Bölüm 19 [Moondust]

1.5K 157 118
                                    


Jaymes Young
Moondust

Zhan, Seungjoo ile olan görüşmesinden sonra ağır bir kalple eve döndü. Yibo'yu gördüğünde onu şaşırtarak ona sıkıca sarıldı. Genç olan kötü bir şeyler olduğunu hissetmişti ancak sormadı. Eğer Zhan onunla paylaşmak isterse memnuniyetle dinlerdi. Ama istemezse onun sessizliğine saygı duyacaktı.

O gece sevişmediler bile. Zhan Yibo'yu bütün gece boyunca kollarıyla sardı. Bo Zhan'ın kollarında uyuya kaldı. Zhan gece bir dakika bile uyumadı, Yibo'nun saçlarını okşayıp mis kokusunu içine çekti.

Bir hafta geçti ve Zhan Seungjoo ile iletişime geçti. Her şey yerindeydi. Genç adam vergilerinden nasıl para çıkarabilir onu bile düşünmüştü. O bir gün çok değerli bir iş ortağı olurdu.

İki hafta sonra burs uygun bir şekilde ayarlandı ve Zhan parayı gönderdi. Başlangıçta, harç için ödenecek para, kitap, yiyecek, konut için göndermeyi de düşünmüştü. Seungjoo onu yapmamasına ikna etti. Seungjoo'nun sözleriyle, bu çok şüpheli olurdu.
"Bo aptal değil", demişti.

Böylece burs, dört yıllık harç parasını ve kitap ücretlerini kapsadı. Ayrıca altı aylık ev kirası ve hepsi bu kadar. Yibo'yu tanıdığından, geri kalan masraflar için bir part time iş arayacaktı. Seungjoo ayrıca onu tekliften haberdar etmek için nasıl arayacağını da ayarlamıştı. Tüm bunlardan bir hafta sonra zararsız görünen bir E-mail Yibo'nun mesaj kutusuna ulaştı.

Harvard'ın kabul ofisindendi. Yeni bir burs için teşvik etmek içindi ve Yibo bütün gereksinimleri karşıladığından onu başvurmaya teşvik ediyorlardı. İlk başta çok tereddütlüydü. Hayatı boyunca hayalini kurduğu okula girme olasılığı şu anda önceliklerinin çok uzağındaydı. Bir hevesle başvurmaya karar verdi. Eğer Zhan ondan onunla dönmesini isterse bursa her zaman hayır diyebilirdi, diye düşünüyordu.

Böylece belirtilen belgeleri gönderdi ve geri dünüşü bekledi. Cevap çabucak geldi, kabul edilmişti. Şimdi Zhan'la konuşmasını gerekiyordu. Sakinleşmek için bir gün bekledi ve duygularının kontrolünü eline alıp Zhan'a yaklaştı.

" Zhan...ben"

"Ne oldu, birtanem? "

" Seninle konuşmak istiyorum."

Zhan gözlerinde yumuşak bir hüzün iziyle ona baktı. "Elbette tatlım. Ne konuşmak istiyorsun ?"

" B-ben...planlarının ne olduğunu...bilmek istiyorum." Yibo emin görünmeyerek, tereddütle konuştu.

Zhan kendini sakinleştirmek isteyerek derin bir nefes aldı. Yere bakarak gözlerini kırpıştırdı ve düşündü. Sonunda Yibo'ya baktı ve konuştu.

" B-benim Çine dönmem gerek. Buradaki işlerim neredeyse bitti."

" Biliyorum...ama..."

" Aslında sana sormak istemiştim...biliyorum bunu konuşmuştuk ama.." zorlukla yutkundu. " Sana benimle Çine gelir misin...diye sormak istiyordum."

Yibo'nun kalbi göğsünde takla attı. Bu beklediği, hayalini kurduğu şeydi. Ama bir şey eksikti. Zhan neden istediğini söylememişti. Neden Yibo'nun da onunla gelmesini istiyordu?

" Neden, Zhan? Neden benim de gelmemi istiyorsun? "

Zhan'ın boğazında bir yumru vardı. Uzun süre sessiz kaldı. İlgisiz görünmeye çalışarak Bo'ya baktı ve konuştu.

" Demek istediğim, kimyamız inanılmaz. Hiç senin gibi bir partnerim olmamıştı. Burada sahip olduğumuz şeyi korumak isterim. "

Yibo Zhan'ın söylediklerini duyduğunda irkildi. Bu ondan duymayı beklediği şeyler değildi. Yine de hala Zhan'a kendini açıklama şansı vermeyi istiyordu.

Rᥱᥒt | YιzhᥲᥒHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin