14.09.2020"Bugün venüs aya yaklaşacak ve iki tane ay varmışçasına bizlere görkemini sunacak gökyüzü. Gece saat 12 de gökyüzüne bakmayı unutmayın güzel takipçilerim.".
Jisung yayını kapatıp çatı katına çıktı. Orası için özel yaptırdığı yatağımsı koltuğuna uzandı ve ayı izlemeye başladı her zaman aya bir ilgisi vardı ve ayı çok severdi. Bu gece daha efsane olacaktı. Kim iki tane yuvarlak küreyi jisung kadar delice görmek isterdi bilmiyordu. Fakat jisung bu gece hayatının sonsuza dek değişeceğinin farkında değildi tabii ki.
Saat 12 de yavaş yavaş göğe yaklaşan iki adet yuvarlağı gözlemledi önce. Çatıda ki teleskobu yıldızları görebilmek için almıştı. Fakat bugün Venüs'ü izlemek için kullanıyordu. Venüs yükseldikçe rengi arttı ve ortalık birden bembeyaz oldu. Jisung ne olduğunu anlayamadı sanırım bayılmıştı, karşısında ona bakan bu efsane şey insan olamazdı. Mavi gözleri kediye benziyordu. Jisung baktıkça içi gitti. O anda tek gözü bir anlığına kararıp düzeldi. Tekrar etrafına baktığında Seul'un geceleri efsane olan ışıklarını gördü. Az önce neler olmuştu öyle.
☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆
15.09.2020
Sabahın ilk ışıkları pencereden sızarken hâlâ o saçma sapan olayı düşünüyor aklında kalan tek şey olan mavi gözler ona muhteşem bir duygu yaşatıyordu. O kadar güzel göz rengi dünyada yoktu, farklı bir tondaydı gözleri. O gözleri kolay kolay unutamayacağı kesindi.
Sıkılmışlıkla ayaklanıp duş aldı.
Ardından evden çıkıp en sevdiği pastaneye doğru yola koyuldu, hiç şüphesi yoktu kesinlikle çikolatalı şeylere aşıktı ve sabah olup olmaması bir şey değiştirmiyordu. Pastaneye girdiğinde her zaman yaptığı gibi önce changbine selam verdi ardından hemen tezgaha yapıştı.Binnie bana hemen çikolatalı kek ve ice americano verir misin?
Neşeli ve aegyolu konuşmuştu. Bin çok yakın arkadaşıydı ve bu pastaneyi açtığından beri onun sülüğü olmuştu. Lezzetli yemekleri de vardı ama tatlı konusunda bir dahiydi Changbin. Fakat o sırada dün gece aniden olan olay gibi gözü karardı Jisung'un o an orada ikisinden başka kimsenin olmadığını biliyordu fakat onun varlığının kendisine çok yakın olduğunu hissetmişti kedisi buralarda bir yerdeydi bu yüzden gözü eski haline döner dönmez dışarı çıkıp baktı. Etrafta kimseyi görememiş ama izleniyor hissine de kapılmamıştı neden bunu yaşadığını hiç bilmiyordu. Ruh eşini bulmuş olsa da onu ne görebiliyor ne duyabiliyordu sadece hissedebiliyordu.
Sonunda kekini yediğinde rahat bir nefes aldı sincap gibi olduğundan bolca Bin'in dalgasına maruz kalmasına rağmen americanosunuda içip ayaklandı.
Binnie sohbetine doyum olmaz ama gitmeliyim, lütfen bu sadık müşterinizi affedin.
Gülüşüp, şakalaşarak kafeden ayrılıp sokağın sonundaki otobüs durağına vardı. Kulaklıkları kulağındayken arange müziğini bularak açtı. Bu hafta Bangchan için söz yazması gerekiyordu ondan rica etmişti. Zaten okuduğu bölümde müzik üzerineydi fakat ilgisi astronomiyede kaydığı için teleskopları, fotoğraf makineleri, gözlem cihazlarını çatı katında toplamıştı.
Kafasında milyonlarca düşünce varken omzuna biri çarptığı için sendeledi bu sırada kararan gözü ise birkaç saniyeliğine görme yetisini kaybetmesine neden oldu. Bu bugün ikinci kez yaşanmıştı ve Jisung yine o kişiyi görememişti çünkü uzaklaşan otobüste olduğuna emindi, ya da içinden bir ses öyle olduğunu sayıklıyordu. Kedi gözleri yine görememişti bu durumsa içine oturuyordu.
Şarkıya odaklanmaya çalışırken otobüsünün geldiğini fark etmesiyle hızla ayaklanıp 4419 nolu otobüse bindi hızlıca neyse ki bugün daha sakindi ve oturabilmişti. Aklına gelen sözler gülümsemesine sebep oldu çantasındaki kağıdı çıkarıp bu otobüste neler yaşadığını anlatan şarkı sözlerini yazdı içi huzurla dolup taşarken üniversiteye gelmişti çoktan.
Pro. Doktor Park Jinyoung ile olan dersinde her zaman övgüler alan biriydi fakat bugünkü efsane dalgınlığı yüzünden azar yemişti. Kesinlikle profesör ayarsız adamın tekiydi sanki özgürlük heykelinin meşalesini kırmış gibi davranması da sinirini bozmuştu, aynı zamanda Felix'e dedikleri içinde onu öldürmek istiyordu çünkü minik bebek Felix akşama kadar bunun için ağlayıp zırlayacak o da yetmiyormuş gibi jisungu oyuncak ayı niyetine kullanıp duracak olması daha da sinirini bozuyordu. Alev alan beyniyle Felixi tutup bahçeye çıkardı.
Bak şimdi lixie ağlamak yok, ağlarsan hyunjine söylerim seni.
Felixle üniversitenin ilk yılında tanışmıştı evlerine geldiği bir gün ise abisini görmüş ve ona âşık olmuştu fakat ruhları eş olmadığı için ne kadar tutuşsada özel bağı kuramamıştı fakat hâlâ abisi üzerinden yaptığı tehtidler etkili oluyordu.
Seni mahvederim Hannie
Aklına üşüşen dün gece yaşadığı olayı felixe anlatmıştı bu konuşamadan sonra, felix bu duruma inanmayıp kahkahalarla gülmüştü.
Ne demek aydan geldi , kedi gibi gözlerini gördüm ama yüzünü hatırlamıyorum.
Derin nefesler eşliğinde konuşsa da felixe bir tane vurdu.
İnanmazsan inanma be.
Bahçe ortak alandı ve hemen hemen her alandan öğrenci burada oturup çay kahve keyfi yapar oyun oynar eğlenerek vakit geçirirdi felixle çimlerin üzerine uzandıkları sıra gözü uzaklara daldı kıyafetleri simsiyah olan birisi çarptı gözüne. Kafasına kapşonu geçirmiş olsa da altındaki siyah saçları o harika gözleri görmesine engel olamamıştı. Kararan gözlerini açıp tamamını görmek istese de felixin üzerine yığıldı.
---------
İyi okumalar, desteklerinizi esirgemeyin lütfen.
Fantastik olayı yok sadece onların dünyasında ruh eşi meselesi normal bir şey alfa-omega olayı gibi yani.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İncomparable《minsung》
FanfictionTamamlandı ✅✅ Yaşadığınız hayat boyunca bir çok insan sever, bir takım duygular beslersiniz. Ama hangisi gerçekten ruh eşinizdir bilemezsiniz değil mi? Ama biz farklıydık. Bir dünya düşünün. Ruh eşinizi bulup hayatınızı onunla birlikte geçirebildiği...