HEYECAN VE UMUT Bolüm - 5

14.6K 65 4
                                    

Efendisi  tasmayı koridor da masanın üstüne bırakmıştı. Onun nasıl harket edip  tasmayı alıp getireceğini görmek istiyordu. Ne  kadar rahat davranabileceğini anlamak istiyordu.

Esra  koridora doğru hareketlenmişti. Çırlçıplak olduğu için giderken elleri ile vucudunu kapatmaya çalışıyordu Esra bunu da fark ettirmemeye calışıyordu Efendisine...

-Utanmıyorsun değil mi durumundan esra? diye seslenmişti arkasından Efendisi.

Tasmayı eline almıştı. Çırılcıplaktı. bir kendine bakıp "Allahım ben ne yapıyorum " diye düşünüyordu. Düşündükçe de hem daha cok tahrik oluyor  hem de daha çok rahatlamaya calışıyordu.Efendisinin ona kızmasını istemiyordu .

Tasma'yı alıp Efendisine götürüken    acaba takıcak mı boynuma diye düşünmeden edemiyordu.  Her konuşmalarında Efendisiyle   tasma ile aldığı cevap   tasma hemen takılmaz ilk önce o tasmaya layik olacaksın sözü  aklına geliyordu.  

Efendisi onu ayakta bekliyordu . Esra yanına gitmişti. Tasmayı tam ona uzatırken 

Efendisi onu omuzlarından bastırarak  dizlerinin üzerine getirmişti.Artık dizlerinin üzerinde Efendisinin ayakları önündeydi. . Efendisnin elleri saçlarında basını kendine doğru bastırıyordu. 

-Ben sana burda artık utanmıyacaksın? demedin mi esra? Sen rahat olacaksın ki Ben daha olucam . bunu anlıyorsun değil mi?

Esra yine hata yaptıgını düşünmüştü. koridora giderken ellerini konrol edemediği için.

- Bu tabii ilk kez yaşadığın  , hissettiğin bir durum. Zamanla bunlara da alışacaksın. 

-Efendim evet alışmaya calışacagım .

Efendisi geriye doğru koltuga oturmuş , bacak bacak üstüne atmıştı. whiskysinden bir yudum almıştı 

-Gel yanıma  koltuğa uzan biraz rahatlarsın . gergin görünüyorsun.  

Esra  afallamıştı.Başını yukarı kaldıramıyordu Hem yeniden hata yaptığını düşünüyordu . Hem de Efendisi  onu daha fazla rahatlamaya calışıyordu. Elinde tasması  kalkıp koltuga oturmuş basını Efendisinin bacaklarına doğru koyup uzanmıştı. 

-Tesekkürler Efendim. 

Efendisi  Esra'nın saçlarını oksayıp elini Esra'nın vucudunda ellerini dolastırıyordu.  onu ufak dokunuşlarla rahatlatmaya  korkularından arındırmaya calışıyordu. Esra da içten içe ne yaşayacağını  bu duruma  nasıl geldiğini düşünüyordu Efendisinin ona her dokunuşunda. 

Böyle durarak yarım saat kadar geçmişti. 


Efendisi 

- Artık  senin acı eşiğini bir görelim Esra . Yere doğru geç  Kalçalarını  yukarı  ellerini  ileri dogru  başınıda ellerinin arasına al  o sekilde dur ve beni bekle.

Esra Efendisinin kucağından kalkmış.Dizlerinin üstünde yere geçmişti. Heyecanlanmıştı. Gögsü kalkıp iniyordu. İleri doğru uzanarak  saklamaya calışıyordu. Ayaklarını birbirinin üstüne dogru  koymuştu. Hem korkuyordu. Hem de istiyordu  Efendisi'nin ona vurmasını canını yakmasını . 

Efendisi içeri kendi oyun  odasına dogru gitmişti.  

Oyun  odasının kapısı cift taraflı masif işlemeli oyma bir kapıydı . Kapının tam ortasında  camın üstüne kazınmış  bdsm logosu  vardı ve parlıyordu. 

İçeri girince tahtaya tutturulmuş ortadan halatlar ile sarkan  bir avize , yerler bambu zemin kaplama olarak  dösenilmiş,   kapının  tam karsısında  sağ iç tarafında tavana kadar olan bir kafes  , kafesin içinde bir su kapı , ve köpek yatagi,  sol...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İçeri girince tahtaya tutturulmuş ortadan halatlar ile sarkan bir avize , yerler bambu zemin kaplama olarak  dösenilmiş,   kapının  tam karsısında  sağ iç tarafında tavana kadar olan bir kafes  , kafesin içinde bir su kapı , ve köpek yatagi,  sol tarafında ise  iki kişilik   bası  oymalı  , altında demirler  olan bir yatak ve  kapı tarafında kafesin tam karsısında duvarda   X şeklikte duvara sabitlenmiş orta tarafında yastık olan  ustte ve altta kelepceler olan  bir oyuncak, tavandan sarkmış 2 tane avize uzunlugunda ucunda halka olan  halatlar.

Kapının sol kanat arkasında  bir ince uzun bir dolap. İçinde floggerlar kamcılar  anal pluglar  gaglar ,titresimli toplar  ceşitli oyuncakların düzenli olarak  saklandıgı bir dolap.

Efendisi  o dolapta eline uzaktan kumandalı titreşimli topları almıştı. Odadan dönerkende salondan  esnek kamçıyı alıp  esranın yanına doğru hareketlenmeye başlamıştı. 

Esra Efendisinin ayak seslerini dudukça yerde iyice heyecanlanmaya başlamıştı. vucudu kaskatı kesilmişti.  Efendisi iyice yaklasnıştı. bir hata yapmamak içi kendine telkin edip duruyordu. 

- Ben sana bacaklar acık olacak demedim mi? hemen bacaklarını aç.

O  Sırada ilk vuruşu yapmıştı kalçalarına . 

Esra hiç beklemiyordu. bir anda büyük bir acı ile öne doğru atılmak istedi. Ama kendini tutması gerektiğini biliyordu. Dudaklarını ısırıyordu. Efendisi kalçalarını oksuyordu. Ayaklarıyla baldırlarına vurarak bacaklarını actırmıştı Esra ya . Şimdi herşeyi görünüyordu. Efendisinin ona baktıgını hissediyordu. utanıyordu. Bacakalarını kapatmak istiyordu ama yapamıyordu. 

- Simdi içine bir titreşimli egg  sokucam Esra. hep merak ettiğin  oyuncaklar.şimdi ellerinle  kalcalarını ayır .

Esra ellerini arkaya doğru götürmeye calısıyordu ama bir yandan da utanmaktan kendini alamıyordu. gözleri dolmuştu .hem utanıyor hem korkuyor  hemde yapıyordu. ilk defa bu kadar kendini çaresiz hissediyordu. Bu his onu mutlu ediyor hemde aynı zamanda daha korkmasına sebep oluyordu. Kalcalarını her iki eliyle acmıştı parmaklarını kalçalarına geçirmişti.Hafif bir acı hissetmişti o zaman 

Efendisi  içerden getirdiği  titreşimli topu çıkarıp  içine doğru ittirmişti. Esra dan hafif bir inleme gelmişti. 









HEYECAN VE UMUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin