SEKİZİNCİ BÖLÜM. "AYİN."

63K 4.2K 6.3K
                                    

SEKİZİNCİ BÖLÜM:
"Ayin."

🎭

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🎭

(Kan ve zarar verme içerir.)

Bileklerimi bir yılan gibi saran o kelepçeleri hissediyordum. Gözlerim, başımın üzerinde dikilmiş olan Atilla'da idi. Emir, bir emir bekleyen cellat gibi yanımdaydı, kollarının arasındaki yastığın üzerinde duran hançerle boğazımı kesmek istediğini apaçık belli etmekten hiç çekinmiyordu. Atilla son kelepçeyi de taktı ve benim gözümde yarattığı o iyi imajı, kendi elleriyle sildi. Her şeyi berbat etti.

Bakışlarımı tavana diktim ve orada üçgen içindeki bir yılan sembolüne takılıp kaldım. Şakağıma doğru süzülen bir damla hissettim ve acının tatlı tebessümüyle gözlerimi kapadım. Biliyorum, bunu kendim kabul ettim. Zaten ben sana ölmek için geldim. Hadi öldür ve bitsin.

Emir sağımdaydı, Atilla da sol tarafıma geçti. Ona bakıyordum. Gözlerinin içine. Yüzünü bile göremeden öleceğimi hiç tahmin etmemiştim. Uzanıp Emir'in tuttuğu yastıktan hançeri aldı ve saf korku her yanımı sardı yine. Göğsüm körük gibi hızla inip kalkıyor, tüm vücudum büyük bir çaresizlikle kasılıyordu. Buraya kadardı demek.

"Durun! Ben Kamelya değilim!" diye bağırmak istedim fakat yapamadım. Çünkü ben ölmezsem, Ayşe ölürdü. Benim bütün önceliklerim oydu, bu bir yaşama bedel olsa bile.

Atilla hançeri tam kafamın üzerine getirdi ve kılıfından çıkardı. Hançer öyle büyük ve keskindi ki, görür görmez nefesim kesildi. Altın rengiydi, kesici kısmı bile. Belki o da saf altından yapılmıştı. İyi, en azından zengin ölüyorum. Altından yapılma bir hançerle!

Şu durumda bile içimden şaka yapıyorum. Ben ölmeyi zaten hak ediyorum!

Beklettikçe acı çekiyorum, öldür ve bitsin...

O, anlamlandıramadığım bir dilde bir şeyler söylerken, hançeri yüzüme doğru getirdiğini görünce, o anki korkuyla el ve ayak bileklerimi çekiştirdim. Kalçalarım beton zeminden bir anlık ayrıldı ve yeniden aşağıya düştüm. Hançerin soğuk metâli alnıma dokunmadan evvel, diğer eliyle çenemi sabit tuttu ve hançerin keskin kısmını yatay hâlde alnıma koydu.

Başını göğe kaldırıp, "Onu kabul et!" dediğinde, tüylerim diken diken oldu. "Onu ailemize kabul et!"

Anlaşılan, konuştuğu kişi her kimse, ben göremiyordum. Yukarıya bakarak söylediğine göre, kendi ilahlarından birine sesleniyor da olabilirdi.

KELEK  +16 | Fantastik KitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin