18.Bölüm(Mıknatıs)

786 62 15
                                    

Arkadaşlar bu bölümde diğer karaktelerede yer vermek istiyorum çünkü geri kalan konularda onlarda var bu yüzden Tuğçe ve Tunç la başlayacağım  sonraki bölümlerde Serkan ve Sude den bahsedeceğim sonra olaylar daha zevkli ve heyecanlı bir hal alacak^^

Tuğçe nin Ağzından

Geç kaldım off deliricem nerede bu ayakkabılar ? Tunç deliricek !! Moralim bozuktu Tunç u arayıp moralim bozuk çabuk bizim cafe ye gel diye mesaj attım ama geç kalan ben olacaktım.Çok utanç verici! Sessizce Sude nin odasının kapısını açıp yavaşça içeri girdim.Günlerdir ağlamaktan başka hiç birşey yapmıyordu ve ilk defa verdiğim ilaçlar sayesinde uyudu.Ona bakarken geç kaldığım aklıma geldi ve yavaşça yatağın altına eğilip ayakkabı kutusunu aldım.Sessizce açıp içindekileri aldım ki Sude mırıldanmaya başladı

-Başına birşey getirme kafanı kırarım.Hafifçe gülüp yanağına bir öpücük kondurdum.Girişte ayakkabılarımı giyip montumuda alıp çıktım.

Bu aralar ciddi anlamda moralim çok bozuktu.Buse zaten evde yoktu ve tek başıma Sudeyle uğraşmak gerçektende çok zordu.Böyle bir günde yanımda olması lazımdı.Ama gerçi kızmaktan çok onu merak ediyordum aramalarımıda açmıyordu.Ona önemli haberi vermeliydim.Babam kanserdi ve ilerlediği için biraz onun yanına gitmek zorundayım ama Ortada kimse yoktu ki danışıcağım.Sudeyi o halde bırakmak istemiyorum.Bu düşünceler beynimi kemirirken ister istemez ağlamaya başladım.Adım atmak bile istemiyordum.Bedenim gün geçtikçe gücünü kaybediyormuş gibi hissediyordum.Çalan telefonla irkildim.Arayan Tunç 'tu

-A-lo

-Alo hayatım nerdesin merak ettim ?

-Tun-ç ben-i alır-mısın ?

-Neyin var ? bitanem birşey mi oldu ?

-Panik yap-ma park- ın oraya ge-l dememle güçsüzlükle yere yığıldım ve ağzımdan tek bir şey çıktı

-Çabuk gel sonrası bulanık sonrası karanlık.....

Buse'nin ağzından

Hala gözlerine bakıyordum.Kırmızı mı onlar ?!! Dudaklarımı aralayıp bir daha konuşmaya başladım.

-Reng-gi kır-mızı

-Korkma lütfen demesiyle ona baktım.Farkında mı bana KIRMIZI gözlerinden korkma demişti.Ciddi anlamda korktum ve oturduğum yerden  kalkmak için ayağa kalktım.Oda peşimden kalkıp kolumu tuttu

-Bırak

-Hayır korkma lütfen

-Kırmızı olan gözlerinden mi ?

-Hem onlardan hem benden

-Farkındaysan burda birbirimizi tanıdığımız falan yok.Bildiğin zorla bir evde tutuluyorum.Bırak beni korkuyorum dedim ağlayarak

-Lütfen korkma lütfen

-Korkuyorum bırak !!!

-Hayır dediğini duymuyorum korkmuyorsun korkmıycaksın lütfen gitme korkma

-Bırak beni dedim hıçkırarak 

-Seni bırakmaktanda ben korkuyorum.Sende gitme ilk defa biri bana bu kadar yakınken lütfen gitme.Her istediğini yaparım ama beni yanlızlığımla bırakma dediğinde ona baktım gözleri doluyordu ve ayrıyetten kırmızı rengi daha da can alıcı bir şekilde aydınlanıyordu.

-Bırak beni dedim ve boşta kalan kolumla elini ittim.Evden çıkmak için yürümeye başladım odaya gidip montumu ve çantamı aldım.Odadan çıkıp salonun önünden geçtim ama o yoktu.İçeri girip orda mı diye göz gezdirdim ama yoktu.Kapısı açık bir oda görüp içeri girdim.Burası bir kütüphaneydi.Ama kitapların  arasından bir yol açılmıştı ve neredeyse kapanmak üzereyken arasından geçip içeri girdim.Uzun boş bir koridor ve karanlık.Bu korkumu daha çok arttırsada özgüvenle yürümeye devam ettim.Karşıma çıkan demir kapıyla öylece kalakalmştım.İçerden ağlama sesleri ve sanki biri birşeyleri parçalıyormuş gibi sesler vardı.Korkarak bir adım geri attım.Ama içerde belki birine bişey yapıyorur diye kapıyı yumruklamaya başladım ama sesler kesilmedi aksine daha da çok arttı.Bende kapıya daha hızlı vurmaya başladım.

-Defol git Serkan daha işim bitmedi dedi hafif duygusal hafif sinirli hafifte yorgun bir sesle malesef ki tanımı yok.Etrafa bakınırken bir kutu dikkatimi çekti posta kutusunun burda ne işi var.Oraya doğru yaklaşıp açmaya çalıştım ama olmadı.Sonra aklıma filmlerde ki tel tokayla açma yöntemi geldi.Kafamdan aldığım tel tokayla açmayı denedim ama yamuldu.Sonra başka bir tane başka bir tane derken 3. seferde başarmıştım.İçini açtığımda.Bir anahtar buldum.'Bingooo' anahtarı elime alıp kapıyı açmak için deliğe yerleştirdim.

-Sana kaç kere benden izinsiz alma şu yedeği diyeceğim Serkan defol !!! dedi.Tabii benim umrumda değil kapıyı açmamla karşılaştığım manzara karşısında donakaldım.Kapının tersi yönünde-Yani beni göremeycek-duvarı yumrukuyordu.Beyaz duvarlar üstünde kırmızı lekeler,yırtıklar vardı.Yerler bembeyaz tozlarla kaplıydı ve küçük küçük ne olduğunu bilmediğim parçalarla doluydu.Şimdi farketmeden korkuma yenik düşüp gitsem mi yoksa kalıp ona yardım mı etsem diye düşünürken arkaya dönmek için yapacağı harekete karşı ona doğru koştum ellerimle gözlerini kapadım.

-Gitmemişsin dedi.Ellerini elimin üzerine doğru uzatıcakken diğer elimle ellerini tuttum.

-Korkup kaçmamı istemiyorsan ben çeken kadar bekle dedim.Oda kafasını aşağı yukarı doğru salladı.Ama nedense birden yere yığıldı.Panikle bende yere eğildim

-HEY iyi misin ?

-Bana bu soruyu sorman için her gün güçsüz kalmayı yeğlerim.

-Saçmalama neyin var ? 

-Hiç bir şeyim yok gerçek anlamda da hiç bir şeyim yok.Yalnızlık beni mıknatıs misali kendine çekerken ben ucunda küçük bir metal parçasıyım.Öfkem gün geçtikçe bedenimi sararken sevgi denen her şey bitmişti benim için.Ama sen içimde hala kırıntısı olan duygularımı bedenimde canlandırdın.Ve şuan bütün bedenim onunla yaşıyor demesiyle gözlerinin üstünde duran elimde bir ıslaklık hissettim.Nedenini bilmiyorum ama ağlamasını istemiyorum.Kafamı omzuna yasladım

-Farkındaysan hep senin yanında ağlıyorum.Çünkü ister istemez bu duygular sana bağlanmamın güvenmemin gerektiğini söylüyor.Seni herkesten çok tanımak istiyorum ne zaman arasam yan odamdan çıkmanı ne zaman konuşsam dinlemeni ne zaman sıkıntın olsa bana söylemeni çok isterdim dedi bir hışımla

-Garip bir ilişkimiz oldu tanışamadık tanışmamız bile yalanla oldu (Adının serkan olduğunu söylemişti) ama galiba sende benim mıknatısımsın.Bende senin karşında güçsüz zayıf bir metal parçasıyım.Korktuğum halde yanından gidemedim.Seni öyle görünce benimde canım yandı sanki.Nedenini bilmiyorum ama senin yanında kalmak istiyorum.Anlat bana kendini.En çok söylemek istediğin şeyi şimdi söyle bana dedim Verdiği cevapla şaşırmam bir olmuştu

-Seni seviyorum.................

DEĞİŞİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin