Bölüm 13

2.5K 229 150
                                    

Gecikme için üzgünüm. Gerçekten işlerim vardı ve eve geldiğimde elimden gelince çevirmeye çalıştım ama bölümü tamamlamak uzun sürdü. Bu aralar biraz daha böyle devam edecek gibi. :'(

MIIA-
Dynasty

Temizlendiler ve üzerlerini giyindiler. Yibo'nun Zhan'ın evine gitmeden önce kendi dairesine gidip bazı işleri halletmesi gerekiyordu. Zhan da onunla gitmeyi teklif etti ve Yibo kabul etti. Trene bindiler ve şehrin karşısına gittiler. Tüm yol boyunca sıradan dokunuşlar paylaştılar. El ele falan tutuşmuyorlardı ama.... Sadece birbirlerine dokunuyorlardı.

En sonunda apartmana geri döndüklerinde birkaç pahalı mağazanın ve butiğin yanından geçiyorlardı, Zhan Yibo'ya seveceği bir şey alma isteğine direnemedi. Aslında pahalı bir saat beğenmiş ve onu Yibo'ya almak istemişti ama genç olan inatçı bir şekilde reddetmişti. Değiştiremezdi bu yüzden Zhan sızlanmaya başladı.

"Neden? Bu haksızlık."

"Zhan... Anlaşmıştık." Yibo cevapladı.

"Biliyorum, biliyorum.... Ama çok inatçısın. Neden?"

"Çünkü, hiçbir şeye ihtiyacım yok. Beni besledin, kıyafetler aldın. Kendi maaşım var benim. Sadece hiçbir şeye ihtiyacım yok." maddesel, diye eklemek istedi ama sessiz kaldı.

"Hala haksızlık olduğunu düşünüyorum." Zhan ısrar etti.

"Nesin sen üç yaşında mı?" dedi Yibo. "Aslında sana bir şey sormak istiyorum."

"Tabi." Zhan'ın ilgisi artmıştı.

Yibo Zhan'ı çıldırtmadan nasıl soracağını bilmiyordu o yüzden sadece devam etti.

"Ben... Sen uyurken fotoğrafını çekebilir miyim?" tereddütle konuştu. "Lütfen, beni dinle. Bana verdiğin telefonla çekeceğim. Başka hiç kimseye göstermem. Sadece sen çok....huzurlu uyuyorsun."  diyerek kekeledi.

Zhan bir süre sessiz kaldı. Kafası karışmıştı. Yibo neden ona verdiği hediyeyi reddediyor ve basit bir fotoğraf istiyordu. Bu kafa karıştırıcı bir şeydi onun için.

Yibo onun sessiz kaldığını gödü ve anında sorduğu için pişman oldu.

" Sadece... Unut gitsin." diye fısıldadı hüzünlü bir şekilde. Sonra yürümeye başladı, hemen buradan ayrılıp tüm fiyaskoyu unutmak istiyordu.

Zhan tepki verdi ve onu bileğinden yakaladı. Yibo ona döndü ve elinden kurtuldu. Sonra Zhan onun yüzünü avuçlarının arasına aldı ve ona yoğun bir biçimde baktı.

"Elbette yapabilirsin tatlım. Sadece isteğin beni şaşırttı o kadar." dedi Zhan baş parmağıyla onun yüzünü okşarken.

Yibo parlakça gülümsedi ve Zhan'ın yumuşak gülümsemesi yüzünde belirirken ona baktı.

"Teşekkürler." diye fısıldadı.

Birbirlerinden ayrıldılar ve yola devam ettiler. İkisi de aceleci ya da rahatsız değildi. Yürürken arada sırada omuzları kazayla birbirine çarpıyordu.

Sonunda, eve vardılar, akşam yemeği yediler ve erkenden yatağa gittiler çünkü sonraki gün Yibo'nun da katılması gereken başka bir görüşme vardı.

Sözsüz bir anlaşmayla ikisi de hazırlandıktan sonra Yibo'nun odasına gitti. O gece sadece birbirlerine sarılarak uyudular.

Sonraki gün Zhan'ın iş görüşmesine gittiler. Her şey planlandığı gibi gitmişti. Eve geri döndüklerinde Yibo şaşırmıştı. Her yerde ayçiçekleriyle dolu vazolar vardı.

Rᥱᥒt | YιzhᥲᥒHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin