Bölüm 6

2.4K 267 91
                                    

Merhaba yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen :'D

Sleeping at Last-
Chasing Cars

Şehir ışıkları, çocukluğundan beri onu her zaman büyülerdi. Dairesindeki bütün ışıkları kapattı ve manzaraya bakan büyük bir pencerenin önünde durdu. Şangay'ın ışıklarını orada bulunduğu hiçbir zaman kaçırmamıştı. Kendine bir viski koydu ve şehri izlemeye devam etti.

Yibo'ya o teklifi yapması için onu ele geçiren neydi gerçekten bilmiyordu. Aslında, iş sebebi tamamen geçerliydi, ancak başka bir nedeni daha vardı ve o bunu biliyordu.

"Utanmaz" diye düşündü. Ne zamandır bu kadar utanmazdı. Genç çocuğu yakınında istiyordu. Hayır, genç çocuğun yakınında olmasına ihtiyacı vardı. Yibo'ya karşı hissettiği çekim onu çok şaşırtmıştı.

Gerçekten açıklanamazdı. Daha önce de güzel adamlarla tanışmıştı. Bazıları onlarla yatağını paylaşacağı kadar ilgisini çekmişti, bazılarını ise sadece uzaktan takdir etmişti. Ancak, hiç birinde yoğun bir çekim hissetmemişti.

Yibo güzeldi, ama başka bir şey daha vardı. Şimdiye kadar karşılaşmadığı bir şey. Gözle görülmeyen bir şey. Biraz suçlu hissetti, Yibo'nun yüzü Xiao Zhan yanına taşınması gerektiğini söylediğinde nasıl da rengini kaybetmişti. Cesur bir hareketti doğrusu, ama buna değerdi.

Yibo'nun ona ilgisiz olmadığı kanıtlanmıştı. Genç adam çok gergin görünmüştü. Cevaplarken tam bir cümle bile kuramamıştı. Sadece "Mn" demiş ve hemen eşyalarını almaya gitmişti.

Evdeki yatak odalarından birini sahiplenmiş ve Zhan'ın kuzeni olarak giyebileceği kıyafetler almak için dışarı çıkmaya hazırlanmıştı.

BU tam bir işkence olmuştu. Yibo üzerindeki her sikik kıyafeti bir model gibi taşımıştı. Zhan'ın yüzünü ifadesiz tutması aşırı zor olmuştu. O karın kasları uğruna ölünesiydi.

Bunu hatırlayarak Xiao Zhan sırıttı. Yibo şimdi tam olarak istediği gibi yanındaydı. Şimdi ne olacaktı? Ne yapmalıydı? Ne istiyordu?

Sadece onun yanında olmak istiyorum." dedi zihni ona dürüstçe cevap vererek, ama "Bu gerçekten benim için yeterli mi? Sadece izleyip asla dokunamamak... Bunu yapmak zorundaydı. Onu incitmek istemiyorum. Ona kendimi dayatmayacağım. Ama istiyorum..."

Xiao Zhan düşüncelerinde kaybolmuştu böylece Yibo'nun sesizce yanına yürüdüğünü farkedemedi.

" Efendim " Yibo ona seslendi.

Zhan irkildi ve etrafına baktığında Yibonun odanın ortasında dikildiğini gördü.

" Evet, Yibo? "

" Size sormak istediğim bir şey var efendim."

" Sorabilirsin."

" Ne zaman başlamam gerek...şeye...buna? " Yibo soruyu bitirememişti. Sadece utangaçça yere bakabildi.

" Bu yeni görevine? "

" Evet... "

" Yarın sabah. "

" Mn. " Yibo kafasını sallayarak anladığını belirtti.

Zhan ona seslendiğinde, Yibo odadan çıkmak üzereydi.

" Yibo...benimle daha...yakın....olman gerektiğini unutma."

Yibo sadece ona bakabildi. Nasıl cevap vereceğini bilemedi.

" Nasıl? " diye sordu Yibo.

" Lütfen bana Zhan ge diye seslen, ben de sana Didi (küçük kardeşim) diyeceğim."

" Evet efendim. " diye otomatikman cevapladı Yibo.

" Didi... "

" Üzgünüm... Zhan ge."  dedi neredeyse duyulamayacak bir sesle Zhan'ın aşağısında titreşime sebep olarak.

" Endişelenme Didi. " diye cevapladı Zhan.

" Uyumaya gidiyorum. " dedi Yibo, oldukça kuşkulu bir şekilde.

" İyi uykular, yarın sabah erken bir aramamız var. "

Başka bir şey söylemeden Yibo, topuklarının üzerinde dönmüş ve odadan çıkmıştı.

Ve işte burada, Xiao Zhan ne yapacağını çözmeye çalışıyor ve kendi kendine  Yibo'nun yan odada....yatakta...olduğunu bilerek nasıl uyuyacağını sorguluyordu. Kendine bir viski daha doldurdu ve kafaya dikti.
_

 _

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Rᥱᥒt | YιzhᥲᥒHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin