Evin zili çalmasıyla uyandım. Perşembe günü sabah saat yedi buçukta gelse gelse Zeynep gelir. Yatağımdan kalkıp odamdan çıktım. Yüzümü yıkamaksızın yarı sersem bir şekilde kapıya yöneldim. Zil bir daha çalmıştı. Kapının deliğinden baktığımda Zeynep'in beklediğini gördüm.
Kapıyı açtım ve içeri davet ettim. Zeynep "Günaydın" dediğinde bende uyuklamalı bir şekilde "Günaydın" dedim. İçeri geçip küçük salondaki tek koltuğa oturduğunda "İlk dersin saat kaçta?" sorusuna karşılık "Dokuz çeyrekte" cevabını verdim. Yüzümü yıkamak için odamın karşısındaki beyaz plastik kapıya yöneldim.
İçeri girip yüzümü iyice yıkadıktan sonra yanımda asılı duran yeşil havluyla kuruladım. Sağ tarafımdaki tuvalete baktım ama sonra girsem de olur deyip kapıdan çıktım. Çıktığımda Zeynep'in biraz önceki oturduğu mavi şekiller olan beyaz koltuğa hızlı bir şekilde yeniden otururken görmüştüm ama asıl tuhafıma giden çift kişilik koltuğun gelenek haline getirdiği lavabodan tarafa değil benim odamdan tarafa oturmuş olduğuydu.
Zeynep nedense çok gergindi. Canını sıkan bir şey mi vardı yoksa bana anlatmak isteyip ama anlatamadığı şeyler mi vardı? Genelde günaydın derken bana sarılması lazımdı ama bugün sarılmadı.
Bir şey fark etmemiş gibi davranıp " Kahvaltını yaptın mı?" diye sordum. Zeynep kekeleyerek "Bi-biraz atıştırmalık yemiştim." dedikten sonra dudağını ısırdığını fark ettim. Kahvaltı hazırlamak için mutfağa doğru giderken aklım " Dün akşam ne oldu? Zeynep'in ne işi çıkmıştı da yanıma gelmemişti? Benden ne saklıyor? Benden bir şey saklıyorsa ve bu kadar çok gerginse neden şimdi bu saatte yanıma geldi?" sorularıyla doluydu.
Kahvaltıyı beraber hazırlamıştık. Mutfakta beyaz plastik dikdörtgen masada kahvaltımızı yaparken gerginliği biraz olsun azalmıştı. Bulaşıkları da beraber yıkadıktan sonra ben üzerimi değiştirmeye odama gitmiştim. Dolabımdan ilk elime geçen siyah penyeyi omzuma attım. Dolabı biraz daha karıştırdıktan sonra siyah keten bir pantolon buldum. Onuda elime aldıktan sonra dolabı kapatıp giyinmeye başladım. Giyinip odadan çıktığımda Zeynep klasik lafını söyledi " Yine mi siyah?". Bende "Tabii ki. Siyahtan başka giysim yok ki zaten." dedim gülerek. Zeynep bugün ilk defa kaşını çatarak bana baktı.
Bende "Ne var? Niye öyle bakıyorsun?" dememe rağmen Zeynep bir şey demeden bana öyle bakmaya devam etti. Sonra baktı benim anlayacağım yok "İki ay önce doğum günün için aldığım mavi kazağın nerede?" diye sordu. Bende tırsarak "Dolabımda özel günlerde giymem için bekliyor." dedim. Zeynep'te başıyla onaylayarak evden çıktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
2 FARKLI KADER
Tajemnica / Thriller-- Bölüm başlıklarında hangi karakterin ismi yazıyorsa, o bölüm onun kahraman bakışıyla yazılmıştır. "Kimseyi incitmek istemedim. Herkesle hoşça vakit geçirmek istiyordum ama kendimi durduramadım. Etrafımdakilere hep zarar verdim. Bunun tek bir seb...