ONUNCU BÖLÜM. "O GELDİ."

60K 4K 5.2K
                                    

ONUNCU BÖLÜM:
"O geldi."

🎭

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🎭

Acaba Kamelya bu hâlimizi görse ne derdi? Beni, yani onu öldürmekten vazgeçtiğini, üstelik her şeye rağmem evlenmek istediği bilse, nasıl bir tepki verirdi?

Belki de bunu ona bir şekilde söylemeyi başarırsam, Ayşe'me kavuşabilirdim. Kim bilir? Bir ihtimal, bir umut işte.

Toplantı bittikten sonra üçümüz masadan ayrıldık. Kathedrâlin önünde bizi bekleyen faytonun yanına geri döndük. Atilla binmeme yardımcı olduktan sonra Hazar'ın, "Beni de bekleyin!" diyerek peşimizden faytona bindi ve karşımıza oturdu. Faytonun kapıları kapandı. Hazar yüzündeki maskeyi yukarıya doğru kaldırınca, bunu ben de yaptım. Yüzünde güller açıyor, mutluluktan havaya uçuyor gibi görünüyordu.

"Sonunda! Sonunda ben de üyelerden biriyim. Bunu hemen kutlamalıyız!" dedi, büyük bir heyecanla.

"Yine şenlik mi düzenleyeceksin?" diye sordu Atilla. Omzunun üzerinden ona baktım, keşke o da maskesini çıkarsaydı ama kendini benden sır gibi saklıyordu. Belki de sadece benden değil.

"Evet, neden olmasın?" dedi Hazar. "Bir sorun mu var?"

"Bizim evde olmayacaksa, sorun olmaz."

"Kırmızı evde yapabilirim," dedi Hazar. Atilla da onay verdi. Acaba bu kırmızı ev, neyin nesiydi?

"Ben de katılabilecek miyim?" diye sordum, Hazar'ın mavi ve yeşil karışımı gözlerine bakarak.

"Tabii ki, yengeciğim. Sensiz olur mu hiç?"

"Buna sevindim."

Çok garip bir yerdeyim. Hem insan gibiler, hem de değiller. Hem geçmişte gibiyim, hem de gelecekte. Çözemiyorum. Ah Pamir, ah! Neredesin?

Faytonla bulunduğumuz bölgeden geçerken insanlara bakıyordum. Sokaklarda upuzun direkler ve onların tepesinde bir kutuda yanan meşaleler vardı. Galiba gerçekten buralarda elektrik yoktu. İşte bu yüzden geçmiş dönemlerde gibi hissediyorum.

Kar yağıyordu ve herkes koşar adım sokaklarda koşuşturarak eve gidiyorlardı. Perdeyi hafifçe aralayıp daha net görmek istedim. Paspal giyimli, topal bir kadının elini tutan ve ona eşlik eden, kocaman mavi gözleri olan bir kız çocuğu beni gördü. Görünce durup gözlerini daha büyük açarak bana bakmaya başladı.

Atilla bir anda perdeyi kapattı ve parmaklarını hızla çenemin etrafına sararak yüzümü kendisine doğru çevirdi. Göz göze geldiğimizde, ona nelerbolduğunu sorar gibi baktım. Bu hareketinin sebebini açıklamakta fazla gecikmedi.

"Brenginlerin gözlerine bakmamayı ne zaman öğreneceksin?"

Ancak bu açıklama beni tatmin etmedi, hiçbir şey anlamadım. Neden bakmamalıydım ki?

KELEK  +16 | Fantastik KitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin