17.bölüm

2.1K 71 9
                                    

Arat hızla alisanın karşısına geçti.

-olmayacak alisa. Sen kötü değilsin.

-öyleyim.

Diyerek hızla cam parçasını bileğine batırdı. Bastırdığı gibi kahkaha atıp

-cidden çok güzel hissettiriyor.

-alisa!

Diyen efsa, mert bey ve eylül hanım içeri girdi.

-onlara mı haber verdin?!

-hayatın için önemli alisa.

-değil! Ben annesini öldüren biriyim aras! Baba duyun mu?! Ben öldürdüm o kadını! Ben söyledim! O kadar sevindi ki bunu deyince! Benden o kadar korkuyordu!

Kocaman bir kahkaha atıp

-ondan öldü o sürtük!

Cam parçasını batırdığı yerden hızla omzuna kadar çekti. Aynı şeyi diğer koluna da yaptı.

-kızım! Yapma lütfen!

-acı istiyorum baba. Acı. Benim adım o değil mi zaten? Marea! Acı! Baba biliyor musun? Annem de mazoiştti. Öyle olduğu halde ona yaptığım işkencelerden korkardı.

Diyerek güldü.

-aptalın tekiydi. Sadece kendini düşünen bir aptal. Ölmeden önce banane dedi biliyor musun? Bana dedi ki aynı bana benziyorsun dedi. O an kendimden nefret ettim. O kadına benzeyemezdim. Aklıma geldikçe ölmek istedim baba.

Cam parçasını iyice damarına sapladı. Dizlerine ve ayaklarına batan camlar onları kanatmıştı ve yer kan içindeydi.

Mert bey kızına yaklaşamayacağını anlayınca yere oturdu. Kızına bakıp

-senin doğduğun ilk gün. O kadar telaşlıydım ki alisa. Annen seni düşürmek için neler yaptı hatta kendini bile zehirledi ama engelledim onu. Sonunda sen hayatta kaldın ve....seni gördüğüm ilk an nefesim kesildi. Dedim ki işte bu benim kızım. Ne olursa olsun güçlü ve hayat dolu. Doktorlar dedi. Doğduğu gün her bebek ağlar ama sen gülmüşsün. O kadar tatlı gülmüşsün ki. Doktorları bile şaşırtmışsın o gün.

Sonra her zaman senin yanında oldum. Annen ise doğumdan sonra gitti. Biliyor musun ilk sözcüğün baba oldu. Alisa ismini sana ben koydum. Asil soydan olan ve güzel anlamları vardı. İkinci adını annen istedi. Benden tek ve son isteğiydi. Annen olduğu için kabul ettim ama hiç anlamına bakmadım.

Hayatımda gördüğüm en güzel bebektin ondan alisa koymak istedim. Herkesi kendine hayran bırakırdın. Küçükken bir kere yere düşmüştün. Ağlamaya başlamıştın. Hızla yanına gelip endişeyle ve korkuyla kızım diyerek sana bakmıştım. Benim gözlerime bakınca sanki hissetmiş gibi ağlamanı durdurup bana gülümsemiştin. Sanki ebdişe ve korkumu anlamıştın. Küçükken ne olursa olsun ağlayınca gözüme bakınca ben üzülmeyeyim diye gülümserdin.

Bir gün bana sürpriz yapmak istemiştin ama yine düşmüştün. O gün yine endişe ve korkuyla yanına gelince gözüme bakıp bir anda susmuş ve yine sıcak gülümsemelerinden sunmuştun bana.

(Mert bey gülümseyip)

O gün bacağın kırılmış. Ben korkmayım diye ağlamadığın içinde fark etmedik ama bacağının üstüne basamayınca götürmüştük. Yine doktorunu şaşırtmıştın. Kaç kere acısını hissetmedin mi diye sormuştu. Sen ise doktordan bana kafanı çevirip doktora bakıp eğer canım acırsa babam çok üzülür. Ondan canım acımıyor demiştin.

Büyüdükçe daha güzel bir kız oluyordun. Adının hakkını fazlasıyla veriyordun. Küçük yaşta bile oğlanları peşinde koşturuyordun. Hatta hiç unutmam kreşteyken selim diye bir çocuk vardı. Senin yanına gelip ilgini çekmeye çalışırdı. Bir gün annesiyle bizim eve gelmişlerdi. Annesine arkadaşımla oyun oynamak istiyorum demiş.

Bizim eve gelince annesini de içeri sokup salona geçtiler. Ben de peşlerinden. Sen salonda oturuyordun.

Bir anda yanına gelip annesine anne işte gelinin dedi. Bana dönüp ise kızınızı istemeye geldim. Babacığım elinizi öpeyim. Dedi. Şaşkınlıkla annesiyle birbirimize baktık. Kadın ne diyeceğini şaşırmışken sen ise selime bakıyordun. Annesinin halini görüp kulağına bir şey dedin. Ondan sonra selim büyüyünce gekeceğim tekrar deyip gitmişti annesiyle. Selime ne dediğini bilmiyorum ama kalbini kıemadan reddetmiştin onu.

Annen seni kaçırınca ise ne yapacağımı şaşırdım. Bütün gün uyumadan seni arıyordum. Sonra eylül ablan ve efsayla tanıştım. Bana çok yardımcı oldu. Her pazar gecesi birlikte otururduk ve seni konuşurduk. Ben onlara senin resimlerini gösterip seni anlatırken efsa seni görmek için sabırsızlanırdı. Eylül ablan bir kaza geçirmiş ve çocuğu olmuyormuş. Ondan efsa hep kardeş hasreti çekmiş. Her akşam bşz onu yatağına yatırmadan camın kenarından kalkmaz ve senin gelmeni beklerdi.

Senin haberini duyunca o kadar heyecanlandık ki. Evden nasıl çıktığımızı hatırlamıyorum. Yıllar sonra seni gördüğüme çok sevinmiştim alisa. Sonunda meleğim geri dönmüştü. Seni ne okursa olsun sevdim kızım. Seni her halinle sevdim. Sen kötü biri değilsin. Deli hiç değilsin. Sadece alışkın değilsin. Yıllarca evden çıkıp annenden başka insan görmedin. Ondan alışkın değilsin ve bu senin suöun değil. Annenin suçu. Senin ölmeni istemiyorumkızım. Ergenliğinde yanında olmak isterdim. Sen bana ilk aşkını, ilk sevgilini anlat ben de kıskanıyım ve hafif sinirli durayım isterdim. Ben seni yanımda isterim kızım.

-baba.

Alisa gözleri yaşlı şekilde ona bakarken mert beyde gözleri yaşlıydı.

-efendim kızım?

-yıllarca seni çok sevdim biliyor musun? O karanlık odadayken senin endişeli ve korkulu gözlerin gelince korkumda gitti hep. Seni görmesem bile o gözlerin hep aklımdaydı. O karanlık odadaki her şeyden senin sayende korundum ben baba. Senin gözlerin aklıma geldikçe cesur bir kız olmaya söz verdim. Ama şimdi hiç iyi değilim baba. Kendimi iyi hissetmiyorum. Bugün aşağı inince kendimi ölücek gibi hissettim. İnsanlar çok fazlaydı baba. Bir an gözlerimi kapatıp hiç açmamak istedim. Özür dilerim baba. Ölmek istediğim için özür dilerim. Özür dilerim.

Hıçkırıkları odada yankılanırken hızla mert bey ayağa kalkıp kızına sarıldı. Bir süre sonra alisanın sesi gelmeyince

-alisa? Alisa? Alisa!

Alisa kan laybından bayılmıştı. Hızla kızını kucağına alıp merdivenleri koşarak aşağı inerken diğerleride endişeyle peşinden geliyordu.

Normal Olmak (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin