Not / Özel bölüm

277 45 52
                                    

Aslında satırlara nasıl başlayacağımı inan hiç bilmiyorum ama içimden gelenleri kağıda dökeceğim.

Biz seninle sevgiliyiz yaklaşık 2,5 yıldır. Ben sana sürekli bana neden hiç hediye almadığını soruyorum çünkü her kız gibi ben de sevgilim olan adamdan birkaç hediye bekliyorum. Evet bana sürekli papatya alırdın ama ne bileyim işte, daha fazlasını istiyordum. Keşke istemeseymişim.

Ben senden yine hediye istiyorum çünkü yarın 14 Şubat, sevgililer günü. Sen o gün bana 'biraz bekle sevgilim, sana benim için çok özel olan bir şeyi hediye edeceğim' diyorsun ve ben umutlanıyorum. O gün geliyor ve sen bizi bir yanı uçurum olan ince yoldan arabayla ormanlık bir alana götürüyorsun. Tabi ben korkuyorum biraz çünkü tehlikeli bir yol. Ama korkularım boşa çıktı ve sen bizi 5-6 tane kedinin olduğu minik bir alana getirdin. Aslında hepsini sevmek istemiştim ama anneleri izin vermedi. Sen eğilip bembeyaz pamuk gibi olan bir kediyi alıp bana şöyle söyledin. 'Sevgilim, aşağıdaki kedilerin annesi var ama bunun yok. Ne kadar seversin bilmiyorum ama ben bu minik ve annesiz kediyi sana hediye etmek istiyorum. O tertemiz ve saf kalbinle benden daha iyi bakacağına eminim. Artık onun annesi sensin.' Ben o kediye çok güzel annelik yapıyorum Arven, keşke görebilseydin.

Eve dönmek için arabaya tekrar biniyoruz ama ben habersizim seni son defa göreceğimden. Tam hatırlamıyorum buraları ama araba bir şekilde yoldan çıkıyor ve hızlı bir şekilde uçurumdan düşüyor. Sen o zaman benim önüme geçiyorsun bir şekilde. Sevginin altında eziliyorum ve ben hâlâ bunun vicdan azabını çekiyorum sevgilim. Neden geçtin ki önüme?

Ben yine sonrasında ne olduğunu pek hatırlamıyorum ama uyandığımda hastanedeydim ve yanımda da senin bana güvenerek hediye ettiğin o tatlı beyaz kedi yavrusu duruyordu.

Doktorlara seni soruyorum, bana hafızanı kaybettiğini ve bu yüzden onun karşısına çıkmamın yanlış olacağını söylüyorlar. Halbuki yalan, sen benim önüme geçtiğin için çok büyük bir darbe alarak ölmüşsün. Sonrasında kediyle beraber eve gidiyorum ve aklıma en baştan başlamak geliyor. Telefonumu çıkarıp sana mesaj attığım an o kadar heyecanlıydım ki, ne yazacağımı bilmiyordum. Bir umut vardı çünkü. Senin bana cevap vermediğin her an kahroluyorum ama sonra bir şekilde görüldü atıyorsun. Ben bunun heyecanıyla hastaneye tekrar gidiyorum ama bir psikolog beni odasına götürüyor ve üzücü bir şekilde 'seni birkaç aydır takip ediyoruz ve üzülerek söylüyorum ki şizofrensin.' Ben o gün buna çok gülmüştüm, inanmıyordum çünkü.

Senin üvey annenin de bundan bir şekilde haberi olmuş, aslında iyi bir kadın ama aramızdaki fark onun gerçeklerin farkında olması, benimse yalanlara inanmamdı.

Hastaneye tekrardan yatırıldığım gün bir rüya görerek geldim buraya. Artık eminim ki seninle kavuşacağım ve her şey bitecek.

Seni seviyorum sevgilim, ama umut hiç kalmadı.

Laden

Ama umut hiç kalmadı.




Etiket atar mısınız?

Umut Kalmadı' textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin