Sandalyesi geriye doğru çekip , ayağa kalkmıştı Esra . Kalbi küt küt atıyordu. Oradan hemen koşarak salona gitmek için neler vermezdi ... Yavaş adımlarla heyecanını gizlemeye çalışıyordu.
Koray bey, Elinde whisky bardağıyla Esrayı odaya giderken izliyordu.
Whiskysinden bir yudum alıp evin hizmetlisine şömineyi yakmasını ve yan tarafında yere 45 cm aralıkla yere tealight koymasını ve onları yakmasını emretmişti. Hizmetli Salona gidip şömineyi yakmıştı. Şöminenin yan tarafına Tealight ları yere koyup yakmıştı.
Salondan çıkarken ışıkları azalmış Salon da Şöminenin ateşi yerde 2 tane tealight'ın ışığı ve pencereden süzen ay ışığından başka 4 duvarda bir tane JifengCheng İskandinav Cam Kutu lambasından süzen ışıklar vardı.
Yemek salonuna döndükten sonra hizmetli Koray bey kendisine yemekten sonra izinlisin evine gidebilirsin demişti. Hizmetli yemek servislerini masaya servis ederek içecekleri de masanın kenarına bırakmıştı.
Şoförüme söyle seni evine bırakıp geri dönsün Her şey için teşekkürler... demişti.
Artık Evde Koray bey ve Esra yalnız kalmışlardı.
Esra Salona vardığında rahatlamış derin bir nefes çekmişti. Sehpa'nın üstünde duran tasmaya bakarken içinden "ben istedim bunu,heyecanımı yenmeliyim , ya beni beğenmezse , ya yapamazsam "diye düşünceye dalmıştı. Tasmasının ortasında bir mavi taş vardı. Çok sevişti.
Esra tasmayı alıp yemek salonuna doğru yürümeye başlamıştı. Tasmayı boynuna tutup nasıl gözüküyor diye koridorda ki aynada kendine bakarken geç kalmadan yemek odasına geç kalmamam lazım demişti içinden.
Her zaman Efendi adayının Koray beyin hatalar konusunda kendine ilk başta ağır cezalar vermeyeceğini dediğini hatırlayıp elinde tasması ve deri kordonuyla ellerini arkasına alarak yemek odasına girmişti.
Çok heyecanlıydı. Göğsü hızlı hızlı atıyordu. Başı önündeydi. Elleri arkada tasmayı sımsıkı tutmuş yavaş adımlarla yemek masasına bakarak gelmişti.
Esra derin bir nefes çekerek , Tasmayı size mi vereyim diye bir çırpıda ağzından çıkıvermişti.
Masanın kenarına koy.ilk önce onu hak edeceksin .diye sertçe cevaplamıştı Efendisi.
Bir anda içinde yeniden korkuları canlanmış ama göstermemek için hızlı bir şekilde masanın kenarına tasmayı koymuştu.Derin derin nefes alıp Başı önde oturuyordu Esra.Bardağından bir su içmek için elini uzattığı anda
Koray bey,
- Heyecanlısın , bu çok normal Esra. Bugün yaptığın hatayı hatırlıyorsun değil mi? 12:06 da mesaj atmıştın.
-Evet Efendim diye içinden geçerken Evet Koray bey çıkıvermişti ağzından
- Esra Ne zaman kendini hazır hissedersen o zaman Efendim diye hitap edeceksin anladın mı?
- Esra derin bir nefes çekerek içine ilk defa Koray beyin yüzüne bakarak "Anladım Efendim " demişti. Esra'nın suratı kızarmıştı. Artık Koray bey'i Efendisi olarak kabul etmişti. Kendini rahatlatmaya çalışıyordu.
Yemek boğazından zor geçiyordu. Artık Koray beyi Efendisi olarak kabul etmişti.Tek geriye kalan tasmasını boğazına ne zaman takacağı aklından çıkmıyordu.
Koray bey Esra 'ya Artık hazır hissediyor musun Esra? Koray bey yine yumuşak tonda onu rahatlatıcı şekilde konuşuyordu.Esra da onun bu konuşmalarıyla iyice rahatlamaya başlamıştı. Ama gözünü masanın kenarında duran tasmadan ayıramıyordu.
Esra - Efendim , izin verirseniz bir bardak Bira alabilir miyim ?
Koray bey , Efendisi ona bir bardak bira vererek onunla birlikte whisky'sinden bir yudum almıştı.
- Yemeği beğendin mi Esra ?
- Evet Efendim.Çok güzeldi
- İstersen Artık Salona geçelim Esra İçkilerimizi orada içeriz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEYECAN VE UMUT
FantasyBu Hikaye Bir web sitesinde "Hikaye - tamamlama" olarak başlayıp web sitesi üyelerinin katkılarıyla bitirilmişti. Hepsine Ayrı Ayrı gösterdikleri katkı için teşekkür ediyorum. Gelen Yorumlar ve beğeni üstüne devam ettiriyorum. Burada yazdıklar...