2: "Pişmanlık."

1.3K 91 287
                                    

Koca salonda tek başına otururken Taehyung'u düşünmeden edemiyordu. Bir haftadır aramalarına asla dönmüyor ve kapısına gidince açmıyordu. Bu aptallığına lanet etti. Onu kırmak en son isteyeceği şeydi ama yine yapmıştı yapacağını. İçkisinden bir yudum aldı ve ayaklandı. Iseul şu an Rose ile vakit geçirmek için onlarla beraberdi. Ceketini üzerine geçirdi ve arabasına bindi. Taehyung ile eski evlerini satmamıştılar. Arada orda vakit geçiriyorlardı.

Derin bir nefes verip gaza bastı. Şu an istediği tek şey Taehyung idi. Evlerine çok uzak olmaması şanstı onun için. Bahçeye giriş yaptığında, salıncakta sallanan Taehyung'u görmesi ile nefesi kesildi. Gri tişörtü, siyah pantolonu ile çok güzeldi eşi. Hafif sallanıyor ve yeri izliyordu bebeği. Yavaşça araban indi. Arkasından yaklaştı ve minik bedenini kolları arasına aldı. Taehyung ilk başta korksa bile eşinin kokusunu duyunca sakinleşti.

Ama Seokjin'e sinirli ve çok kırgındı. Kollarından çıkmak için çabalamaya başladı. "Seokjin bırak!" Seokjin ise daha fazla sarıldı. Boynuna kafasını yerleştirdi ve özlediği kokusunu soludu. Dudaklarını boynuna yasladı ve sert öpücükler bıraktı. "Çok özür dilerim Taehyung. Çok seviyorum ben seni." Kokusunu soluyarak daha çok öptü. Taehyung öpücüklerini ve dokunuşlarını çok özlemişti. Ama burnunun sürtmesini istiyordu. Son gücü ile ayrıldı kollarından.

Arkasını döndüğünde Seokjin'i böyle görmeyi beklemiyordu. Bir haftada çökmüştü ve yüzü çok solgundu. Saçları dağınık, bedeni zayıf ve gözleri kızarmıştı. İçi ezilmişti bu görüntü karşısında. Gözleri doldu Taehyung'un. Ona her zaman çok iyi bakmıştı. Şimdi sevgilisinin bu halde olması gözlerinin dolmasına neden olmuştu. Yavaşça yaklaştı ve parmak uçlarını Seokjin'in gözünün altında gezdirdi. Çökmüştü iyice ve bu içini ezmişti.

"Neden kendine bakmıyorsun?" Seokjin yüzündeki elin bileğini tuttu ve okşadı. "Sensiz uyuyamıyorum bile." Taehyung yutkundu. Dolu gözlerini kaldırdı Seokjin'in gözlerine. Herkesin atladığı bir detay vardı. Seokjin gerçekten çok güçlü bir adamdı. Hem parasal anlamda hem güç anlamında. Yıkılmaz duvarları, sert görüntüsü ve bitmek bilmeyen çekici havası ile herkesin ilgi alanına giriyordu. Evli olabilirlerdi ama hala kocasına yaklaşan kadınların olduğunu çok iyi biliyordu.

Ama kimsenin bilmediği detayları vardı eşinin. Seokjin çok farklı biriydi aslında. Güçlü değil, öyle gözüküyordu. Yorgundu. Bitmişti. Her insan gibi ağlıyor ve acı çekiyordu. Ama bunu Taehyung dışında kimse bilmezdi. Bu yüzden Seokjin her zaman açık oldu eşine. Evlilikten
bu yana ilk kavgalarıydı. Haklıydı Taehyung. Ona o kelimeyi etmemeliydi. Seokjin bunun farkına vardığına çok geç kalmıştı. Onun kalbini kırdıktan sonra bunun ne önemi vardı?

Seokjin burnuna dolan o nefis kokuya daha fazla kayıtsız kalamadı. Yorgun kollarını Taehyung'un beline sardı. Sıkıca çekti kendine. "Lütfen beni bırakma Taehyung. Ayrılma benden lütfen." Taehyung duydukları ile hafif bir kıkırtı bıraktı. Seokjin'in saçlarını okşadı. "Delirdin mi be adam? İlk kavgadan ne boşanması?" Seokjin gider sanıyordu. Bu zamana kadar herkes onu bırakmamış mıydı? Şimdi o ağır laftan sonra Taehyung neden yanında kalsındı?

Seokjin biraz geri çekildi. Alınlarını birleştirdi. "Yemin ederim kötü niyetle demedim. O senin kızın Taehyung. Sana benden bile çok düşkün. Biliyorsun onu senin sayende kabul ettim. Sen olmasan şu an bu halde olamazdık. Sen beni bu yüzden terk etseydin, ben ona babalık yapamazdım. Her şeyin bu kadar mükemmel olmasına yarayan senin varlığın. Evi ev yapan, beni ben yapan, kızımızı ailesiz bırakmayan sensin. Sensiz ben bir hiçim. İlerleyemem. İnan bana yapamam. Ben daha kendi arkamı toplayamıyorum. Ona baba olamazdım. Baksana sensizim bir haftadır. Halime bak."

Taehyung dolan gözlerini yumdu. Seokjin'in saçlarını okşadı. "Seokjin uzun zamandır sensiz uyuyorum. Senin sıcaklığın olmadan. Kokunu solumadan uyuyorum. Sana günümün nasıl geçtiğini bile anlatamıyorum. Kime anlatacağım? Benim senden başka kimim var? Konuşamıyoruz bile eskisi gibi. Seokjin sevişmekten başka ne yapıyoruz lütfen bana söyler misin? Ben sana senin suçun demiyorum. Geçmişin lekesi illa kalacak üzerimizde. Ama çok azıcık vakit ayırsaydın..."

In La Kesh II: 𝒞𝒶𝓇 𝑅𝒶𝒸𝒾𝓃𝑔 ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin