Bir Varız Bir Yokuz

616 62 35
                                    

YAZAR HARRY POTTER KİTABI NEREDE!? Sorularınıza karşın alın yazdım aaa.. Bu kitap diğer kitabın devamı niteliğinde değildir pek. Aynı seriden sadece. Yüksek istek sonucu Çapulcular seçildi. Uzun bir serüven, macera ve eğlence bizi bekliyor dostlarım. Hadi alın asalarınızı yola çıkıyoruz.
********

"London Bridge is falling down, falling down, falling down. London Bridge is falling down, my fair lady."

Çatıdan sarkıttığım ayaklarımı yavaşça kendime doğru çektim. Ve ayağa kalktım, dikkatlice odamın camına indim, içeri girdim. Oda arkadaşım daha gelmemişti. İç çektim ve çalışma masamın ordaki sandalyeyi geriye çekip oturdum. Önümdeki el yapımı kırık asaya baktım.

"Resmen bana deli dediler senin yüzünden, salaklar."

Olan şeylerden ötürü yine yüzüm düştü. Kendi kendime konuşmaya devam ettim.

"Sırf seni diğerlerine göstermek için götürdüm ama olana bak. O zorba yellozlar kırdı seni."

Kapı açılınca o tarafa döndüm hızlıca. Beril elinde kitaplarla gelmiş bana garipçe bakıyordu. Ah sanırım bu bakışları çok iyi biliyorum.

"Tahmin ediyim odanı değiştirmek istiyorsun?"

"As-"

"Merak etme alışığım."

Kırık asamı sweatimin cebine koydum. Açık olan kapıdan tam geçicekken.

"Dilekçeyi sen ver. Ben o lanet yazıları yazmayı sevmiyorum."

Diyerek koridorda yürümeye başladım. Kütüphanenin kapısını açtım. Karanlıktı. Hemen içeri sızdım sessiz bir şekilde. En uzaktaki rafın oraya gittim. Yere oturdum ve sırtımı rafa yasladım. Karanlık olması umrumda değil.

Sanırım kendimi tanıtma bölümüne geldik. Ben Tolunay Güneş. On beş yaşında siyah gözlü, saçı mavi ama asıl saç rengi bir sır olan bir deliyim. Herkes bana deli dediğinden değil. Ben kendim deliyim diye kabul ediyorum bunu. Her neyse. Anne ve baba denen şahsiyetler ben bebekken bana bakamadıklarından beni buraya bırakmışlar. Küçüklüğümden beri burdayım yani. Asi, kurallara uymaz, deli ve bir de sevilmeyen biriyim. Öğh ilgi isteyen kızların yazısına benzedi. Yazılmadı farz edin.

Bu kadar benden size bu arada. Kendimi size sadece bu kadar anlatabilirim. Sonuçta derler ki fazla güvenme kimseye.

Cebimden asamı çıkardım ve baktım üzgünce. O kadar emek vermiştim oysa. Başımı kaldırdım ve kitap raflarına baktım. Burayı bile bile seçmiştim. Çünki Harry Potter kitapları vardı bu rafların birinde. Ama benim merak ettiğim o Harry zamanı değil tabi. Önceki zamandı. Çapulcular zamanı. Harry Potter ile ilgili bir sürü bilgi var. Ya Çapulcu zamanı? Off keşke bu lanet kokuşmuş yerden kurtulup o zamana gitsem. Ama mümkün değil. Sıkıcı bir dünya. Ölümüm de burda olucak yakında. Sonuçta bu dünya için fazlalığım bir nevi. Kötü bir kız ve kavgacı. Ne beklenirdi ki benden?

Gözlerimi kapadım. Sırıttım bir an. Kısık sesle.

"London Bridge is falling down, falling down, falling down. London Bridge is falling down, my fair lady."

Bu nedense aklımdan hiç çıkmazdı. Ansızın gelmişti aklıma ve söylemeye başlamıştım birkaç sene önce. Beni rahatlatıyordu. Gözlerim kapanmaya başladı. Sanırım bugün de burada uyuycam.

*********

"Tolunay...Tolunay... Hadi uyan."

Gelen sesle gözlerimi yavaşça açtım. Mavi bir gökyüzü bana gülümsüyordu sanki beni deli etmek için. Kaşlarımı çattım. Yurdun çatısına ne oldu lan?

Yattığım yerden doğruldum ve etrafa baktım. Bir gölün yakınlarındaydım. Yanımda ormanlık bir alan vardı. Ayağa zorda olsa kalktım. İlk biraz yalpaladım başımı tutarak.

"Ne bok oluyor?"

Üstüme takıldı birden gözlerim. Pantolon giydiğimi biliyorum ben en son o zaman ne bu et- bu cüppe de ne? Kırmızı sarı. Çok tan- ah ne komik şaka. O yellozlar şimdide şaka yapıyorlar. Salaklar.

"Hey mavili ne yapıyorsun burda derste olman gerekirdi."

Gelen sesle arkamı döndüm. Dört tanıdık meraklı yüz bana bakıyordu. Neden tanıdıklar?

"Siz de kimsiniz?"

Uzun saçlı olan kaşlarını kaldırdı.

"Çok iyi şaka mavi kafa. Hogwarts'a geliyorsun ve bizi tanımıyor musun? Oysa herkes tanır diyordum. Ve bizim binadansın. Seni hiç görmemiştim. Ah sen yenisin sanırım."

Ne? Hogwarts mı? Cidden ne bok oluyor!?

"Ho-hogwarts m-"

Gelen ağrıyla başımı tuttum. Neler oluyor cidden. Ağrı şiddetlenince yere düştüm. Acıdan ötürü gözlerimden yaş geliyordu. Zar zor konuşarak.

"Hay sikeyim."

Çıktı ağzımdan son cümlem olarak. Daha sonra gözlerim kapandı.

Delilik/Çapulcular/Askıya AlındıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin