Kız gözlerini yavaş yavaş açtı. Önce nerede olduğunu anlamaya çalıştı.
Hastane.
Gerçekten, onu hastaneye getirmek için mi Arven'in beklediğini söylemişlerdi?
Yine kandırılmıştı.
Artık o kadından nefret ediyordu. Çünkü yalan söylemişti. Laden yalandan nefret ederdi.
Genç kız sinirle yerinden kalktı. Odasındaki kapıdan çıkmayı denedi ama kapı kilitliydi? Sahiden, onu hastaneye mi hapsedeceklerdi?
Kız güldü, inanamıyordu bu olanlara. Eskiye gitmek istedi. Ellerinin Arven'in ellerinde, kalbinin Arven'in kalbinde olduğu zamanlara.
Aslında kızın kalbi zaten Arven'di. Ama oğlanın kalbi kimdeydi? Eskisi gibi Laden'de miydi? Yoksa başkasında mıydı?
Sahi, Arven'in kalbi atıyor muydu acaba?
Kız bunu düşündüğü için kendine kızdı. Tabi ki atıyordu kalbi. Yaşıyordu o.
Yaklaşık on dakika sonra kapının önünden sesler gelmeye başladı. Kim olduğunu bilmediği iki kişi konuşuyordu.
"Telefonu kimdeydi oğlanın?"
"Bendeydi. Her gün en az on mesaj geliyordu telefona. Merak edip baktım. Bir kızdı sanırım. Hatta durun size de göstereyim."
Biraz sessizlik oldu, sonra tekrar konuşmaya başladılar.
"Anlaşılan kız sevdiği adamın ölümünü kaldıramamış. Yazayım mı ona?"
"Yazın bence, boşa ümitlenmesin."
O sırada bir mesaj geldi.
Arven: Laden kurtar beni, lütfen.
•
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umut Kalmadı' texting
Short StoryTamamlandı. Bilinmeyen Numara: İnanır mısın bilmem, her şeye rağmen bir umudum var. Bilinmeyen Numara: Çünkü sen hâlâ hayattasın sevgilim.