Harry devam eden günlerinin çoğunu her zaman yaptığı gibi donmamaya çalışarak, şansı yaver gider de birkaç hayırsever bir parça ekmek getirir diye bekleyerek ya da karların içine gömülmüş birkaç sent bulursa kedi ya da köpek maması alıp karnını doyurmaya çalışarak ve her akşamüzerini kurtarıcısının evine gelişini gözetleyerek geçirdi.
Louis, hemen hemen her akşam elinde orta boy bir kahve ve nadiren de diğer elinde bir sigarayla dalgınca yere bakarak evine geliyordu. Eğer parmaklarının arasında hipnotize edici bir şekilde tüten ince sigarası varsa, bahçe duvarına yaslanıp hızlı nefeslerle tatlı zehrini bitiriyor, ağzını kahvesiyle çalkalayıp evine öyle giriyor ve bunları yaparken gözlerini rüzgârdan korumak için kısarak, kahve ve sigarasının tadını çıkarmak için dudaklarını kemirerek karşıda bir yere takılıp kalıyordu. Ve hiçbir zaman aceleci olmayan adımlarıyla aheste aheste evine giriyordu.
Ve bunu izledikten sonra Harry'nin gece gözlerini kapattığında tekrar tekrar izleyebileceği, soğuğun sızısından başka düşünebileceği bir şeyi oluyordu.
Bazen Harry yattığı yerde battaniyelerini suratına kadar çekip, Louis'yle birlikte eve giriyor, tıpkı onun gibi önce üzerini değiştiriyor, hatta sıcacık bir duş alıyordu. Sonra Louis'ye bir kahve daha isteyip istemediğini soruyor ve sütlü, taze bir kahve hazırlıyor, evinde hiç üşümeyen sıcacık ayaklarını altına alıp penceren dışarı bakıyor ve bir zamanlar evi olan sokakları, ara sokağını izliyordu.
Sonra Louis'de ona katılıyor ve bir daha asla yalnız kalmak zorunda olmadığını, asla aç kalmak ya da üşümek zorunda olmadığı hatırlatıp onu öpüyordu.
Harry bazen Louis'yle birlikte uyuyor, hatta onunla uyanıyordu.
İşte o zaman kirli battaniyesini yüzünden çekiyor, donmuş vücudunu harekete geçirmeye çalışıp kafasını ara sokağından çıkartıyor ve Louis'nin evden çıkmasını izliyordu.
O gittikten sonra ise tüm günü yine yola bakarak, sevgili Lynn'inin geri gelmesini bekliyordu.
Gelmediğinde, hava karardığında emekleyerek Lynn'in köşesine geçiyor, gelir ihtimaline karşın ona biraz olsun daha sıcak bir yatak hazırlamaya çalışıyordu. Biraz ağlıyor, biraz dua ediyor, biraz lanet ediyor biraz da -kendi kendine- Lynn'le konuşup geri geleceğini söylüyordu.
Bir kaç şarkı mırıldanıyor ama sesinin çizilmiş cdlerdeki gibi çıktığını fark ettiğinde donmuş gözyaşlarını silip burnunu çekiyor, battaniyesine sarılıp yan dönüyor başını duvara yaslayıp Louis'yle eve giriyordu.
Lynn gideli neredeyse iki hafta oluyordu. Hava durmak bilmeden soğuyor Harry içten içe öldüğünü hissediyordu.
Bu sefer gözlerini kapatıp Louis'yle eve giremezdi. Harry bu gece gözlerini üç dakikadan fazla kapatırsa tekrar açamazdı.
Daha kötü bir günü daha olmamış gibiydi bu kez sadece bacaklarının değil parmaklarının, ellerinin kontrolüde ondan çıkıyor gibiydi.
Santim santim kımıldayarak yerinden kalktı. Üzerindeki battaniyeleri zar zor tutabiliyordu. Parmakları birbirine geçmiş gibiydi ve kıpırdamıyordu.
Sanki bacaklarının değil de iki kalasın üzerinde yürüyormuş gibi dengesini zar zor sağlayarak ve adım attığını etrafın hareketinden anlayarak ne kadar sürede olduğunu anlamadan kendisini Louis'nin evinin önüne attı.
Duvarın kolonunu iki koluyla sararak yapıştı.
Hadi. Dedi umutla. Gel Louis.
Harry, üzerinde siyah kabanı, elinde kahve bardağıyla ona doğru gelen adamı görebildiğinde eğer yüzünü hissedebilseydi gülümseyecekti.
Ama o sadece birkaç saniye durup ona bakan ve hemen ardından bardağı duvarın üzerine bırakıp koşar adım yanına gelen ve son anda çelimsiz bedenini yakalayan kurtarıcısını hissedebildi.
Ne yüzünü tekrar görmeye ne de kendisinden utanmasına vakti kalmıştı.
Ilık nefesin yüzüne çarptığını hissettiğinde neredeyse dedi. Neredeyse yaşıyorum...
Bu konuda yazmamın sebebi, dışarıdaki hava ve bu yaz gördüğüm çok fazla evsiz insandı.
Kamu spotu yapacak ya da sağduyu dersi verecek değilim tabi ki, buna yalnızca bir hikaye olarak bakmayın lütfen. Dışarıda bundan çok daha beter yaşayan ve uykularının bile ölüme çıktığı bir hayat yaşayan insanlar var maalesef. Bu çok çok iyimser yazılmışı.
Okuduğunuz için çok teşekkür ederim ^-^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
It's Too Cold Outside For Angels To Fly - Larry Stylinson Fanfic. Kısa Hikaye
Hayran Kurgu“En azından bana adını söyleyebilir misin? ” Harry kalbi küt küt atarken -ki hissedene kadar kalbinin çoktan soğuktan donduğunu sanıyordu- “Ha-harry” Dedi hem çatallaşmış hem de kısılmış sesiyle. “Tanıştığımıza sevindim Harry. Adım Louis. ” Harry f...