17: "Gökyüzü ve yıldız buluşması."

697 71 255
                                    

Merhaba kapaktaki videoyu izlemenizi tavsiye ediyorum. Taehyung ve Baekhyun'un hazırladığı koreografi tamamiyle bu. Keyifli okumalar. 🙏

Oy sınırı: 35
Yorum sınırı: 350.

Aylardır verilen onca emeğin tüm karşılığını bu gece kesinlikle almak istiyordu Taehyung. Tüm sene boyunca bu gösteri için çalışmışlar, Baekhyun ile nerdeyse uykusuz bile kalmışlardı. Dans etmek çok zor ve tutku isteyen bir şeydi Taehyung için. Sanatın ta kendisi olduğunu düşünüyordu. Ne zaman üzülse, canı yansa deliler gibi dans ederdi.

Seokjin yokken dans ederdi, kavga ettiklerinde dans ederdi, ağlarken dans ederdi, mutluyken dans ederdi, Taehyung gerçekten işine çok aşıktı. Yine de hiçbir zaman ailesinin önüne geçmemişti. Seokjin'in elinde olan bir şey olmadığını dün çok daha iyi anladığından, ona ikinci bir şans vermişti. Ondan istediği tek şey o dans ederken orda olmasıydı.

Baekhyun ile çalışırken her zaman süre tutarak çalışmışlar, gösterinin son hali için buz pateni yerine gittiklerinde dört dakika gibi bir süre belirlenmişti. Seokjin'in yirmi dört saatlik gününde, eşi için ayıracak dört dakikası bile olmayacak mıydı? Bunu çok düşündü dün gece, eğer bu gece gelmezse sonrasında gelmesinin hiçbir önemi olmayacaktı.

Aşkından hastalansa bile, seokjin defterini sonsuza dek kapatacaktı. Gerekirse ülkeyi bile terk ederdi. Çok zordu, düşüncesi bile midesinin kasılmasına neden olacak kadar çok zordu. Resmen aşkından eriyip bitmişken, onu burda bırakıp nasıl giderdi? Üstelik bu kadar kırgınlık barındırırken yüreği, bunu nasıl yapardı? Berbat bir his oluşuyordu kesinlikle.

Iseul'un elini sıkı sıkı tutarken alt sokağa doğru indi. Rose'nin evinin önüne geldiğinde ziline bastı. Onun gelmesini beklerken, Taehyung Iseul'un önünde diz çöktü. "Uslu duracağını biliyorum, Ken ile oyna tamam mı bebeğim?" Iseul dişlerini gösterircesine gülümsedi. Yeğenini çok seviyordu ve tombul yanaklarını hep ısırıyordu.

"Merak etme baba," Rose'nin kapıyı açmasıyla ikili birbirine sıkıca sarıldı. Bu sırada Iseul içeri doğru kaçmıştı bile. "İçeri geçsene sen de oppa, kahve içerdik." Taehyung saatine baktığında vaktinin olduğunu görmüştü. Rose ile uzun süredir sohbet edemediği için bu fırsatı değerlendirmek istedi. "Peki," içeri girdiğinde Ken'in sesini duyunca içi hoş olmuştu.

Yavaşça koltukta oturan miniğe yaklaştı ve kucağına aldı. Kesinlikle Rose ile çok benziyordu. Sarımsı saçları, kocaman gözleriyle çok tatlı bir çocuktu. Ten rengi, yüzündeki benzerlik tamamen babasına çekmişti. Taehyung Ken'in kendisini öpmeye çalışmasıyla kıkırdadı ve tombul yanağına uzun bir öpücük bıraktı. Mis gibi olan bebek kokusunu derince içine çekti.

Ken'i tekrar Iseul'un yanına bıraktığında, cam kenarına kahveleri getiren Rose'nin yanına ilerledi. Onunla birkaç gündür görüşemiyordu.
"Eline sağlık," Rose kahvesini eline alıp, Taehyung'a gülümsedi. "Afiyet olsun," yavaşça kahvelerini içerken Ken ve Iseul'un sesleri ikisinin de gülmesine neden oluyordu. Çocukların anlaşması onları mutlu etmişti.

"Seokjin oppa ile nasıl gidiyor? Hala boşanmakta kararlı mısın?" Taehyung boşanmak elbette istemiyordu. Hatta bu kelime ağzından çıktığından beri oldukça pişmandı ama olanlar en iyisinin bu olduğunu hissetmesine neden oluyordu. Tabii günün sonunda yine bu mümkün dahi olmamıştı. Seokjin'e olan aşkı daha ağır basıyordu.

"Dün beraberdik ve ona bir şans daha verdim." Rose elindeki fincanı bırakıp resmen çığlık atmıştı. İkisinin birbirine olan sevgisini bildiği için asla ama asla boşanmalarını istemiyordu. "En doğru karar oppa! Siz asla ayrılamazsınız asla!" Taehyung onun bu tatlı heyecanına gülümsedi. Ken'den sonra seven kimsenin, sevdiği hayattaysa ayrılmasını istemiyordu.

In La Kesh II: 𝒞𝒶𝓇 𝑅𝒶𝒸𝒾𝓃𝑔 ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin