Haftasonunun mutluluğu ile odamda şarkı söylüyordum. Süperdi. Ta ki
"Lütfen susar mısın kulaklarımın dayanabileceğini zannetmiyorum."dedi. Çağrı'ydı. Uf bu neden benle uğraşmaya bayılıyor.
İnadına sesimi daha da yükseltip çirkinleştirmeye başladım.
"Uf git başımdan seninle ugraşamam. Hem sanane benim sesimden batıyo mu?"
Evet hiç bir şey dememişti. Ya da gitmişti. Kapım kapalı olduğu için göremiyordum. Ama muhtemelen gitmişti..
Kendimi yatağıma sırt üstü bıraktıktan sonra düşüncelere daldım.
Çağrı neden bana böyle davranıyordu? Yılbaşında çok değişikti. Ve şimdi daha da değişik. Aşırı derecede dengesiz birisi olmak zorunda mıydı? Ve bir o kadar da öküz. Oysa ki onunla iyi anlaşırız diye ummuştum.
Tek kelimeyle yanılmışım.
Nil kapıyı bile tıklatmadan pat diye odama girdi.
"Bugün alçılarım çıkarılıcak. Sonra da buluşmaya gidelim mi? Arkadaşlar özledik diyorlar. Üzmeyelim onları."dedi.
Bugün üzerimde nedenini bilmediğim bir mutluluk vardı. Hemen kabul ettikten sonra üstünü giyinmek için odadan çıktı. Yataktan istemeyerek de olsa kalkarak dolabıma doğru yöneldim. Ben bavulumu dolaba dizmemiştim ki. Bavula güzelce lanet okuduktan sonra bavulun içindekileri yatağın üzerine dökerek içinden bugün ne giyebileceğimi düşünmeye başladım..
Dakikalar sonra lacivert bir jeen pantolan üstüne ise siyah uzun kollu V şeklinde dekoltesi olan bir üst giydim. Pek dekolte verme çabasında değilim. Bunun için kolye takmayı planlıyordum. Bavulu iyice karıştırdıktan sonra takı olarak sadece bileklik ve küpe getirdiğimi fark ettim. Nil'den kolye istemek üzere odadan çıktım. Ayağıma kulaklık takıldı. Kulaklığı ayağımdan uzaklaştırırken.. evet birine çarpmıştım Hemde.
Çağrı ya..
Hemen dibimdeydi. Gözlerini bir yere sabitlemişti. Hemde nereme sizce? Göğüslerime bakıyordu. Evet evet göğüslerime bakıyordu. Seni pis sapık. Hemde büyülenmişçesine bakıyordu. Baya bi kendinden geçmişti. Bu haline gülmemek için kendimi zor tuttum.
"Hey orada mısın?"dedim. Elimi gözlerinin önünde hareket ettirip.
"Hı ne ne dedin anlamadım?"
Tabi anlamassın sapık. Başka yerlere odaklanmıştın sen o ara.
"Öff çekil önümden senle uğraşıcak vaktim yok."dedikten sonra tekrar karşıma çıktı. Daha da yaklaşmıştı. Yanından dolaşarak Nil'in odasına girdim. Omzumdan arkaya bir bakış attım. Öküz istifini hiç bozmamıştı.
"Nil şey boynumu kapatabilecek bir kolyen var mı?"dedim üzgün bir şekilde.
Çağrı, odaya Nil gibi kaba bir şekilde girdi ve
"Ne bu böyle süslenmeler felan nereye gidiyorsunuz?"
"Kapıyı çalmayı deneseydin?"dedim.
"Sana sorucak değilim."
Nil "Evet arkadaşlarla buluşucaz hastaneden dönüşte."
"Geç kalmayın."dedikten sonra odadan çıktı.
Nil "Of buna ne oldu böyle dünde bir garipti zaten."
"Deli deli."dedim.
"Al tatlım."deyip elinde ki kolyeyi bana uzattı. Teşekür ettikten sonra aynanın karşısına geçip kolyeyi taktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYKIRIŞ
Teen FictionRüzgar bilmediği sokakları yokluyordu. Hırçınlığından korkan yapraklar kendilerini ona bırakıyorlardı. Ah şu hayat hep bana mı öfkeliydi?yoksa herkese karşı mı böyleydi? Hayatım kırılan cam parçaları gibi her tarafa saçılmış toplanması imkansız bir...