aldım. Çarşambaları hiç sevmem. Bence haftanın lanetli günleridir. Ama sana öyle bağlanmışım ki bu çarşamba'yı en güzel çarşamba ilan ediyorum.
Ah, Jungkook sen de benim bir kaçık olduğumu düşünüyorsun öyle değil mi?
Acılarımı bir kapalı kutuya hapsettiğimi düşünüyordum ama sen çoktan kutunun anahtarını bulmuşsun.
Ama sanki açmaya korkuyorsun, " Ya üstünden kalkamazsam, ya bir hata yaparsam " diye korkuyorsun öyle değil mi?
Korkma Lupus.
Ben kendimle savaşırken korkmadım.
Sen de Korkma.Hâni şu sana anlatamayacağım bir gece vardı, artık o geceyi sana anlatabilirim, çünkü Lupus bilmelisin. Benim için özel olan bir adam. Benim hakkımda her şeyi bilmeli.
Sen cesurca geçmişini bana anlatın.
Şimdi ise sıra ben de, kırılgan kızın Rosie birazda cesur olmalı öyle değil mi?Hiç aşık oldun mu soruma cevap vermemiştin Lupus. Yine benden bir şeyler sakladığının kanıtı.
Herkes aşık olur ama Jeon Jungkook herkes değil öyle değil mi?
Sana geçmişteki aşkımın o geceyle bağlantılı olduğunu söyleyebilirim.
İki yıl önce mükemmel bir hayatım yoktu ama şu an geçmişime minnet duyarım.On yedinci yaşımda ruhum savaş sonrası ölmeye ramak kala kurtulmuş bir gaziye ait gibiydi . Şimdi ise her şeyini kaybetmiş milyoner gibi mesela . Tekrar yükselmek istiyor ama beceremiyor işte.
Benden nefret eden bir adama aşık olmuştum.
Çok acı vericiydi. Benden tiksinen birine aşıktım. Utanç verici bir şeydi . Benden neden nefret ettiğini hiçbir zaman anlamadım Lupus. Kendimi çok suçladım. Kusurlar buldum kendimde ama yinede neden benden deli gibi nefret ettiğini anlamadım.
Ama sonrasında bir şey oldu. Bana gülümsemeye, okul çıkışları " iyi tatiller " demeye, sabahları " Günaydın " demeye başladı.Bir gün bir felsefe dersinde yanıma oturdu. O an mutluluktan delirebilirdim. Kalp atışlarımı duyduğuna yemin bile edebilirim. Benden nefret eden adam artık benimle iyi geçiniyordu. Eminim nasıl oldu diye soruyorsundur? Bilmiyorum.
Ona defalarca sordum ama cevap vermedi. Hep gülerek geçiştirirdi. Ben de üstelemezdim tabii.
Ama deli gibi merak ederdim Lupus. Benden deli gibi nefret eden biri nasıl sevgilim olduğuna inanamazdım.Bir zaman sonra benimle çıkmak istediğini söyledi, ilişkimizde ki çoğu şey hep çok hızlı gelişti. Ne zaman beni sevmişti? Ne zaman benimle çıkmak istemişti? anlamış değildim. Ama o zamanlar ona çok aşıktım Lupus hiç sorgulamadım bunları çünkü beynim, kalbim hatta tüm hücrelerim aynı şeyi söylüyordu bana.
İlk öpücüğümüde bana çıkma teklifi ettiği gün almıştım. İki gün boyunca utancımdan yanına gidememiştim. Hâla sıcak öpücüğü içimi ısıtıyor. Hâla hissedebiliyorum onu. Her seferinde hatırladığımda ilk utancımı yaşıyorum, bakamıyorum sevdiğim adamın yüzüne.
Zor biriydi Lupus. Zor bir bulmacanın en zor soruydu. Çözmek istedikçe iplerinde boğuluyordum. Sonrasında daha beter bi düğümle karşılaşıyordum. Ama yinede çok seviyordum. Delirmiş gibiydim Lupus onsuz nefes alamıyordum.
Bir gün görmemeye bile dayanamıyordum. Her gün ona " seni seviyorum " demek için bahane arıyordum ben. Ama Lupus o bana bir kere bile " Seni seviyorum " dememişti. Bir kere bile. Ben ise kozmosda ki yıldızların varlığı kadar var olduğuna şükrettiğim adamdan bi kere bile yanıt alamamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lupus || Rosékook
Fanfiction[Tamamlandı] Duvarların da suçu var Lupus onlar tüm kötü enerjiyi emerler, acını emerler, nefretini emerler sonrasında yavaş yavaş kendi acınla bedenini zehirlerler. - Azizlerim Jeon ve Park için.