Efendisi Esra'ya tasmasını takmaya karar vermişti.
-Koltuktan tasman ile kordonunu ağzında getir bakalım.
Esra geriye doğru ye çekilip dört ayak üzerinde koltuğa doğru yönelmişti. Kafasında "Efendim beni kabul edecek sanırım" diye giderken gülümsüyordu. Koltuğun üstünden dişleriyle tasmayı yakalamaya çalışırken dudaklarını isiriyordu istemsizce. en sonunda dudaklarının arasında tasmayı tutmayı başarmıştı.
Dört ayak üstünde olmaktan mutlu değildi ama artık tasması olacak diye Efendisinin onu sahiplendiği için kat be kat heyecanlanıyordu. Artık Efendisine ait olmak için sabırsızlanıyordu.
Yerine ağzında tasmasıyla geri döndükten sonra salonun ortasında bekleyen Efendisine doğru gitmişti. Ağzında tasması dizlerinin üzerinde beklemeye başlamıştı. Artık utanmıyordu. Göğüsleri heyecandan hızlıca inip kalkıyordu.
- Ver bakalım tasmanı Esra
Esra Efendisine doğru basını uzatıp ağzındaki tasmasını uzatmıştı. Efendisi tasmayı ağzından almıştı..
-Artık senin tasmanı takalım değil mi?
Esra çok heyecanlanmıştı.
- Siz bilirsiniz Efendim .siz uygun görüyorsanız takarsınız
Efendisi tasmasını takmak için esrayı ayağa kaldırmıştı. Esra 'nin mutluluktan dizleri titriyordu. artık tasması olacağına çok seviniyordu. Efendisi ona " Eğer tasmanı hak edersen hem işte takacağın bir tasma kolyen , bir de evde kullanacağın tasman olacak " diyordu. bu tasmasını görmüştü ,biliyordu ama işte nasıl tasma takabilirim diye sürekli düşünüyordu. tasma kolyenin nasıl olduğunu merak ediyordu artık ..
Efendisi Esra'yı omuzların tutup ayağa kaldırmıştı. Alnına bir öpücük koyarak tasmayı boynuna takmıştı. Kordonunu da eline sarmıştı Efendisi .Esra'nın gözleri mutlulukla dolmuştu. Efendisi onu kabul etmişti. Artık onunla birlikte olacaktı.
Efendisi
- Artık benim kızımsın Esra. Senin sahibinim ben ne istersem onu yapıcaksın.
-Peki efendim. Bir şey sorabilir miyim?
-Sor Bakalım Kızım
- Bana bir soru listesi vermiştiniz. Cezalarımı o listeye göre mi vereceksiniz?
-Evet Kızım o listede "belki severim veya sevmem" kısımlarında işaretlediklerinden seçerek vereceğim.
-Peki Efendim .
Esra içinden o soruları nasıl cevaplamıştım acaba hatırlamıyorum diye düşünüyordu. kendimi vererek o soruları cevaplamamıştım. keşke düşünerek cevaplasaydım demişti mırıldarak kendine
-Şimdi yere çömel dizlerinin üzerine , oyun odasına emekleyerek gideceksin. Götünü kıvıra kıvıra .Ayağa kalktığını görürsem seni yeniden domaltırım. Bağlarım o şekilde emeklersin.
Ilk defa Efendi -itaatkar olarak böyle konuşmuştu Koray . Esra şaşırmıştı ama bu sözlere alışacağını biliyordu. Esra emeklemeye başlamıştı Sahibinin peşinden giden uysal köpek gibi. Efendisi arkasından gidip tasmasını tutuyordu. Efendisi giderken arada bir kalçalarına vuruyordu.
- hadi bakalım salla götünü ,deliklerin kabak gibi ortada
Esra dizlerinin üzerinde yürürken zaten arkadan kalçaları ister istemez sağa sola hareket ediyordu. fazlaca davetkar bir durumdaydı. Oyun odasına kadar o şekilde gitmişlerdi. Efendisi oyun odasının kapısını açmıştı.
- Şu sehpanın üzerindekileri boşalt ve üzerine sırtüstü uzan bacaklarını açık bir şekilde beni bekle
Esra sehpanın üstündekileri boşalmıştı. Ama Efendisinin dediği şekilde sırt üstü yatmak istemiyordu ama yapmazsa duvardaki askıyı görünce canının daha fazla yanacağını düşünüp istemeye istemeye sırt üstü çırılçıplak yatmıştı . Bacakları sehpadan sarkıyordu ve bacakları açıktı. Kafasından acaba böyle mi istedi diye düşünüyordu . Efendisini bekliyordu niye içeri gitti içerde ne yaptığını merak ediyordu.
Efendisinin sesini duymaya başlamıştı. Telefonda bağırarak birileriyle konuşuyordu .çok sinirliydi. Esra korkmaya başlamıştı ya benden çıkarırsa hıncını diye titremede başlamıştı.
Efendisi odaya sinirli bir şekilde girip Esra'nın yanına gelmişti. Sehpayı kendine doğru Esra üzerinde oturacağı yere doğru ayarlayıp Esra'yı tam karşısına almıştı.
Efendisi Esra'nın dizlerini kırıp ayaklarını sehpaya koydurmuştu. Esra şimdi sırtüstü ,bacakları kırık şekilde her şeyi meydanda yatar pozisyona gelmişti.
Efendisi bir anda sol bileğine kelepçeyi takıp diğer ucunuda sol ayak bileğini çekip ona takmıştı. Ve hemen ardındansa sağ bileğine kelepçe takıp sağ ayağını da kelepçelemişti. Esra'nın elleri dıştan ayak bileklerine doğru uzanıyordu.
Esra'nın artık düzgün durma imkanı kalmamıştı. Ben nasıl bu hale geldim diye kendi kendine düşünüyordu. Ayakları kelepçe yüzünden hafif sehpadan havaya kalmıştı sehpaya artık temas edemiyordu .Utanmıştı bacaklarını kapatmaya birbirlerine birleştirmeye çalışıyordu.
Dizlerini birleştirmişti ama her yeri açıktaydı aradan gözüktüğünü biliyordu Esra. Sadece orada o şekilde sergilenmek istemiyordu korkuyordu. Evde kimsenin olmadığını biliyordu ama yine korkmasına engel olamıyordu.
Efendisi tam karşısına oturmuştu.
-Şimdi sen kapattığını mı zannediyorsun utangaç kızım ?
Efendisi kalkıp kendine bir bardak whisky almıştı. Esra'yı o halde bırakıp etrafta dolaşması Esra'yı deli etmişti. Nasılsa oradaydı hiç bir şekilde kaçamazdı esra. Efendisi ne zaman canı isterse ona dokunabilir istediğini yapabilirdi. Esra sessizce kendi haline beklemeye başlamıştı.
durumun kısa özeti buydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEYECAN VE UMUT
FantasyBu Hikaye Bir web sitesinde "Hikaye - tamamlama" olarak başlayıp web sitesi üyelerinin katkılarıyla bitirilmişti. Hepsine Ayrı Ayrı gösterdikleri katkı için teşekkür ediyorum. Gelen Yorumlar ve beğeni üstüne devam ettiriyorum. Burada yazdıklar...