HEYECAN VE UMUT

HEYECAN VE UMUT Bölüm - 29

Saat 11:00 olmuştu. Ne Efendisi ne Esra uyanmamıştı .Her ikisi de yorgunluğa yenik düşmüşlerdi. O sırada Efendisinin telefonuna mesajlar geliyordu. Esra o mesaj seslerine kalkmıştı .Sıkışmıştı. Yataktan kalkıp sabahlığını giyip tuvalete koşarak gitmişti. Efendisi de uyuyordu. Esra "bu kadar pazar günü neden bu kadar mesaj geliyor "diye merak etmişti. Oda'ya geri döndüğünde şeytana uyup merakına yenik düşmüştü.

Esra elini Efendisinin telefonuna elini uzatıp almıştı. Tam bakmaya başlamıştı ki Efendisi uyanmıştı. Telefonunu Esra'nın elinde görmüştü.

-SEN NE YAPIYORSUN?

Efendisi bağırmıştı Esra'ya. Esra bir anda elinde kala kalmıştı telefon ile .

-Efendim

daha başka bir cevap verememişti. Korkuyordu

-SANA NE YAPIYORDUN DEDİM ?

Efendisi bu sefer çok daha sert bağırmıştı.

-Efendim seeeyyyyyyyyy

Efendisi yataktan kalkmış telefonunu elinden almıştı. Çok sinirliydi. Yatağa doğru telefonu atıp Esra'yı iki kolundan tutmuştu. nefes alışları Esra'nın suratına tokat atar gibi geliyordu.

-Ben sana telefona bakabilirsin diye izin verdin mi?

-Hayır Efendim yanlış anladınız.

Esra durumu kurtarmaya çalışıyordu ama kurtarmayacağını Şeytan'a uyup merakına düşüp bakmaya çalıştığını biliyordu .Büyük  bir hata yapmıştı farkındaydı.

-Neyi yanlış anladım? Elinde telefon bakıyordun. Neye bakıyordun? bu hakkı nasıl buldun kendinde. KONUŞ!!!!

Efendisinin sesi odada yankılanmıştı. Esra Efendisinin siniri karsısında ne yapacağını bilmiyordu. Kaçıp odadan çıkmak istiyordu. Esra ağlamaya başlamıştı. İç çekerek

-Efendddiiiimm biliyorum çok büyük bir hata  yaptım.

-Evet Çok yanlış kabul edilemez büyük bir hata yaptın. Sen bana güvenmiyor musun? Nasıl benim telefonumu karıştırırsın?

hıçkıra hıçkıra Esra

-Efendimmmmm

Efendisi Esra'nın kollarını bırakmış onu kendinden uzaklaştırmıştı. Sert bir şekilde

-Git Şimdi Bdsm odasına orada beni bekle.

Esra yatak odasından üstünde sabahlıkla içinde hiçbir şey olmadan hıçkıra hıçkıra çıkmıştı. Ağlıyordu .Hareket etmek istemiyordu. Tek istediği dönüp Efendisinin ayaklarına sarılıp özür dilemekti. Ama Efendisinin siniri geçmemişti. Odaya giremiyordu yeniden. İstemeye istemeye Bdsm odasına doğru gitmiş Efendisini beklemeye başlamıştı. Esra için zaman geçmiyordu. Ağlıyordu.

Efendisi biraz sakinleşmişti. Esra 'ya çok kızgındı. Ona güzel bir ders verecekti. O yüzden Kızılcık sopasını ve flogger'ını alıp Bdsm odasına doğru gitmişti. Esra Efendisinin seslerini duymuştu. Kafasında girince ona sarılıp özür dilemek hatta affetmesi için yalvarmak istiyordu. Âmâ beklediği gibi hiçbir şey olmamıştı.

Efendisi kapıyı açar açmaz Sertçe

- Çıkar üstünde ki sabahlığı ayağa kalk su duvara git. sana dersini vereceğim

Esra cevap verememişti. omuzlarından aşağıya sabahlığı bırakmıştı yere . Duvara doğru hareket etmişti. Yüzü duvara dönük durmuştu. bacakları titriyordu.