15 | Gözlerini Kapa ve Hayal Et

38.4K 4.8K 12.9K
                                    

Jeon Jeongguk



Yaklaşık yarım saat süren makyaj çıkarma işlemim son bulduktan sonra ayaklarımı sürte sürte salona gelmiş ve sağ gözümü ovuşturmuştum. Uykum vardı ama uyuyamayacağımı biliyordum. Özellikle de bu gece olanlardan sonra.

Annemin beni hiç özlememesi bir yana, tek derdinin trendlerde olmam ve sonraki konserimi düşünmesi canımı yakmıştı en çok. İyi misin diye bile sormamıştı. Ya iyi olmasaydım? Hiç mi endişelenmiyordu benim için? Proje miydim ben? Neden hiç sevgi görmüyordum ki?

Bunları düşünüp gece boyunca ağlayabilirdim ama çocuklar bunu engellemişti çünkü  pizzacıdan tam beş kutu pizza almışlardı ve sonra da boş bir parka gidip hepsini yemiştik. Doğruyu söylemek gerekirse onlarla vakit geçirmek eğlenceliydi. Gece olmasına rağmen parkta çocuklar gibi eğlenmiştik. Jimin benimle birlikte kaydıraktan kaymış, Namjoon beni salıncakta sallanmıştı. Taehyung da bankta oturmuş, gülerek bizi izlemişti. Soğumamak için hala yüzüme bakmamaya çalışıyordu tabii.

Hepsi yaşıtım sayılırdı ve normal konuşmaları bile çok komikti. Bir ara Hoseok ve ben karşılıklı tahtarevalliye binmiştik ve sonra Taehyung gıcıklık olsun diye Hoseok'un tarafına baskı yapmaya başlamış ve beni yukarı çıkarmışlardı. Eh, ben öyle yukarıda tek başıma kalınca Jimin ve Jin de benim tarafıma baskı uygulamış ve durumun eşitlenmesini sağlamıştı. Araya Namjoon ve Yoongi de katılınca gecenin o sessizliğini yedimizin kahkahaları bozmuştu.

Rehine olmama rağmen onların yanında özgür hissediyordum. Trajikomik.

Sanki ünlü değilmişim de okul çıkışı arkadaşlarımla eğleniyormuşum gibiydi. Onlarla başka bir şekilde tanışmak isterdim. En yakın arkadaşım olmalarını isterdim ve beş gün sonra yanlarından ayrılmamak isterdim. Sanırım bencildim. Kendisini rehin alan hırsızlarla temelli kalmak isteyen ilk rehineydim ve tarihe geçecektim.

Ama ne yapayım? Alıştırmışlardı beni kendilerine...

Düşüncelerime bir son verip koltukta tavanı izleyerek oturan Taehyung'a baktım. Geldiğimi fark etmemiş olmalıydı. Düşünüyor gibi bir hali vardı, tıpkı benim gibi.

Yavaş adımlarla koltuğa ilerleyip hemen yanına oturduğumda gözlerini kırpıştırmış ve bana bakmıştı. Artık suratım eskisi gibi olduğu için gönül rahatlığıyla bana bakabiliyordu.

"Makyaj gitmiş." dedi ve güldü. "Sonunda ya, korkunç görünüyordun."

"Şimdi nasıl görünüyorum peki?"

Bu sorum üzerine tek kaşını kaldırmış ve suratımı incelemeye başlamıştı. Diğer üç hırsız çoktan yatağına gitmiş ve yirminci rüyalarını görüyordu fakat biz Taehyung ile hep geceleri uyumak yerine sohbet etmeyi tercih ediyorduk nedense.

"Güzel görünüyorsun." dedi ve beni incelemeye devam etti. "Acılarını saklamaya çalışan birisi gibi görünüyorsun. Güçlü görünüyorsun, çok güçlü hatta. Yakışıklı görünüyorsun. Çekici ve tatlı. Hepsi bir arada yani."

"Kısacası çok aşığım desene sen şuna."

Bu dediğime hem gülmüş hem de gözlerini devirmişti. Onunla böyle konuşmak hoşuma gidiyordu. Zaten yakında gidecektim. İstediğim gibi davranmak istiyordum.

"Annen ne dedi sana?" dedi konuyu değiştirip. Sorusu üzerine yine göz göze gelmiştik. "Onunla konuşurken üzgün görünüyordun."

"Nasıl üzgün görünüyordum ya? Mutluydum gayet."

"Yalan söyleme bana pinokyo." dedi ve işaret parmağıyla burnuma dokundu. "Burnun uzar yoksa."

Parmağını burnumdan çektikten sonra kollarını göğsünde birleştirmiş ve dikkatle bana bakmaya başlamıştı. Sanki "Haydi anlat, dinliyorum ben seni." der gibi bir hali vardı. Eh, bana öyle bakınca da kendimi durduramamıştım. Sanırım ona anlatabilirdim.

lonely soul | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin